Sevgiyi unutmuş insanlık için hayvan sevgisinden bahsetmek nicedir bilmem. Beton yığınlarından oluşan modern mezarlıklarından kurtulmak isteyen insanların hafta sonları piknik adı altında kedilerini doğa ananın kucağına atmalarının nedeni nedir sizce?
Peki, ya son günlerde moda haline gelen evde kedi / köpek beslemek alışkanlığına ne dersiniz?
İnsanoğlunun kendi doğasından uzaklaşıp doğada teselli arayışları değil de nedir?İnsanoğlu kendi türünde bulamadığı sevgiyi evinde beslediği hayvanların sevgisinde aramakta.. Peki ne kadar / nereye kadar? Adına insan dediğimiz hayvan türü ‘Homo Sapience’ türünde bulamadığı sevgiyi ilkel genetik kotlarında aramış olmasın sakın? İnsanlararası sevgiler hevese dönüşünce akabinde vahşet başladı. Kendi türünün sahtekarlığından, fedakarlık duyusunun olmamasından, veafanın ise İstanbulda bir semt adı olmasından öteye gidemeyen insanlararası sevgisizlik kaosu umarı hayvan sevgisinde aramaya başladı.
.
Buraya kadar iyi ve güzel. Yeteri kadar ahkam kestik. Sokaklar cins kedi ve köpek türleriyle dolu..
Nedeni geçici sevgi hevesi..
Bunalan insanlık hayvan sevgisine yöneliyor. Bir süre sözüm ona kendi kendini tatmin ediyor.
Lakin sevgi duygusunun yitmesi öyle bir alışkanlık haline geliyor ki bir zamanlar sevip, öpüp, kokladığı kedisini ve köpeğini onların sadakatlerine aldırmadan sokağa atabiliyor.
İşte bu noktada insan kendinden uzaklaştığı gibi doğanın şefkatinden de uzaklaşmış oluyor.İnsan denilen yaratığın tekmili birden böyle mi?
Hayır.. Kaideyi bozmasalar da istisnalar elbet var.
Bu istisnalardan biri de İsmail Yeşilli..Bir tesadüf eseri tanıştım. Bir dostum önerdi. ziyaretine gittim. Çok sevdiğim halde bir de Rokie Terrier yavrısu aldım. Yavru çok küçük. Tabiri caiz ise terbiye görmemiş.
Sevgiye , şefkate muhtaç -bencileyin- lakin olmadı, evin her tarafı ufaklığın kenefine dönünce Morkie adını verdiğim ufaklığı İsmail Yeşilli’ye iade etmek zorunda kaldım.
Morkie’yi hala daha özlüyorum. Bakışları arada sırada rüyalarıma girse de dönüşü olmayan bir yolda olduğumu biliyor ve vicdan azabı çekiyorum.
Geçelim..
Bunalımdan kurtulup, sadede gelelim.
Nasıl bir hayat yaşamıştır, ne yapmıştır, geçmişi nedir? sormadım beni ve okuru ilgilendirmez!
İsmail Yeşilli’nin bakışlarında insanlara bakarken bir farklılık sezinledim.
Kızgınlık, kırgınlık, yorgunluk, ‘Canlarım’ dediği hayvanlara bakarken gözbebeklerinde kozmik ışıltılar vardı..
İsmail Yeşilli 2005 yılında kurulan barınağa bekçi olarak girmiş. Bekçiliği ve hayvanları o kadar benimsemiş ki o günden bu güne mecbur olmadığı sürece ne ilçeye, ne de kente gitmez olmuş. Yaşamının tamamını onlara adamış.
Belli ki o da benim gibi hayvanları tanıdıkça insanlardan uzaklaşmış..
Barınağın adı : AKEM
İsmail Yeşilli, süreçte bekçi olarak girdiği barınağın sahibi olmuş. Bu arada AKEM’de köpek lere istediğiniz eğitimi de veriyor. Hem de ne eğitim?
“İnsanlar her köpekten her istediklerini alabileceklerini sanıyorlar. Oysa öyle değil. Köpeklerin türüne göre eğitim verilir. Onların da türlerine göre genetik özellikleri var. Bir Terrier’den bekçi köpeği olmasını bekleyemezsiniz. Onlar evcimendirler, sevgi köpekleridir. Bir Kurt türüne de Terrier’in özelliklerini öğretmek mümkün değildir. Bu yüzden insanlar hayvan sahiplenirken ne istedikleri bilmek zorundadırlar.”
Köpekleri eğitmenin sırrını İsmail Yeşilli böyle özetliyor.”Bekçilik eğitiminden, saldırı eğitimine, saldırı eğitiminden evde tuvalet terbiyesine,sosyalleşmeden, itaat e kadar uzun bir yolculuk bu…” diyen Yeşilli bunun dışında AKEM’de köpek oteli hizmetlerinin de verildiğini söyledi. İnsanların zorunlu oldukları zamanlarda evdeki hayvan dostlarından ayrılmak zorunda kaldıkları zaman AKEM’in otel hizmeti de verdiğini belirten Yeşilli “7/24 hizmet vermekteyiz” dedi.
Evet, mevzuu böyle.. Anlayana, anlayacak beyni olana bu kadar yeterli..
Peki nerede bu AKEM?
Çok uzak değil.
Mustafa Kemal Paşa Mh. Kurtuluş Caddesi Nu: 89 Yüreğir / Adana
Yani, Ceyhan yolu üzerinde Çimento kavşağından sola dönüyorsunuz.. Gerisi kolay… Ne de olsa navigasyon denilen bir teknoloji var..
Reha Ören