RİFAT SERDAROĞLU

DEVLET TARİKATI MENZİL

“Tarikat Kuşatmasındaki Türkiye, Halidi Cehennemi” adlı eserinde Sayın Rıza Zelyut, “Gavs” sözcüğünün, tarikat içinde ne anlama geldiğini söyler;
Peygamberden çok çok üstün ve yaşayan Allahlar biçiminde anlatılan şeyhlerin en başındaki kişiye GAVS denir.
Tarikatçı kaynaklarda ise şöyle tarif edilir;
“Gavs; Allah’u Teâlâ’nın, yeryüzünde tasarruf hakkı verdiği, manevi orduya başkanlık yapan kişidir!”
Kur’an’da bulunmayan ama uydurulmuş hadislerle yaratılan bu tipler, Peygamber’den daha yetkili, daha ulu, daha büyük işler beceren varlıklar olarak anlatılır!
Bunlar kendilerini “Keramet” sahibi olarak tanıtırlar!
Nasıl kerametse, bazen babadan oğula, bazen kardeşe, çoğunlukla da damatlara geçer! Ülkedeki tarikatların çoğunun başında damatlar bulunmaktadır!
Şeyhin kızı ile evlendirilen damat, bir gecede keramet sahibi oluverir!
Bunlardaki keramet nasıl bir güç ise, keramet mi, nikah cüzdanı mı belli değil.
Tüm Allah Elçilerinin (Peygamberlerinin) görevi, kendilerine vahyolunan ilahi ayetleri, SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.
Kassas Suresi/56 ayet; “Şu bir gerçek ki, sen istediğin kişiyi doğru yola iletemezsin. Ama Allah, dilediğine kılavuzluk eder. Hidayete erecekleri O daha iyi bilir.”
Allah’ın Peygamberlerine vermediği yetkiyi, bu din tacirlerine vereceğini düşünmek sadece akıl hastalarının işidir. Buraya kadar anlattıklarımız, İslam Dini ile ilgili kısımdır. (Sn. Sedat Şenermen’e çok teşekkür ederim)
Laiklik İlkesi, Cumhuriyetimizin temeli ve Anayasamızın değiştirilemez hükümlerindendir. Laiklik yoksa, Demokrasi de, Cumhuriyet de, Özgürlük de yok demektir.
Ülkeyi yönetenler, görevlerine başlarken Anayasaya uyacakları konusunda, namusları, şerefleri üstüne, Türk Tarihi ve Türk Milleti önünde yemin ederler. Anayasa da herkesi bağlar. Namuslu ve onurlu insanların yeminlerine sadık kalmaları beklenir. Gerçek böyle mi acaba?
AKP, 2008 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu tespit edildiği için “Hazine Yardımı almamak cezasıyla” mahkum edilmiş SABIKALI bir partidir.
Genel Başkan Erdoğan; “Halkı sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçundan dolayı mahkum olmuş, SABIKALI bir Genel Başkandır.
Son 22 senede ilk defa AKP-FETÖ ortaklığı ile Yüksek Yargı tamamen FETÖ denen alçak örgütün hakimiyetine verildi. AKP-FETÖ ortaklığı paylaşım kavgası yüzünden şeklen bitince, Yüksek Yargıya AKP iktidar gücünü kullanarak etkin oldu. Daha sonra, Yargıdan yaklaşık 5 Bin Savcı-Yargıç ihraç edildi.
AKP’de İl-İlçe teşkilatlarında Avukat olan üyelerinden binlercesi Yargıya alınıp, Savcı ve Yargıç olarak görevlendirildiler.
Artık Laiklik karşıtı eylemler neredeyse suç olmaktan çıktı. 10 Binden fazla Kaçak Kursta, çocuklar hurafelere inanmaya zorlanıyor, 4-6 yaşındaki bebeler birer Taliban militanı gibi yetiştiriliyor!
Eğitim tarikat ve cemaatlerin eline bırakılmış, kurulmaları Anayasaya göre yasak olan tarikat-cemaatler, Dernek-Vakıf adı altında örgütlenerek, müzik festivallerini engelleyecek güce eriştiler.
Cumhuriyetin kurumları liyakatsiz kadrolarla dolduruldu, görevi Siyasi Partilerin faaliyetlerinin Anayasaya ve Siyasi Partiler Yasasına uyumlu çalışmasını denetlemek olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, iktidarın emrine girmiş gibi, yok hükmündedir.
Türkiye’de, yasaklanmış olan Medreseler, Bakan ve milletvekillerinin katılımıyla açıldı. Ülkede binlerce Apartman Medresesi ve Apartman Kilisesi faaliyetine devam ediyor.
Böyle bir ortamda, görevleri Anayasayı ve Laik Cumhuriyeti korumak olan CHP ve İYİ P yeni bir “Ruhban Sınıfı” gibi çalışacak ve Laikliğin köküne kibrit suyu dökecek “Diyanet Akademisine” evet oyu veriyordu!
Gelecek-Deva partilerinin Genel Başkanları ağlayarak, Atatürk düşmanı seccade şeytanlarının ardından mesajlar yayınladılar.
Aziz Türk Milleti;
Laik Cumhuriyet, felaketin farkında olmayan bir kısım vatandaşlarımızın oy vermesi, AKP’li çakalların oy kaydırması, muhalefetin çapsızlığı ile köşeye sıkıştırılmış durumda.
Şu cümleyi DOĞRU Partiden başka söyleyen kimse yok;
Doğru Parti siyasi sorumluluk aldığında, Anayasamızca yasaklanmış tüm Tarikat-Cemaat-Vakıf-Dernekler- Öğrenci Yurtları-Kaçak Kurslar kapatılacak ve kamulaştırılacaktır…
Bizim görevimiz şudur;
Bizler DOĞRU Partililer, şahısları için siyaset yapan partilere benzemeyiz.
Bizler Büyük Atatürk’ün gerçek Kuvvacılarıyız. Tehlikeyi 2007 yılında gördük ve o günden beri Türk Milletini uyarmaya çalışıyoruz. Türk Milleti bizi anladı, fakat sesimizi duyurmamızı sağlayacak, muhalif (!) TV’lerden destek göremedik.
“Laik Cumhuriyet ve karşı Siyasal Ümmetçiler” mücadelesi çok yaklaştı.
Umarım ve temenni ederim ki, AKP iktidarı şu anki akıl tutulması durumunu bırakır ve ülkeyi emperyalist devletlerin planladığı “Kardeş Kavgasına” düşürmeden demokratik yolla birlikte düze çıkarabiliriz.
Takdir de karar da Türk Milletinindir…
Sağlık ve başarı dileklerimle.

14 Temmuz 2023

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.