Genel

Seçimler bitti. Bahanelere gerek yok. Bu muhalefetle bu kadar!

Evet seçimler bitti.
Türkiye yerinde duruyor. Millette öyle.
Seçimleri RTE kazandı KK kaybetti.
Bunun siyasi muhasebesini yapmak tabiki gerekir.
Ama bu iki liderde 5 sene sonra siyasette yoklar.
Peki ne olacak.
Ne diyelim?
Burada bundan sonra  önemli olan tabiki ülke içinde artık siyasi gelecekleri açısından partilerin ideolojik ve siyasi muhasebelerini gelecek yüz yılıda hesap ederek, ülke ve dünya şartlarınıda öngörülü olarak yapmalarıdır.
Ülke dışında ise, dünyada hiç bir devlet Türkiye gibi bir devleti görmemezlikten gelemez ve şimdi ve gelecektede yakın işbirliği yapmaktan kendini alıkoyamaz.
Bu konuda esas mühim olan şey ise, dünyada her hangi bir devletin, buna ABD, Çin, Avrupalı devletler ve Rusya, Brezilya vs de dahil, Türkiye’yi sevip sevmemesi ile ilgili olan değildir, iktidarda kim olup olmadığı ile ilgilide değildir, burda önemli olan tek kıstas Türkiye’nin dünyadaki potansiyeli, yeri ve önemi ve dünyada ki stratejik, gelecekte şimdiki ve tarihsel toplam kapsama alanıdır.
Dünyadaki devletlerin  Türkiye için olan esas ölçüsüde budur.
Ve bundan dolayıda bazı devletler Türkiye’de ki iktidara ilişkin olarak ister hasım ister dost gözüksünler, Türkiye ile ilişkilerine dikkat ederler ve kendi milli menfaatlerine göre Türkiye ile ilgili ilişkilerini geliştirme yönünde hareket ederler.
Nitekim seçim sonuçlarının açıklanmasından bir iki saat sonra dünyanın her yanından tebrik mesajlarının seçimleri kazanan tarafa yağmasıda bu yüzdendir.
Çünkü dünyadaki devletler genellikle gerçekçidir.
İktidara veya Türkiye’ye karşı kinci görünseler bile aptal ve hayalperest değildir.
Bu bakımdan, Türkiye’nin başında kim olursa olsun, belli uluslararası ve stratejik parametrelerden uzaklaşamazlar.
Gelelim bir başka konuya,
Seçimlerde gösterdiki, sonuç açıklandığı zaman RTE’nin konuşacağı CB “külliyesinde” Atatürk ‘ün kalpaklı silüeti meydanı belirgin bir biçimde domine etmiştir. Bunu medya yoluyla  dünyada izlemiştir.
RTE bu bakımdan kabul edelimki çok akıllı davranmıştır.
Çünkü Türkiye’yi yüzde 52 ile birleştiren kendisi değil Atatürktür.
Bunun RTE çok iyi farkındadır.
Ve bu temel unsuru seçim sırasında ve sonrasında taktik olarak çok iyi kullanmış ve değerlendirmiştir.
Çünkü Türkiye ‘de iktidarda kim olursa olsun,  RTE bunun ve kendinin bile temel varlık sebebini anlamış ve iki tutkalı yani silüette Atatürk ve konuşmasında da Türk Milletini öne çıkartmıştır.
Çünkü  O’da biliyorki, evet  bir çok liderler arasında kendiside göründüğü gibi görece büyüktür, ama Atatürk ve Türk Milletinden daha büyük değildir.
Bunu RTE yaşayarak siyasi yaşamında çok iyi idrak etmiştir ve kendisinin Atatürk ve Türk Milleti gibi ebedi bir lider ve unsur değil geçici olduğunuda bilmektedir.  Ve bu konuda işin RTE’nin kendi
için yaptığı ve yaptırdığı klasik büyüklük , dünya lideri vs gibi propagandası  yönünü esas almaz isek, bu konuda  RTE çok gerçekçidir. Pragmatiktir.
Bundan dolayı Atatürk silüeti ve Türk Milleti konusunda son zamanlarda akıllı davranmış ve bunu dünyaya karşı konuşarak ve göstererek ilanda etmiştir.
Ve RTE, kim ne derse desin kendi son konuşma çıkışıyla Türkiye için temel teşkil eden bu iki tutkalın Türkiye’de  her siyasi güç
için vazgeçilmez ve en güvenilir liman olduğunuda bu şekilde tescillemiştir. Bunu dünyayada dün konuşarak duyurmuş ve yaptığıylada ilan etmiştir.
Muhalefet bu anlamda  RTE’nin davranışlarının neden ve sonuçlarını çok iyi analiz etmelidir.
Ülkede ki siyasi güçlerinde, bından sonra kim olurlarsa olsunlar bundan sonra ki siyasi geleceklerinin bu iki temel unsura uzak ve yakınlığına göre iktidar merdivenlerini tırmanacakları da böylece ortaya çıkmıştır.
Burada tabiki konu şekil ve söylemlerden çok, ülkedeki her gücün sınırlarının sınırsız olmadığını anlamasından da geçmektedir. RTE’de bunu bilmektedir. Muhalefette bunu öğrenmelidir.
Hergün gelişen ve değişen siyasi hayat  bu bakımdan yerel ve genel seçimler itibari ilede, bu konuda siyasi güçler için; bahaneci, hayıflanıcı değil öğretici olmalıdır.
Bundan sonra bu siyasi gerçeklerden  bir nebze öğrenmek istemeyende, Türkiye’de ebediyen mühalefet olarak kalacaktır. Yada siyaseten  yok olur. Bunun böyle olacağı ve olduğuda siyasi süreçlerin sonuçlarında açıkça görülmektedir.
Bilineceği gibi, dünkü seçimler konusunda önümüzdeki günlerde hem Türkiye hemde dünyada çok yazılıp çizilecektir ve bu konuda çok söylem, tartışma olacak ve analizler yapılacak ve duyulacaktır.
Ama burada gerçek olan şey ise, Türkiye ve dünya şartlarının getirdiği bir sonuç olarak seçimlerin sonuçları, bunu iyi okuyan taraf için önemli örnek ve öğretici sonuç olmalıdır. .
Artık dün Türkiye ‘de İktidar galibiyetini ilan etmiş ve muhalefette bunu kabul etmiştir. Bunun şaibe vs üzerine bahanesini üretmeninde yolu bu şekilde kesilmiştir.
Biliyoruzki her siyasi süreç geriye değil ileriye doğru  işlemektedir.
İktidar ve muhalefet olarak geçmişin muhasebesini yaparken artık önlerine nasıl bakılması gerektiği konusu işlenmeli, idrak edilmeli ve yeni söylem ve eylemin gerçekçi
olması için ve bunların bundan sonraki süreçte disiplinli olarak her iki taraf için çalışılmasıda  gerekmektedir.
Çünkü insan gibi siyasetinde hayatı devam etmektedir.
Dünkü seçimde kazanan ve kaybeden için bundan sonra esas olarak neden ve sonuç olgusu tartışılabilir ama esasta sonuç itibari ile bu durum fiili anlamda artık arkada kalmıştır.
Yeni bir dünyaya uyanış kadar herkes için arkada kalmıştır.
Geçmişin muhasebesi, seçim sonuçları,  siyasi partiler olarak badanaj yapar gibi bundan sonra da sürekli yapılırsa, Türkiye ‘de ki siyasi partiler açısından dünkü seçimle ilgili sonuçlardan ders çıkarıcı olunmaz, geçmişe gömülünür ve geçmiş öğrenilecek bir dersane olmaktan çıkar ve kısır kavgaların geçtiği bir bataklığa dönüşür. Bu tabiki hiç bir siyasi güç için sağlıklı da olmaz.
Bugün dünkü seçimle ilgili sonuçlara bakıldığında,  ülkedeki son 5 yıldır  yeni siyasal Cumhurbaşkanlığı sisteminden dolayı ve ittifaklar olarak ikiye bölünmüş gibi gözüksede,  günlük hayatta milletin olgun kodları ve vatandaşların birlikte olma ve yaşama istemi açısından bunun geçici bir olgu olduğu bu anlamda kabul edilmelidir. Çünkü Türk Milleti olgun bir millettir.
Şimdi bu yeni günden itibaren vatandaş olarak herkes bundan sonra verdiği oyun sonucu olarak, özgürlüğün, hukukun, siyasetin, güvenliğin  ve ekonominin kendine nasıl yansıyacağını tahmin ederek değil,  artık yaşayarak yine görecek ve öğrenecektir.
Ve vatandaş, bugünden itibaren seçimlerde muhalefetin yada iktidarın ne kadar oy aldığını düşünerek vakit geçirmeyecek ve vatandaş artık  bundan sonra ne yiyeceğinin ve giyeceğinin hesabını yapacaktır.
Çünkü vatandaşın günlük gündemi siyasetin gündeminden farklıdır. Buda çok doğaldır.
Yani aslı olan vatandaş için bundan sonra siyasi söylemler ve tahminler değil, gerçek yaşamdaki veriler ve siyasi olumlu yaratıcılıklar olacaktır.
Evet sadede gelirsek, seçim adil değildi,
Evet RTE devletin tüm olanaklarını kullandı,
Evet anayasaya göre üçüncü defa Cumhurbaşkanı olamazdı,
Evet YSK RTE’nin kontrolündeydi vs..
Evet  bunlar doğru evet ve evet…
Ama bu seçimleri kaybeden muhalefet bunlara bile bile lades diyerek seçimlere girdi.
Ve sonuçta böyle bir resim ortaya çıktı.
Ve bu yüzdende kimsenin bu anlamda dövünmeye ve yeni bahaneler üretmeye hakkı
yoktur.
Kabul edelimki, bu tür rejimlerde, siyasi iktidar devlet olanaklarını hep kullanır, herşeye ve her imkana da sahiptir.
Muhalefet ise aynı imkanlara sahip değildir.
Bu yüzden seçimler hiç bir zaman seçime katılan muhalefet açısından adil değildir.
Bunlara tamam.
Ama 21 yıllık yıpranmış bir iktidarı değişirmemek yada değiştirememek imkansızda değildir.
Seçimlerde de görüldükü mevcut muhalefet ideolojik ve siyasi olarak , plan ve program, kadrolar açısından yeterli ve üretken değil ve böyle yıpranmış bir iktidarı değiştirmeye açıkça liyakatli de değildir. Bu anlamda herşey ortadadır.
Seçimde alınan sonuçlar bunun en iyi ana testidir.
Kısaca, muhalefet, bugüne kadar Türkiye’yi ve iktidarı iyi okuyamamış, dünya ve Türkiye şartlarını iyi değerlendirememiş ve anlamamıştır.
Anlaması için ve iktidar olunması için ise muhalefetin bundan sonra yeni kadro, siyasi strateji ve ideolojik yeniden yapılanmaya ihtiyacı vardır.
Yani muhalefet, bu kadrolar ve yanlış analizler ve ittifaklarla  yoluna devam edemez. Etkili olamaz.
Ve bundan sonra muhalefet,  muhalefet olarak ( değişik partiler) hem şöför ve hemde hedefine ve amacına hangi yoldan gideceği konusunda bir değişikliğe gitmek zorundadır.
Son seçimin sonuçlarının sosyolojisi ve matematiği bellidir.
Bu muhalefet açısından eskide ısrarcı değil yeni
için  öğretici olmalıdır.
Bugünkü muhalefet liderleri ve kadrolarının, bugün mevcut iktidara karşı tattıkları bu yenilgi için bahaneleri ve öğrenmek için bahaneleri bu yüzden kalmamıştır.
İktidar, özellikke RTE, dünya ölçeğinde kendinin Türkiye’de seçim sonuçları itibari ile yeniden iktidarda olduğunu ve bunun değişmediğini kabul ettirmiştir.
Bundan sonra Batılı ve Doğulu devletler buna göre posisyon alacaktır.
Bu devletlerin amaçları ne olursa olsun , iktidardakine küsücükler yapıp, Türkiye gibi çok önemli bir ülkeyi kendilerinden uzaklaştırmak diye bir lüksleri yoktur.
Dünyadaki devletler, kim olursa olsunlar, bugün ve yarın Türkiye ‘de iktidarda kim varsa ve olursa onunla çalışmak zorundadırlar.
Bunu her tecrübe sahibi dünyadaki devlet kadroları kabul etmiştir ve ilk tebrik mesajlarınıda seçim sonuçları ilan edildikten sonra ki  ilk saatlerde RTE’ye göndermişler ve dünyanın gözü önündede bunu deklare etmişlerdir.
Kimse analizlerinde kendi niyetini analizlerine bulaştırarak analiz yapmamalıdır. O zaman o kişi ve diyadi güç kendini yanlışa düşmekten alıkoyamaz ve bu,  O kişi veya  O siyasi güç için de öğreticide ve faydalıda olmaz.
Çünkü aslı olan niyet ve sanal veriler değil, gerçek veriler ve sonuçtur.
Peki bu iktidar hiç değişmezmi?
Tabiki değişir ve değişecektirde.
Değişeceği zamanı, iktidar değil öğrenmiş ve yenilenmiş muhalafet belirleyecektir.
Çünkü bir ülkede iktidarı iktidarın kendisi değiştirmez.
Akıllı, muhalefet değiştirir.
Bu anlamda mevcut iktidarın değişmesi için ise önce muhalefetteki kadro ve liderlerin gerçekçi kadrolar ve liderlerle  bir yer değiştirmesi gerekmektedir.
Yada muhalefet muhalefet olarak birilerinin memnuniyeti için paslanmış partiler olarak kalmamalı, ya partilerini restore etmeli yada  yeni akıllı partiler ve liderler yaratmalıdır.
Artık bu konuda da tabiki Türk
İye’de iktidar olunmak isteniyorsa değişik bahaneler üretmeye gerek yoktur.
Ne yapılacağı ve yapılması gerektiği bu konuda artık bellidir…
Herşey ortadadır.
Gerçekten herşey ayan beyan ortadadır..
Ha..
Demedi demeyin..
Her zaman olduğu gibi:
Atatürk ile kalın
Cumhuriyet ile kalın
Bilimle kalın
Akılla kalın
Hoşçakalın
Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.