KÜLTÜR SANAT

Neslihan Dağlı ile Seçkin Şiirler’de İbrahim Tığ

Merhaba sevgili okur,

Bu haftanın şair konuğu sevgili İbrahim Tığ, 1970 yılında Devrek’in Bakırcılar Köyü’nde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Devrek’te, Yükseköğrenimini Dicle Üniversitesi’nde “mimar” olarak tamamladı.

     1986 yılında başladığı yazın yaşamında şiirleri; Kıyı, Karşı, Gerçek Sanat, Aykırı Sanat, Milliyet Sanat,  İnsancıl, Tay, Tan (Yugoslavya), Ortam (KKTC), Türkstar (Almanya), Ünlem, Damar, Eski Edebiyat, Biçem, Şehir, Sözcükler, Varlık, Yaklaşım, Lacivert,  Evrensel, Berfin Bahar, Keşke, Yeni E, Sadece Şiir,  KE, Sarmal Çevrim, Lacivert, vb. sanat edebiyat dergilerinde yayınlandı.

     2000’e Doğru Dergisi, Cumhuriyet ve Aydınlık (günlük) gazeteleri ile Anadolu Ajansı’nda muhabirlik yaptı. 1994 yılında Devrek’te, Günlük Bölge Haber Gazetesi’ni kurdu, sahipliğini yaptı ve yazarlığını yapıyor. Günlük Anayurt gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Sürekli Basın Kartı sahibi olan Tığ, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FIJ) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) üyesi. Halen Devrek Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdür V. olarak görev yapıyor.

      Devrek’te, Aralık 2004 den itibaren de Şehir Edebiyat Dergisini çıkarıyor. (148. sayıya ulaştı)

    ESERLERİ:

 İlk Yaz Vurgunu (Şiir-1994) , Neler Gizliyor Adın (Şiir-1998),  Karabayır (Öykü-2005) , Yitik     ZamanDüşleri (Şiir-2006), Rüştü Onur, Yaşamı, Sanatı, Eserleri (Araştırma-2010, 2. Baskı 2014)

Rüştü Onur: Mektubun Avcumda [Mektup-2013 / Bu kitap daha sonra;     Rüştü Onur: Benim Şeker     Yavrum (Mektup-2015) adıyla yayınlandı.]

Sarıaylar (Şiir-2014), Kiraz Aldım Dikmeden / Devrek Türküleri (Derleme-2017, 2.Baskı 2019),  

Sur ve Sır (Şiir-2018) , Söğe (Öykü-2019), Geçek (Öykü-2020).

   ÖDÜLLERİ:

   Yugoslavya Tan Gazetesi Şiir Özendirme Ödülü, 2011 Raşit Kara Mansiyon Ödülü

   2018 Kemal Özer Jüri Özel Ödülü, 2019 Pusula Sahaf Kitabevi Emek Ödülü,

   2020 ZOKEV Kültür Ödülü

 İBRAHİM TIĞ’IN ŞİİRE DAİR DÜŞÜNCELERİ;

Sina Akyol kendisiyle yapılan bir söyleşide şiiri;  “Şiir, kalın bir inceliktir” diye tanımlıyor. Eklemek gerekir, lezzettir, taddır aynı zamanda. Yüreğimizin o alıcı ve yakıcı kuşu, değilse nedir şiir? Özlemin, acının, duygu ve düşüncenin dışa vurumuyla ortaya çıkan ahenkli sözcük uyumudur. Yaşamın ta kendisidir. Bunun içindir ki şiir bizi bir dünyadan başka dünyalara taşır.

    Şiir sözcükleri bir araya getirip yığma sanatı değildir. Özdür ve bu özün iç güzelliğiyle birlikte seslerin uyumunu ortaya koyma sanatıdır bence. Ritim, ahenk, uyum ve ruhumuzu okşayan birikimin estetik yaratımıdır.

     Belki her şey belki de hiçbir şeydir şiir.

BAHAR

renklerden bahar’ı sevdim

türkülerden babamı

içini döktü masallara

uçup gitti koşumsuz atlara binip

koynumda sesi kaldı

umut yetiştirmek için saksıda

annem güneşi öptü, ellerini

göğe açıp, fiyakalı yalnızlıklarda

bir dileği vardı elbet:

fesuphanallah!

kırlangıçsız geçmişti yaz, dedi

ve ansızın uzanıp gölgesine

sakladı yüzümü, ömrümden öptü beni

koşarak geçti aklımdan

ışığı olmak için karanlığın

**

İKİ DİL

önce geceyi soy üzerinden, sonra beni!

ten harami sıcağı, gülüşün tomurcuk

sav başından kendini, lut’u unut!

güzel adamları var çıkmaz sokakların

çıkmaz sokakların güzel insanları

karanlıkta göz kırpma bana, göremem

sıcağına bağlıyorum ağzını akıntıların

beş duyumuzla sarılsın gövdemiz hemhal

tenini, tenimle giydireyim, utanma

iki dilin bir insan ettiği yerdeyiz

söndür/me sihirli lambasını alaaddin’in

en utandığımız yerlerimizle

bütünleşiriz kalabalığı sağaltarak

**

NASILSA

bir turnanın seyir defterinde kalır

bıraktığın acı, her şehir düşmez baba!

yelesi eskiyen at, yaktığım kül,

yorulmuş gibisin, yollar mı uzun

adını sokakta bıraktığın o büyülü

masal yeniden anlatmalı kendini

bir kent gürültüsüyle yutkunur

keşiş, gayya, pusu ve üşüyen tını

gök sığacak yüzüme anne!

oysa ne çok severdi babam beni

taşırdı ağzında koca bir yokuşu

tanrı tapınakta sınanır, kopuk

söz ve eskitilmiş hayal, şeytan inciri

ah, baba sen iyisi mi

kuş biriktir göğsünde, nasılsa

çizildi üstü anıların, kendine gömüldü ölüm.

**

KÜÇÜK ÇOCUK

sen tanrının cebinde annemin taşıdığı ölü umut

şarabın azabıyla yıkanan toprak,

kalbine benziyor

küçük bir çocuğun

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.