Eylül 2011, 256 sayfa, ISBN: 9786054339129
Harold Armstrong, ülkemizde “Bozkurt”un yazarı olarak biliniyor. “Turkey in Travail“, ilk kez, İngilizce’den, Türkçe’ye çevrildi. Kitap, Giriş dışında, otuz bölümden oluşuyor.
H.Armstrong, “Giriş“e şu sözlerle başlıyor:
“Şairler ve filozoflar insan ilişkilerinin değişkenliği hakkında düşünmüş ve şarkılar söylemiştir. Bütün o renkli Romance of History’lerde, bu değişkenliği Türkiye’nin son sekiz yılı kadar olağanüstü ve dramatik anlatan başka bir hikâye daha yoktur. Kader, benim o hikâyeyi yakından ve adım adım, genellikle de başlıca oyuncuları ve olaylarıyla yakından ilişki içinde takip etmeme fırsat verdi.”
-H. Armstrong, 1916-
İngilizce’den Çeviren :Ekin UŞŞAKLI
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ………………………………………………………………………… 9
bölüm bir
TÜRKLERLE İLK KARŞILAŞMA:
KUT-ÜL AMAR SAVUNMASI, 1916………………………………… 13
bölüm iki
TESLİMİYET………………………………………………………………. 23
bölüm üç
TUTSAKLIĞA DOĞRU………………………………………………….. 31
bölüm dört
TUTSAKLIK / ESARET………………………………………………….. 39
bölüm beş
İSTANBUL HAPİSHANESİ……………………………………………… 49
bölüm altı
ANADOLU’DAKİ ESİR KAMPI………………………………………… 55
bölüm yedi
OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN ÇÖKÜŞÜ: TAHLİYE, 1918… 61
bölüm sekiz
MÜTAREKENİN İLK GÜNLERİ….65
bölüm dokuz
1919’DA ORTA AVRUPA, İTALYA, ATİNA ve SELANİK…..71
bölüm on
GALİPLERDEN BİRİ OLARAK İSTANBUL’DA OLMAK…..75
bölüm onbir
ANADOLU’YA YUNAN AKINI ve TÜRKLERİN UYANIŞI…………..83
bölüm oniki
İSTANBUL’DAKİ RAHAT YAŞAM ve TEHLİKE SİNYALLERİ………. 97
bölüm onüç
SEVR ANTLAŞMASI FIRTINA KOPUYOR, 1920…..109
bölüm ondört
YUNANLILAR MÜTTEFİKLERİ KURTARIYOR
ve TÜRKLERİ GERİ PÜSKÜRTÜYOR…………………………………121
bölüm onbeş
İNGİLTERE’DE
SAVAŞ SONRASI TEPKİLER..127
bölüm onaltı
YUNAN – TÜRK SAVAŞI İLK YUNAN İLERLEYİŞİ, 1921……………..137
bölüm onyedi
ÜSKÜDAR ve TÜRK JANDARMA KOMUTANLIĞI…. 145
bölüm onsekiz
EŞKIYA AVI: YANNİ’NİN YAKALANMASI……..153
bölüm ondokuz
EŞKIYA AVI: BAKAL KÖY’DEKİ BASKIN……161
bölüm yirmi
JANDARMA DENETLEME SUBAYI OLARAK ANILARIM…….167
bölüm yirmibir
EŞKIYA AVI: LAZ TAHİR’İN ÖLÜMÜ………………………………..175
bölüm yirmiiki
TÜRK – YUNAN SAVAŞI:
ANKARA’DA TAARRUZ YAZI, 1921……….. 193
bölüm yirmiüç
FIRTINALAR ARASINDA GEÇİCİ BİR DURGUNLUK….199
bölüm yirmidört
HIRİSTİYAN AZINLIKLAR…….205
bölüm yirmibeş
İZMİT BÖLGESİ’NDE EŞKIYALIĞIN SONU..213
bölüm yirmialtı
1922’DE BALKANLAR, ORTA AVRUPA ve İNGİLTERE…. 217
bölüm yirmiyedi
YUNAN YENİLGİSİ, ÇANAK KRİZİ ve MUDANYA KONFERANSI, 1922……225
bölüm yirmisekiz
MUDANYA’DAN LOZAN KONFERANSI’NA
TÜRKLERİN BAŞARISI………………………………………………………233
bölüm yirmidokuz
LOZAN KONFERANSI ve TÜRKİYE’NİN TANINMASI………243
bölüm otuz
YENİ TÜRKİYE, 1923………………………..249
GİRİŞ
Şairler ve filozoflarinsan ilişkilerinin değişkenliğihakkında düşünmüş ve şarkılar söylemiştir.
Bütün o renkliRomance of History‘lerde,bu değişkenliği Türkiye’nin son sekiz yılı kadar olağanüstü ve dramatik anlatan başka bir hikâyedaha yoktur.
Kader, benim o hikâyeyi yakından ve adım adım, genellikle de başlıca oyuncuları ve olaylarıyla yakından ilişki içinde takip etmeme fırsat verdi.
Bu kitaptakronolojik ya da geniş kapsamlı bir tarih anlatımıyapmıyorum.
Bu kitap tuhaf zamanlarda, tuhaf yerlerde ve çoğunlukla da tuhaf olaylar esnasında tutulmuş kişisel notların bir toplamıdır.
Ama bu notlar bir arada Tarihin o tuhaf ve yabansı örgüsünü oluşturan ipliklerdir.
Türklerle, 1916 senesinde bir mağlubiyet anında tanıştım.
Almanya inanılmaz ilerlemişti ve Avusturya-Macaristan da onun yardımcısıydı.
Balkanlardaki düşmanlarını darmaduman etmişti ve geri kalanıyla da ittifak kurmuştu.
9
Türkiye’ye girmiş ve kontrolü almış, Anadolu ve Mezopotamya ve Bağdat’a doğru ilerlemişti.Almanya’nın yardımıyla Türkler İngilizleri geri püskürtmüş, Gelibolu ve Kut-ül Amar’da onlara karşı büyük galibiyetler kazanmışlardı.
Batı cephesinde Müttefiklerişe yaramayan ve kanlı sınır saldırılarıyla boş yere direniyordu.
Doğu cephesinde Ruslarzayıflıklarını göstermiş, Kafkas orduları tamamen geri çekilmişti.
Baltık’tan Orta Avrupa’ya, Balkanlar ve Türkiye’den Kudüs ve Bağdat ve Kafkaslara kadar hâkimiyet Almanya’daydı.
Kara İmparatorluğun fazlasıyla güçlenmekte olan eli, yakalandığı hastalıkla neredeyse boğulacak hale gelmiş Eski Dünya’nın üzerindeydi.
Birçok tarafsız gözlemciye göre Müttefikler yenilmişti.
Tutsakken, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılışına şahit oldum.
Müttefiklerin hayret verici zaferini paylaşmak için özgürlüğe döndüm.
Her yerde güven ve enerji, heyecan ve idealler gördüm.
Lime lime olmuş Yakındoğu sakince geleceğinin tayin edilmesini bekliyordu.
Müttefiklere büyük bir fırsat tanınmıştı ama bu konuda başarısız ve uygunsuz olduklarını kanıtladılar.Yenilmiş ve çökmüş, yalnızca barış ve güvenlik arayan Osmanlı İmparatorluğu da ayaklarının önüne serilmişti.
Akılsızca ve budalaca ve ulusal kıskançlıklar nedeniyle Müttefikler başarının meyvelerini çürümeye bıraktılar.
Yunanlılar Anadolu’yu işgale gönderildi ve yenilgiye uğradı ve Yunanistan da talihsiz bir dalgayla karşı karşıya kaldı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntılarının altından, binlerce güçlüğün içinden bir Türk Ulusu ortaya çıktı.
10
Yeni patlamada olan birvolkan kadar vahşi ve yıkıcı olan bu ulus düzlüğe çıkan yolu buldu.
Kendini korumak için acımasız bir savaş verdi.
Müttefikler dağılıp zayıf düştükçe, Türk ulusu da güçlendi ve gurur kazandı; askeri gücüyle Dünya barışı için bir tehdit unsuru oldu ve Müttefik Güçlere kendi sözünü geçirdi.
1916’nın o karanlık günlerinde bir tutsak olarak İstanbul’a geldim.
Oraya zafer dalgası ve umutla geri döndüm.
Muzaffer Türk Ulusunun karşısında, mağlubiyet ve bir utanç anında İşgalci Müttefik Güçlerle birlikte oradan kaçtım.
O ulusun ardında yeni bir Asya yükseliyordu ve intikam istiyordu.
Mızrak Yayınevi
11
Gazete Vatan Emek