Benim mesleğimde olan,
Antropoloji’de bilimsel verilerden ortaya çıkan temel bir bilimsel teori vardır. Bu, hiç bir beyin ve akıl yüzde yüz ( kolonileştirilemez) ele geçirilemez/ işgal edilemez diye.
Bu teoriyi geliştiren antropoloji, öncelikle pratikten verileri bilimsel olarak gözlemleyip, analiz edip ve sonrada bunu teorik bir çatıya dönüştürmüştür.
Ve antropoloji bunu temel bilgi olarak her konuda başvurulacak bir referans olarak dünya kamuoyuna sunmuştur.
Bu antropoloji biliminin temel teorisinin ispatı ise, dünyanın her yanında ve her alanda ayan beyan görülmüştür.
Bu teorik birikime göre akıl ve beynin yüzde yüz kolonileştirilememesi ögesi, her dönemde ve değişik süreçler içinde tüm toplum ve kurumlarda oluşan tüm olumsuz ve imkansızlıkların, belli bir aşamadan sonra olumlu yönde değişkenliğinin ve ileri oluşumlarının, toplumların ve kurumların ilerlemelerindeki temel neden olarak görülmektedir.
Yani dünyadaki ortalama ve ülkelerdeki somut yeni gelişmeler ve olumlu toplumsal ve kurumsal ileri değişmeler, toplumları yönetmek isteyen ve bu nedenlede maddi, ideolojik ve teorik güçle hareket ettiği bilinen güçlerin, mevcut toplumları ve kurumları yüzde yüz kolonileştirilmesinin gerçekleştirilmesinin imkansız oluşundan kaynaklanmaktadır.
Bu yüzden, Türkiye ‘deki mevcut iktidar ve bu gibi oluşumlarında yüzde yüz Türk Milleti’nin ve kurumlarının ideolojik ve siyasi olarak yüzde yüz kolonileşmesi de bilimsel olarak imkansızdır.
Bu imkansızlık, toplumun olumlu yönde değişimi ve gelişiminin temel şartlarını oluşturan bugün ve yarınki neden olacaktır.
İşte bu yüzden, bu seçimlerde de. olduki bu mevcut iktidar seçimleri kazandı diyelim, bu iktidar her halükarda gelişen ve değişen dünya ve ülke şartlarının doğurduğu ve doğuracağı nedenlerden dolayı ülkeye yüzde yüz asla hakim olmaz.
Tabiki bu iktidar eğer bu seçimleride şu yada bu şekilde kazanırsa, Türkiye ‘deki toplum ve kurumlara
acı çektirebilir ve çok olumsuzluklar yaşatabilir. Ama o toplum, kişi ve kurumlar üzerinde var olan akıl ve beynin, mevcut iktidarın toplum ve kurumlarda yapmak istediği yüzde yüz kolonileştireme istemininde
imkansız olmasından dolayı, bu iktidar önümüzdeki siyasi süreç
İçinde toplum ve kurumlardaki istemiş ve amaç edinmiş olduğu bir yüzde yüz kolonileştirme oluşmayacağı için, bu mevcut iktidar olduğu sürece hep diken üstünde olacaktır.
Şimdi önemli olan bu bilimsel veriye ve teoriye görede hiç kişi, toplum ve kurumlar olarak Türkiye ‘de hiç umudu kaybetmeden, antropolojinin dediği gibi : toplum ve kurumlardaki akıl ve beynin kolonileştirilmeyen yerinden kişi, toplum ve kurumlar olarak bu kolonileştirmeye ( örneğin islamcılaştırma) karşı tekrar yeni bir çıkış yakalamanın hazırlığını yapmalıdır. Ve bu unsurların iktidara karşı hiç umut kaybetmeden, şimdiden, bunun sorumluluğunun bilincinde olarak, bilinçli hareket etmesinde de yarar vardır.
Her zaman olduğu gibi:
Atatürk ile kalın
Cumhuriyetle kalın
Bilimle kalın
Akılla kalın
Hoşçakalın
