Depremin onuncu gününde Rize İslampaşa mahallesinde portakal bahçesi bulunan hayırsever komşumuz Mustafa Okur, bahçesindeki bütün portakal, greyfurt, limon, mandalina ve kivileri depreme bağışladı.
Deprem felaketinin ilerleyen günlerinde Rize’de toplanan bağışlar ve koliler dolusu ihtiyaç malzemeleri TIR’larla deprem bölgesine gönderilmeye devam ederken, orada sağ kalan insanların C Vitamini alması da önemli bir ihtiyaçtır diye düşündüm. Bu düşündüm ve bahçelerimizde bolca bulunan C Vitamini deposu portakalları toplayıp bölgeye göndermek üzere konuyu Rize Belediye Başkanımız Rahmi Metin’e açtım.
Perşembe sabahı mesai başlarken Rahmi Beyin sekreterini aradım, erken saatlerde deprem bölgesine ulaşmak üzere yola çıktığını öğrendim. Kendisini telefonla aradım ve önerimi onayladı, Mustafa Okur’un bahçesinden söz ettim. Yaşlı komşumuz Okur’un telefonu bende vardı ve kendisi bir süredir hastanede yatıyordu, eğer evet diyorsanız telefonla kendisinden izin istemesini rica ettim.
Bir saat içinde gereken her şey yoluna girdi; başkanımız yardımcılarından Aydın beye ve Park Bahçeler Müdürlüğüne ulaştı, Mustafa Okur ile görüşüldü, “bahçede portakal mandalina greyfurt kivi ne varsa hepsini toplayın götürün” diye cevap alındı. Park Bahçelerde çalışan kadın ekibi ellerinde budama makaslarıyla ve boş 40 kasa ile geldiler, beni aldılar ve hep beraber saat 10.00 da tam ekip bahçenin bulunduğu Tiryaki Tepesindeki bahçedeydik.
Hava soğuktu, yağmur vardı ve kara dönüşmek üzereydi, arada dolu yağıyordu, rüzgar vardı ve biz benimle beraber altı kadın, üç erkek toplamaya başladık. Bahçeye tepeden aşağı inen çamurlu patika yol, boş sandıklarla aşağıya inerken sorun değildi, ama dolu sandıkları yukarı kamyonete taşımak zordu. Kasalar doldukça iki saat sonra taşımaya yardım edecek bir erkek grubu çağırdık. Saat 13.00 de 40 kasa portakal kamyonete yüklenmiş olarak hazırdı. Benim ayak parmaklarım üşümüş, pardesüm yağmuru emmiş halde bir hayli zorlanarak dönüş yolunu tırmandım. Ekipte en yaşlı olan bendim. Enkaz altında 10 gündür hayata direnenleri düşündükçe içime cesaret doluyordu.
Hava müsaade etseydi daha fazlasını toplayabilecektik. Hiç ellemediğimiz ağaçlar kaldı. Greyfurt, mandalina, çekirdekli sulu Rize portakalı, limon, kivi var, hava müsaade ederse belki yeni gönüllü bir grupla yarın tekrar bu bahçeye gidilecek.
Mahallemizin başka portakal bahçeleri de var. Bu sabah izin aldığım birkaç komşum daha oldu. Ancak gönüllüler kendilerini belediyeye Park Bahçeler Dairesinde yetkili Sultan beye bildirmeliler. İlk grup çok yorulduk, üşüdük, ıslandık; nöbet değişimine ihtiyacımız var.
Sultan Bey’in sabah bana ilk sözünü güzel bir anı olarak buraya aktarmak istiyorum. “Mahiye hocam, portakallarını depreme bağışlayan Mustafa Okur’un bu sevabı alması için siz vesile oldunuz, o da şanslı insanmış” dedi. “Evet, o bize izin verince sen de bu sevaptan pay aldın, hepimiz aldık” dedim.
Rize’miz böyle güzel yerdir, iyilikte yarışırız. Portakalları toplamaya gelen de, onları örgütleyen de, şoförü de, taşıyıcısı da herkes nasiplenir bu sevaptan. Çünkü iyilik yapmaya başlayınca bu pozitif enerji zincirleme büyür, bilimsel olarak böyledir. “İyilik yap denize at, balık bilmezse Halik bilir” dediğimiz o felsefenin halk diliyle özetidir. Daha güzeli, eski Oğuz töremizde güzel bir düstur vardı; “İyi şeyler düşün, iyi şeyler konuş, iyi işler yap. Ama asla borç alma.”
Meyve kamyonumuzun topladıklarımızı depremin merkezindeki Pazarcık ve Elbistan’a ulaştırmasını özellikle istiyorum, çünkü oralarda depremzede yakınlarım dostlarım var. Hem nasıl olsa Hatay-İskenderun taraflarında turunçgiller yetişmektedir. Gönderdiğimiz C vitaminleri, antioksidanlar, Kahraman Maraş’ta daha fazla makbule geçecektir. Belediye yardım kamyonuna bu hususu özellikle belirttim.
Portakalları ve mandalinaları dalıyla budama yaptık. Nedenini belirtmeliyim. Tek tek toplamaktan daha kolay oldu, fakat böylece meyve hem kolay çürümez, hem de yapraklarını kaynatıp çay gibi içebilirler. Yaprağını beş dakika kaynatıp beş dakika bekletip çay olarak içilirse, soğuk algınlığına ve akciğer iltihabına iyi gelir. Ayrıca, mandalinayı soyarken üzerinde bir parça kabuk bırakılmasını öneririm; böylece mandalinanın hazmı kolaylaşır, midede asit bırakmaz. Yemekten sonra midesinde hazımsızlık olanın hazım sorununu giderir. Bu arada… Bir miktar kivi toplamıştık, midesi rahatsız olanlara önermiyorum; asit artırıcıdır. Greyfurtlardan komposto yapılırsa ve çekirdekleriyle yenirse, hücre yenileme özelliğiyle yaraların çabuk iyileşmesine de yarar. Portakal kabukları çöpe atılmamalı, parçaları limon gibi çaya katılabilir, buharı teneffüs edilerek bu sayede gripal enfeksiyonlara karşı akciğeri korur.
Canlarım, ülkemize büyük geçmiş olsun. Ölenlere rahmet, yakınlarını kaybedenlere sabır, yaralılara acil şifa diliyorum.
Üzerimde bir selam ve bir teşekkür var, yazmalıyım. Rize’de Tıp okumakta olan Pazarcıklı depremzede bir aileden oğlumuza (adı bende saklı) elden verdiğimiz bağış ve Pazarcık’a gönderdiğimiz eşyalar yerine ulaşmış, çok teşekkür ediyorlar. Artvin, Rize ve Trabzon’dan gelen yardım ilk ulaşan yardımlar olmuş, bunun için özellikle teşekkür ediyorlar.
Noktayı koymadan hatırlatıyorum. Yeni toplayıcı gönüllüler bekliyoruz. Belediyede Park ve Bahçeler Dairesine başvursunlar. Bugün bahçesindeki portakalları depremzedelere bağışlamak isteyen birkaç dostum oldu, yetiştirip onları toplayamadık. Kamyonu dolduralım, yarım gitmesin.
Haydi, gönüllü toplayıcılar bir adım öne!…
Mahiye Morgül /15.2.2023