Nörolog Prof.Dr. Gazi ÖZDEMİR Bey’in Şira Yayınları’ndan Nisan 2023’de çıkan yeni, hacimli eseri “Kütüb-i Sitte’deki HADİS ve SÜNNET GERÇEĞİ” bugünkü yazımın konusu olacak.
Bugüne kadar kendi bilim alanı yanında ayrıca 60 yıla yakın emek yoğun olarak gerçekleştirdiği Kur’an Araştırmaları sonucunda başta “Son Davet KUR’AN ÇEVİRİSİ” ile “OKU Konularına Göre Kur’an Ayetleri” ve daha niceleri gibi önemli, ciddi, bilimsel eserlerdeki imzasından tanıdığımız Saygıdeğer Dostum Prof.Dr. Gazi ÖZDEMİR Bey, Nöroloji alanında ülkemizde yetişen önemli bir bilim ve araştırma insanı oluğu kadar, kamuoyu kendisini ayrıca Kur’an’ı Kur’an’dan Kur’anca anlamak bağlamındaki önemli Kur’an, İslam araştırma ve çalışmalarından oluşan çok sayıdaki eserlerinden de tanımaktadır. Genellikle Saygıdeğer Bilim İnsanı Prof.Dr. Gazi Bey’in, yayımlanan tüm eserlerinin geliri “Prof.Dr. Necla ÖZDEMİR VAKFI’na (NÖVAK” aktarılmaktadır. NÖVAK VAKFI da bunu, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan gençlere burs olarak vermektedir.
- Bu Kitap, Hadis-Sünnet birlikteliği Konusunda Neyi Temel Alıyor?
“Kütüb-i Sitte’deki HADİS VE SÜNNET GERÇEĞİ” adlı çalışma, konusu yönüyle ülkemizde ciddi anlamda araştırılmamış olan, fakat Sn. ÖZDEMİR Bey tarafından derin bir vukufla, ciddiyetle bilim insanı onur ve özeniyle ele alınan önemli bir kitaptır. Yazarımız bu çalışmasında, toplumda genel kabul gören bir Hadis-Sünnet birlikteliği kitabı olan “Kütüb-i Sitte” adlı eseri, konuyu dağıtmamak üzere sadece bu kitabı esas almıştır.
“Kütüb-i Sitte” kitabı, 630 yılında Hakk’a yürüyen Allah’ın Son Elçisi Saygıdeğer Muhammed’den 200 yıl sonrasında, Arap kökenli olmayan ve Arabistan dışında doğup büyümüş ve doğdukları yerlerde vefat etmiş olan Hadis alanındaki 6 derleyici (Buhari, Ebu Davud, Müslim, Tirmizi, Nesai, Malik ve az kısmı İbn Mace tarafından daha önceleri dağınık halde olan sözlerin derlenmesiyle elde edilmiş, İslam coğrafyasında çok bilinen bir ünlü kitaptır.
Yazarımız Prof. ÖZDEMİR Bey, eserini, hangi düşünce ve yöntemle hazırladığını değerli okurlara şöyle açıklıyor:
“Hz. Muhammed’in sözlerinin bir bölümünün Hadis, bir bölümünün de Sünnet sözler şeklinde ikili oluşu temelinde, bugüne kadar Allah’ın Elçisi’ne atfedilen sözlerinin de bu ayırımı yapılmalıdır, diye düşünerek, 60 yıla yakın Kur’an araştırmacılığıma dayanarak düşündüğüm bu ayrımı yapma çabasına giriştim.”(s.25.26)
- Hadis Nedir?
“Son Davet Kur’an İle Sohbet” kitabını yazarken Prof. ÖZDEMİR Bey, ayetlerde Kur’an için “Hadis” ifadesinin bulunduğunu gördüğünü söyledikten sonra, ilgili ayetleri veriyor:
“Ya Muhammed! Böylesine bir Hadis’i /Kur’an’ı (bi-hâze’l-hadîs) yalanlayacak /reddedecek ve kendi uydurdukları sözlere uyacak olanları Bana bırak /Beni onlarla baş başa bırak. Onlara sen herhangi bir karşılık vermeye kalkma. Çünkü Biz onları ummadıkları /bilemeyecekleri yerden yavaş yavaş azaba uğratacağız.”(Kalem/44)
“Rablerini sayanların derileri, en güzel /en güvenilir Hadis (ahsene’l-hadîsi) olan kitabın/Kur’an’ın sözlerini işitince ürperir. Kur’an, tutarlı, çelişkisiz iki tip mesajlı bir kitaptır.” (Zümer/23)
İlahi mantığın ilahi nutku olan vahiylerden oluşan Kur’an’ın bir adı olarak “Hadis” sözcüğü, “Allah’ın sözü” anlamında, yani “Kelâmullâh veya Hadis’Allâh” yerine kullanılmıştır. “Kur’an’ı tanımlamak üzere bu sözcüğün, farklı sure ve ayetlerde 23 kez kullanılmış oluğunu belirledim”(s.15)[2] diyor, Sayın Prof. ÖZDEMİR ve bunlardan iki örnek veriyor:
“Peki, şimdi siz bu Hadis’in /Kur’ân’ın (e-fe min hâzel Hadîsin ta’cebûn) sözünü mü garip görüyorsunuz?”(Necm/59)
Peki, şirk-ortak koşan bu insanlar, “Artık bu Hadis’ten /Kur’ân’dan (fe-bi-eyyi Hadîsin ba’dehu yü’minûn) başka neye inanacaklar ki?”(Mürselât/50)
İşte bu nedenle Hz. Muhammed kendisine vahiy yöntemi ile indirilen bütün insanlara tebliğ etme çabasında olduğu Kur’an ayetleri dışında, din hakkında başka sözler söylememiş ve kendisine atfen başka sözlerin kaydedilmesini de kabul etmemiştir.
Saygıdeğer Gazi ÖZDEMİR Bey çalışmasını şöyle özetliyor:
Kur’an’ın tek Hadis kitabı olduğu ilk bilgim devam ederken, karşıma “Kütüb-i sitte” denilen bir kitap çıktı. Bu kitabın da “Hz. Muhammed’e (asr) atfedilen sözler” kitabı olup, bunun da Hadisler Kitabı olduğu söylendi. Böylece,
* “Allah’ın Hadisi /Hadis’Allah Kur’an” ve
* “Peygamberin Hadisi /Hadisi’r-Resul olan Kütüb-i Sitte” olmak üzere iki kitap olduğu da ifade ediliyordu.
Çünkü “Kütüb-i Sitte”deki bütün sözler için “Peygamberin Hadisleri” şeklinde bir genelleme yapılmış ve 1200 yıldır genel bir ifade ile bu kitap için,
– Bazen “Hadis”,
– Bazen de “Sünnet” kitabı denmiş ve bu ifadeler birbirinin yerine eş anlamlı olarak da kullanılmıştır.[2]
Bu yaklaşımda olan Hanefi-Şafi-Maliki ve Hanbeli diye tanımlanan 4 mezhebe de “Kütüb-i Sitte” kitabını tek ve en güvenilir Hadis-Sünnet kitabı kabul ettikleri için “Sünni Mezhepler” ifadesi kullanılıyordu. Farklı görüşler temelli bu mezheplerin Hadis ve/veya Sünnet diye bildirilen sözler nedeniyle oluştukları kabul edilmektedir.[3]
Araştırınca önemli Hadis ve/veya Sünnet kitabı kabul edilmiş olan “Kütüb-i Sitte” kitabının, 632 yılında vefat etmiş olan ve Peygamberimizden 200 yıl sonrasında bilinen 6 kişi tarafından derlendiklerini öğrendim.[4]
“Kütüb-i Sitte” kitabının Türkçesi, Sn. Prof.Dr. İbrahim CANAN’ın “Teysirul-Vüsül ila Cami’u’l-Usül” adında özet bir kitabın açıklamalı çevirisidir. Çalışmamı, 17 ciltlik bu eser üzerinde gerçekleştirdim.
“Kütüb-i Sitte”yi inceleyerek okumam ilerledikçe gördüm ki bu hadis denen kitapta 5987–14 = 5973 söz bulunmaktadır. Genel yaklaşımların aksine bu sözlerin hepsinin Hz. Muhammed’in sözleri olmadığı yanında, çok az bölümünün de ancak Peygamberimizin (asr) Kur’an’a ve bazı ayetlerin açıklamalarına uygun olduğunu fark ediyordum. Ve bu sözleriyle Hz. Muhammed, Hadis’Allah olan bazı ayetlerin bir tür pratik özellikli tekrarlarını yapmıştır. Böylece de Peygamberimizin (asr) sadece bu sözleri, Hadis adındaki Kur’an ile bir bütünlük içinde olduklarından, Peygamberin sadece bu sözleri de birer Hadis olmaktadırlar diye düşünmeye başladım.
Bu konularda şu eserlerde açıklamalar bulunmaktadır:
– Diyanet İşleri Başkanlığı, Hadislerle İslam, Hadislerin Hadislerle Yorumu, (1750 sözün yarısı Hadis, yarısı da Sünnet grubundandır), İstanbul, 2019, 2.Baskı, 7 Cilt.
– Diyanet İşleri Başkanlığı, Seçme Hadisler (400 kadar söz), Ankara, 1979.
– İbrahim CANAN, Hadis Ansiklopedisi Kütübi Sitte,
– Prof.Dr. Talat KOÇYİĞİT, Hadis-i Şerif Külliyatı, İstanbul, 1983, Cilt: 1.
– Israr Ahmed Han, Hadis Kriterlerinin Yeniden Tanımlanması, 2013, Mahya Yayınları:14, s.9; s.68.
Çünkü Hz. Muhammed, Kur’an dışında Din Kuralına yönelik Şûra/73-74; Yûnus/16; Kehf/27. ayetlerde kendisine yapılmış olan yasağın bilincindeydi ve Kur’an dışında Din Kuralı koymamış olduğuna, inanıyordum.
“Ya Muhammed! Şirk koşanlar, Kur’an’dan başka bir şey uydurup ‘Allah böyle söylüyor’ demen için, nerdeyse Seni vahyettiğimiz Kur’an’dan koparıp saptıracaklardı. Ve eğer istedikleri şekilde konuşup dediklerine uysaydın, Seni candan dost edinecekler ve karşı gelmekten de vazgeçeceklerdi.
Şunu da iyice bil ki, Biz Seni güçlü yaratmamış olsaydık, şirk koşanlara meyledip az daha onlara uyacaktın.”(Şûra/73-74)
“Ey Muhammed! De ki: “Eğer Allah elçi olarak beni görevlendirmemiş olsaydı, bu Kur’an’ı Bana bildirmez, Ben de size okuyamazdım ve sizin de ondan haberiniz olmazdı. Çünkü yıllarca aranızda yaşadım. Şimdiye kadar kendiliğimden böyle bir şey söyledim mi? Aklınızı kullanıp düşünsenize!” (Yûnus/16)
“Ya Muhammed! Mağara gençleri gibi başka herhangi bir konu hakkında da Rabbin, Sana Kur’an’da ne vahy etmiş /bildirmiş ise, sadece onu gerçek kabul et. Çünkü Rabbinin sözlerini /kelimelerini hiç kimse değiştiremez. Dolayısıyla da Allah’ın sözleri olan bu Kur’an’dan başka güveneceğin bir dayanağın olmayacağından, sadece O’na başvur.” (Kehf/27)[5]
Elçi Muhammed bizzat kendisi Din kuralı yargısını oluşturmak üzere Kur’an dışında söz söylemesini onaylamadığını şöyle belirtmiştir:
“Benden Kur’an dışında bir şey yazmayın. Kim, Kur’an’dan başka bir şey yazmış ise, onu imha etsin.”[6]
İşte bu nedenle, duyacağımız veya okuyacağımız her “Hz. Muhammed söylemiştir” sözünü, mutlaka bir ayete dayanarak söylenmiştir diye Kur’an’daki ilgili olan ayetle karşılaştırmak gerekliliğine inancım pekişiyordu. Söylenen bir sözün Kur’an-Hadis bütünlüğüne uygun bir ayeti yoksa, herhangi bir ayete de ters düşüyorsa, mutlaka kabul etmemek gerekir diye düşüncem kuvvetleniyordu.
Buna paralel şu söz de Peygamberimize atfedilmiştir:
“Benden gelenleri Allah’ın Kitabı’na arz ediniz. Ona uygun ise ben söylemişimdir. Şayet ona aykırı ise ben söylememişimdir.”[7]
Görüldüğü gibi Allah’ın Elçisi Saygıdeğer Muhammed, gerek ayet ile gerekse kendisine atfedilen her söylediğinin mutlaka Kur’an’a uygun olması gerekliliğini vurgulamıştır(s.18-19).
Yüce Allah, Elçisi’ne tek kaynak olarak Kur’an’a danışmasını, başvurmasını buyurmuştur:
“Biz, Sana bu Kur’an’ı bildirdik ki, şirk koşan ve riyakârlar başta olmak üzere insanların hem kabul etmedikleri, hem de anlaşmazlığa düştükleri dini konuları KUR’AN’A GÖRE KENDİLERİNE BİLDİRESİN ve bu bildirdiklerin, iman etmeye niyetli olanlara da doğru yolu yönlendirici bir kılavuz/hüden ve bir rahmet olsun.”(Nahl/64)
Aynı konuya bir başka ayette şöyle işaret edilmektedir:
“Allah’ın ayetlerini duyduğu halde sanki hiç duymamış gibi, büyüklük/bilgiçlik taslayarak onları yok sayıp, yerlerine uyduruk rivayetler /hadisler üreten yalancı günahkârların vay haline! Onlara can yakıcı bir azabın olacağını bildir.”(Câsiye/8)
- Kütüb-i Sitte’deki 5973 Söz’ün “Kütüb-i Sitte’deki HADİS VE SÜNNET GERÇEĞİ” Adlı Kitapta Prof.Dr. Gazi ÖZDEMİR Bey’in Tasnifi
Şüphe edilmeyen tek Hadis olan Kur’an’dır:
“Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.”(Ahzâb/38)
Hadisler’in de bu ayet hükmünce mutlaka Kur’an’a uygun olması gerekmez mi?
Âl-i İmran/103 ve Ahzâb/39. ayetleri, dinsel kurallar koyucu ve bu nedenle de sarılınması/uyulup uygulanılması gereken tek kitabın Kur’an olduğu vurgulanmaktadır(s.21).
Sorumlu olacağımız tek kaynak kitap Kur’an’dır:
“Şunu da bilesin ki bu Kur’an, Sana ve toplumuna anlayıp düşünecekleri bir uyarıcıdır /bir zikirdir ve HEPİNİZ O’NDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ.”(Zuhruf/43-44)
Kütüb-i Sitte’de, her biri birer Hadis demek olan Kur’an’daki ayetleri örnekleyerek ve yorumlayarak tekrarlayan Hadisler dışında 5973 – 856 = 5117 (%85,6) söz daha bulunmaktadır.
Hadisler dışındaki bu sözlerin 140’ında ilavesiz ve açıklamasız Ayetler bulunmaktadır (%2.2).
Böylece Kitapta net toplam sözler
5117 – 140 = 4977 (%83.3) olmaktadır.
Saygıdeğer Prof. ÖZDEMİR, yaptığı çalışmada konulan ölçüler çerçevesinde bulduğu sonucu şöyle sürdürüyor:
“Kütüb-i Sitte’de, Kur’an-Hadis Bütünlüğü çerçevesinde olup Hz. Muhammed’e atfedilen 510 konuya ilişkin 856 Hadis olduğunu belirledim (%14.3). Bu Hadislerin Peygamberin bazı ayetleri tekrar ettiği ve pratik örneklediği sözler olduğunu gördüm. Diğer bir ifade ile bu sözler KUR’AN’Î, yani ayet temellidirler. Böylece “KUR’AN VE HADİS BÜTÜNLÜĞÜ”, “HADİSLER, KUR’AN’IN YANSIMALARI” söz konusu demektir”(s.19).
- Sünnet Sözler, Kur’an İle Bütünlük İçinde Değildirler
Dikkat edilirse, belirlemiş olduğum (G.Ö.) Hadisler dışında olan ve SÜNNET denilen SÖZLER, PEYGAMBER’İN (asr) ve SAHABENİN YAŞAMIŞ OLDUĞU ARAP TOPLUMUNUN bir bireyi olarak GÜNLÜK YAŞAMLARINI, GELENEKLERİNİ YANSITAN DAVRANIŞLARI VE SOSYO-KÜLTÜREL UYGULAMALARI AÇIKLAMAKTADIRLAR. Bunların içinde Hac, kurban, Namazın kılınması ve Kıyamet Alametlerine ilişkin olanlar, ibadet yöntemlerine yönelik olmuştur. Dolayısıyla Sünnet Sözler, Kur’an ile bütünlük içinde değildirler(s.21).
Sünnet Sözlerin 4977’den 3428’i (%57,3) Hz. Muhammed’e;
1637’si (%27,4) ise Sahabelere atfedilmiştir.
(Bir sünnet sözü kendi içinde birden fazla konuya değinmiş olduğundan kitaptaki gruplandırmada 88 söz tekrar edilmiştir.)
İşte Kur’an ve dolayısıyla Hadisler dışında kalan ve Peygamberimizin bulunduğu toplumun gelenekleri, sosyo-kültürel uygulamaları ve kendisinin günlük yaşamını yansıtan sözler, Sünnetü’r-Resul /Sünnetü’l-Nebi /Peygamberin Sünneti veya Nebevî Sünnet adı ile tanımlanmaktadırlar(s.22).
Genellikle Sünnet söyle tanımlanmaktadır:
“Peygamberimizin, peygamberliğinin başlangıcından vefatına kadar, Kur’an dışında söylemiş olduğu her söz veya yaptığı her fiil sünnet içinde yerini almaktadır.”(s.22)
Bu tanımlama, Hadis sözlerin, Kur’an’a uygunluklarıyla Sünnet’ten farklı olduğunu vurgulamış olmaktadır.
Bu duruma göre Peygamber’in (asr) Sünnet grubunda olan sözlerinin, Kur’an’daki Muhkem /değişmez evrensel farz ana kurallar gibi dinselleştirilmeksizin, insanların kabul edip etmeme özgürlüğüne bırakılması gerekmektedir.
Çünkü “SÜNNET grubu SÖZLERE, DİNSEL ZORUNLULUĞU OLMAYAN, HZ. MUHAMMED’İN DÖNEMİNİN YAŞAM KİTABI” diyebiliriz(s.22).
Esas olan nedir?
“Ey insanlar! Rabbinizden size indirilen bu Kur’an’ın indirdiklerine uyun. Onu bırakıp da evliyanın (velilerin /kutsallık payesi verdiğiniz dostlarınızın) Kur’an’a uymayan sözlerinin peşinden gitmeyin. Aklınızı ne kadar da az kullanıyor ve az şükrediyorsunuz.”(A’râf/3)
- Kitap 3 Ana Bölüm ve Şu Başlıklardan Oluşuyor
Kitap, önsöz ve girişten sonra 3 bölümden oluşmaktadır:
1.bölüm Hadisler; 2.bölüm Sünnet Sözler; 3.bölüm ise Söz diye kullanılmış Ayetler başlığı altında ele alınmaktadır.
(I-) Hadisler. Sayın Prof. Gazi ÖZDEMİR Bey, bu tespitine uyan 856 Hadis’i kitabında “HADİSLER Hz. Muhammed’in Kur’an’da uygun ayeti olan ve örneklediği sözleri – Kur’anî sözler” başlığı altında 33-240 sayfalarda açıklamaktadır.
(II-) İkinci bölüm, “Peygambere Atfedilen SÜNNET Sözler ”
- Kur’an’da karşılığı olmayan hadis dışı sözler
Sünnetu’l-Resul = Kur’an dışı Nebevî sözler (2790 söz). [Bunlar, Peygamberin sürekli ve kendine özgü özellikli uygulamaları, toplumsal gelenekeler,topluma özgü günlük uygulamalar ve davranışlara ait sözler, sosyo-kültürel yaşam örneklerinden oluşmaktadır.] (s.242-715)
- Sahabelere Atfedilen=Sahabevî Sünnet Sözler (1260 söz)
(s.716-961)
- Kur’an Dışı Ek haramlaştırma, Haram ve Şirk Koşmadır (73 konu, 131 söz) Bunlardan 58 konu 102 söz Peygambere; 15 konu 29 söz ise Sahabeye atfedilmiştir (s.963-982).
- Çelişkili Sünnet Sözler (64 konu, 209 söz)
91 söz Peygambere; 118 söz Sahabeye atfedilmiş(s.983-1006)
- Uygun Olmayan Aykırı Sünnet Sözler (267 konu, 322 söz)
277 söz Peygambere; 45 söz Sahabeye atfedilmiş
(s.1007-1053)
- Kıyamet Alametleri (16 alamet, 17 Söz Peygambere atfedilmiş). (s.1055-1056)
- Hac Menasıkları (Hac Uygulamaları 24 söz)
5 söz Peygambere; 19 söz Sahabeye atfedilmiş (s.1057-1061)
- Kurban Menasıkları (Kurban Uygulamaları 41 söz)
12 söz Peygambere; 29 söz Sahabeye atfen (s.1063-1068)
- Bilgi Sözleri (73 konu 100 söz)
79 söz Peygambere; 21 söz Sahabeye atfen (s.1069-1084)
- Namaz Nasıl Kılınır? (63 söz)
29 söz Peygambere; 34 söz Sahabeye atfen (s.1085-1095)
- Dua-Tövbe ve Beddua Hakkında (108 dua)
26 dua Peygambere; 82 söz Sahabeye atfen (s.1097-1104)
- Hz. Muhammed’e ve Sahabeye Atfedilen Dualar (108 dua) 26 dua Peygambere; 82 söz Sahabeye atfen (s.1105-1124)
(III) Söz Diye Kullanılmış Ayetler ve sıra numaraları (s.1126-1127)
- Prof.Dr. GAZİ ÖZDEMİR Bey’in Çalışmasında Bizzat Ulaştığı Sonuçlar
(1) Hadis ve Sünnet sözlere açıklık getirildi.
(2) Hadis denilince, bu sözler Kur’an temellidirler.
(3) Sünnet sözler, Kur’an temelli değil de Peygamberimizin (asr) yaşamış olduğu o zamamn toplumunun gelenekleri, sosyo-kültürel yaşam uygulamaları ve insanî davranışlarına ait sözlerdir. Kur’an ve Hadisler gibi Dinsel bir kural olarak uygulanma gibi bir zorunlulukları yoktur.
(4) Sünnet sözlerin 2/3’ü Hz. Muhammed’e, 1/3’ü ise Sahabelere atfedilmiştir
(5) Bildirilmiş olan Sünnet sözlerin Sahabelere ait olanlarından (1260), çelişkili olanlarından (209 söz), Ek haramlaştırmalar yapanlardan (131 söz), Kur’an’a ve Peygamber’in farklı kişilik ve İlahî temelli bilgileri ile akla ve mantığa da aykırı olanlardan (322 söz) Peygambere atfedilen Kıyamet alametlerine ilişkin 17 sözden ve sadece ayet olan 140 sözden temizlenmesi gerekir. Ki bunlar toplam 2219 söz olmaktadır.
Hadis ve Sünnet sözlere ilişkin bu bilgilenmenin sağlanması ve ayıklamanın yapılması ile:
(a) İnsanlar, çelişkiler yaşamaktan kurtulacaklar,
(b) Kur’an ve Hadis bilgilerinin önemli ve uyulması gerekli açıklamalar olduğunun rahatlığı sağlanmış olacak,
(c) Sünnet denilen sözlerin, uyulması şart değil de kişilerin kararma bırakılmış olduğu ve hepsinin Müteşabih /uyarlanabilir/çok seçenekli/değişken özellikli oldukları bilgisi insanları rahatlatacak,
(d) İnsanların bu yönden rahatlaması, inanç içtenliğini sağlayacak, korkuları azaltacak ve sosyo-kültürel yaşamı rahatlatacak,
(e) İnançlarında sınırda olanların bu inançları kuvvetlenecek ve uzaklaşma önyargıları yakınlaşmaya dönüşecek,
(f) Kur’an ve Hadis sözlere yaklaşımlarıyla Sünnet sözlerin uygun olanlarına bakışları olumlu yönde değişecektir.
Saygıdeğer Prof.Dr. Gazi ÖZDEMİR Bey’in, âdeta mayınlı bir alanda yürümek gibi gerçekten zor bir işi, sabırla, ciddiyetle, bilimsel anlayış ve yöntemle yoğun emek vererek yazdığı bu özgün eseri, umarım ve dilerim ki, Prof.Dr. M. Hayri KIRBAŞOĞLU’nun önemli tespitiyle, “güvenilir hadisleri belirlemede uyulacak ilmî esasları gözden geçirip yeniden değerlendirmek ve hadislerin ayıklanmasını (sahihini sakiminden/çürüğünden ayırmayı) sağlıklı bir zemine oturtmada”[8] bir çığır açılmasında öncü bir rehber olur.
Yazarımıza takdir, teşekkür ve saygılarımı sunarken,
Değerli Okuyucularımızın bu esere gerekli ilgiyi göstereceklerini önerir ve dilerim.
- Sn. Prof. ÖZDEMİR’İN “Neyin Hadis, Neyin Sünnet Olduğu” Konusundaki Görüşüne Karşı Çıkanlara Cevabı
[Kütüb-i Sitte kitabında olan 5973 söze ilişkin benim,
* Kur’an’a Uygun Sözler = Hadisler ve
* Yaşama Yönelik Sözler = Sünnetler
şeklinde yapmış olduğum bu ayırım, Kur’an’ı kendine meslek edinmiş bazıları tarafından kabul edilmemiş ve ağır eleştirilerine maruz kalmışımdır.
Halbuki Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından geniş bir kadroya hazırlatılan ve 2019 yılında 2.Baskısı Yayınlanmış olan “HADİSLERLE İSLÂM” kitabında da benim benimsemiş olduğum bu ayırım yapılmıştır.(s.24)]
[Örneğin, “Hadislerle İslâm”’ın birinci cildinde şu açıklamalar bulunmaktadır:
“Resulullah’ın;
– Kur’an ayetlerine ilişkin yaptığı açıklamalar, tefsir veya yorumlar “HADİS”,
– İlahi buyrukları hayata geçirmek suretiyle gösterdiği uygulamalar ise “SÜNNET” olarak adlandırılır.
Sünnet ile Hadis aynı şeyi ifade etmemektedir.”
“Hadis, varlığını Hz. Peygamber’den alır. Ancak Hz. Peygamber’in Kur’an’ın dışındaki söz ve davranışları olan sünnet ise, onun sağlığında düzenli ve kapsamlı biçimde yazıya geçirilmemiştir.”
“Hadisleri Kur’an ile birlikte düşünmek ve bütüncül olarak ele almak, hadislerin anlaşılması için hayati öneme haizdir. Bir Hadisi anlamaya çalışırken ve değerlendirirken göz önünde bulundurulacak ilkelerden birisi de o hadisin Kur’an’la birlikte ele alınmasıdır. Hadiste ifade edilen hususlar, öncelikle Kur’an’ın sarih /açık ayetleriyle veya geneliyle karşılaştırılır ve hadis, Kur’an’ın bütünlüğü açısından ele alınır.][9]
Saygıdeğer Dostum, şöyle devam ediyor:
[Sn. Sacır, Kur’an’a karşı çıkan dört haham ve bir papaz için “Hadis kitaplarındaki hadisleri Kur’an’a arz etmek, birlikte onları akıl ve bilim süzgecinden de geçirmek gerekir ifadesi ile aynı görüşü[10] paylaşmıştır. Yine U. SACIR, “İsrailiyyat kökenli yaklaşımlarla yeni yapılan tefsir ve tercümelere kendi inanışlarını yerleştirerek, İslamiyet’i Yahudileştirmeyi kısmen başarmışlardır”[11] ifadesini kullanmıştır(G.Ö.s.24).
Yazıyı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Hadislerle İslâm” kitabından şöyle tamamlayalım:
“Hadislerin Kur’an’la karşılaştırılması fikri, Hz. Peygamberin ve Sahabenin ileri gelenlerinin bu yöndeki uygulamalarına dayanmaktadır.”[12]
Kaynakça
[1] Prof.Dr. Gazi ÖZDEMİR, Kütüb-i Sitte’deki HADİS VE SÜNNET GERÇEĞİ”, İstanbul, 2023, Şira Yayınları. [2] Prof.Dr. İbrahim CANAN, Ankara, 2021, Hadis Ansiklopedisi, Kütüb-i Sitte, Akçağ Yayınları, 8.Baskı, Cilt-1, s 341. [3] Uğur SACIR, Hadis Külliyatının Oluşumu ve Ahad Hadislerinin Eleştirisi, 2014, İkinci Adam Yayınları, s.121. [4] Hüdür FEREC, Kütüb-i Sitte’nin Eleştirisi ve Kur’an’a Arzı, İstanbul, 2004, Kur’an Araştırmaları, s.2. [5] Ayrıca bkz. Bakara/79; Hâkka/44; En’âm/115; Nûr/54. [6] Ebu Saidi’l-HUDRİ, Kütübü Sitte, 4137 nolu Hadis. [7] Muhammed b. İdris Eş-ŞÂFİÎ, Risâle, (Şerh. Aldülfettah b. Zafir Kebbare, Daru’n Nefâis, Beyrut, 1999, s.224). (Murat GEBEŞOĞLU’nun Tezi. Hadislerin Kur’an’a Arzı, 2006) [8] Prof.Dr. M.Hayri KIRBAŞOĞLU, İslam Düşüncesinde Sünnet, Eleştirel Bir Yaklaşım, Ankara, 1999, Ankara Okulu Yayını, s.122-126. [9] Diyanet İşleri Başkanlığı, Hadislerle İslam, (1750 sözün yarısı Hadis, yarısı da Sünnet grubundandır), İstanbul, 2019, 2.Baskı, 7 Cilt, Cilt:l, s.66, 83,139, 2019. [10], [11] Uğur SACIR, Hadis Külliyatının Oluşumu ve Ahad Hadislerinin Eleştirisi, s.46; s.82. [12] Diyanet İşleri Başkanlığı, Hadislerle İslam, s.140.