1604-1611 Yıllarında Macar bir kontun dul eşi olan Transilvanya Kontesi Elizabeth Bathori nasıl olduysa güzelliğinin solmakta olduğu fikrine kapıldı.. Yazılanlara ve anlatılanlara göre 1604 yılında bir gün hizmetçi kızlardan birine patak atarken, talihsiz hizmetçi genç kızın kanı kontesin yüzüne sıçradı.. Elizabeth kanı yanaklarından temizlediğinde, bunun güzelliğini artırdığı kanısına vardı.. Bir de çamur banyosunun garip olduğunu söylerseniz…
Her sabah bakire kanıyla yıkanmanın gerektiğine karar veren kontes.. Uygun adaylar bulmaları için hizmetkarlarını her gün etrafa göndermeye başladı.. Kısa süre sonra köylü kızların kanlarının yeterli olmadığını fark etti. Aristokrat genç bayanların kanına ihtiyacı vardı.. Böylece genç kızlara davranış dersleri veren bir okul açarak çok sayıda uygun kurban toplamaya başladı.. 1611 yılında kontesin yaşadığı şatonun yakınlarında tesadüfen dört genç kız cesedi bulundu.. Sonunda korkunç sırrı ortaya çıkmıştı.. Yetkililer daha sonra 650 genç kızın kontesin kendini güzelleştirme uğruna öldürüldüğünü belirlemişti.. Elizabeth’in hizmetkarları canlı canlı yakıldı.. Ancak Kontes Asil kanı taşıdığı için idam edilemiyordu.. Bu yüzden onu Şatosundaki bir daireye kapattılar.. ölene kadar orada 4 yıl yaşadı…
‘Bir de Vampirlere inanmazsınız.’..
(Yararlanılan Kaynak:Bir kötümserin Tarih Rehberi.Aykırı tarih yy.2005)
