KÜLTÜR SANAT

Neslihan Dağlı ile Seçkin Şiirler’de Atilla Yaşrin

Merhaba sevgili okur,

Bu haftanın şair konuğu sevgili Atilla Yaşrin 1968 Muş – Malazgirt doğumlu. İlköğretim ve orta öğrenimini Malazgirt’te tamamladı.

1994 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türk Dili ve

Edebiyatı Öğretmenliğini bitirdi.

Şiirleri 2013 yılında Prof. Dr. Halit Dursunoğlu tarafından bitirme tezine konu edildi. “Ben Mardin’im” şiiri, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 2013 Yılında 6.Sınıf Türkçe Öğretmen Kılavuz Kitabına alındı.

Bir kız, bir erkek çocuk babası.

Şiirlerinin Görüldüğü Edebi Dergiler: Varlık, Dize, Berfin Bahar, Deliler Teknesi, Lacivert,

Sincan İstasyon, Mühür, Akköy, Eliz, Sunak

ESERLERİ:

Nisan Damlası (Şiir-Kanguru Yayınları), Aşk da Rüya Görür (Roman-Kanguru Yayınları)

Nargülü (Şiir-Kanguru Yayınları), Sen Bana Önemlisin (Şiir-Kanguru Yayınları)

Morî (Yitik Ülke Yayınları), Torani (Yitik Ülke Yayınları)

ÖDÜLLERİ:

GAP Kültür Birliği tarafından düzenlenen Cahit Sıtkı Tarancı Şiir Yarışması’nda Mansiyon

Ödülü-2010.

GAP Kültür Birliği tarafından düzenlenen Cahit Sıtkı Tarancı Hikâye Yarışması’nda

Yayımlanmaya Değer Hikâye Ödülü-2010

2010 Cemal Süreya Şiir Yarışması Dosya Dalında Başarı Ödülü

2013 Behzat AY Yazın Ödülleri Birinciliği

ATİLLA YAŞRİN’ İN ŞİİR ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ:

Şiir; edebi metinler içerisinde, üzerinde kafa yoranlar için, en can sıkıcı olanıdır.

Neyin şiir olduğuna, neyin şiir olmadığına karar vermek neredeyse imkânsız. Buna karar

verecek otorite ne okuyucu iltifatıdır ne de edebiyat kuramcısıdır.

Onun mihengi zamanın süreğen beğenisidir. Edebi metin yazıldığı dönemin beğeni kriterlerini yarına taşırsa kalıcı olur, aksi halde sadece kelime yığını olarak kalır.

Şiirin yarısı ilahi, diğer yarısı beşeridir. Yani şair, yetenek ile doğar, çalışma ile beslenir. İki parçadan herhangi birinin eksikliği, yokluğu metin için zafiyettir. Paul Valery,

şiir yazma yönteminden söz ederken “İlk dize tanrı vergisidir, ondan sonrası da çaba,” dermiş.

Tanımsız olan bir şey, sadece kendisini hissettirerek varlık bulur. Bunu da ancak sanatçının eliyle veya diliyle yapabilir.

BENİ MARTILAR ALDATTI

ölüm şiirde seni, sende beni yakaladı

gözlerini suyun aynasında bırakıp

şiirdeki kendini kıskanarak gittin

bense

kirli sözcükleri dünle yıkayarak

öpüyorum denizi

uzaklaşan balıkçı lambalarının öptüğü yerden

gece kırıkları

Aragon’un mısralarıyla yoklarken

güneşin kirli kulaklarını

beni martılar aldattı

-maviye dalışlar

**

DÖVME

sürgünden dönen mor ışıktan

süzülen gecenin kanatsız telaşı

yağmura karşılık tanrıya adanan

bir tutam saç

yüz ve ellerde

dövmeleriyle kaderlerini

sorgulayan kadınlarımız

tende yaşayan bir ceylan gibi

buralarda sevda böyle yazılır

ışıktan önce ulaşır

dağların çığlığı

insan kaderi kadar suskun

totemin haram kıldığı

öpmesi günah dudakların

zamanla kararan insan değişimi

susuşlar: berdel ayazı

ağıtlar böyle günlerde susmalı

sokmuşsa akrep büyüsünü

**

BEN MARDİN’İM

Ben Mardin’im Mezopotamya’nın orta yerinde

Şahadet parmağı misali yükselirim göğe

Ezan sesi çana selam durur çan ezana

Güvercinler kâh kiliseye kâh cami avlusuna

Melek Tavus raks eder Müslüman’a Hıristiyan’a

Siyah ile yeşil cübbe yan yana

Ezidi güneşine karşı Mecusi ateşi yanar

Minaremde üç din yaşar

Haç ile hilal aynı örste tava gelir

Dil yerine gözler konuşur

Önümde içilmeyi bekleyen zaman

Mırra tadında her an

Posası çıkmış yıllar bana baston

Yol geçiririm içimden

Tek bağlantım tek engelim

Ben gecenin gerdanında Mardin’im

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.