Nereye gider bu gençlik…?! İstikametine bakılınca sorulmadan edilemiyor. Eee…
Gençlerin psikolojik hallerini bildiğiniz halde, “yok deist oldu, yok ateist oldu”, derseniz. Sonra gençleri, yukarıdaki belirtilen “..ist” suçlamaları ile oy toplamak için istismar etmede, dincileri ve hatta mütedeyyin dindarları dahi kullanarak sorarsanız, bir süreliğine prim yaparsınız.. Ya sonra?!
Bir taraftan gençliği kazanmaya çalışır iken, bir taraftan da ihale yapma usulü yönetmeliklerinde, yirmi bir yılda 200’ün üstünde değişiklik yaparsanız, bunu gören gençliği, bundan huylandırırsınız. Ve gençlik, devletin hazinesini boşaltmayı yönelik olan bu eylemleri gördüğünde,
Yine;
Peygamberimize atfen çoklukla övünülür gibi önceleri, 500 binin üzerinde sözleri (hadisi) vardı, evlendiği hanımı daha 6 yaşını bile yeni doldurmuştu gibi, benzeri iftiraya yönelik övünçle yapılan anlatımlardan sonra; toplamda topu, topu, 10 bin civarında hadis olduğunu öğrenen bir neslin, içine düştüğü kandırılmanın etkisiyle ateist, deist ve agnostikizm gibi ve sonu “izm”ler ile biten ekonomik modellere saplandığını gören uzman olan eğitimcilerin, nedamet getirerek,
“Yok, yok; Peygamberimizin topu topu 10 bin civarında hadisi vardı!, yok, yok evlendiği zaman hanımı 19 yaş civarında, ve hattâ daha da üst yaşlarda idi!, gibi yapılan düzeltmelerin bir işe yaramadığını gördüğünüz de, içine hurafeler sokulan dinin her ne kadar olsa, hurafelerden temizlenmeye çalışılsa da, elbette bozulacağını anlayamadığınızda,
Ayrıca, dinin siyasette ısrarla kullanılması yanında, dinin ahlak olduğu şeklindeki basma kalıp cümleler yerine, ahlakın dinden önce geldiğini öğrenen gençliğin; haklı gerekçeler ile, “benim kalbim temiz” diyerek inanç görevlerini yerine getirmediği gibi, aldatıldığını anlayarak seçim sandığına gittiğinde,
Görürsünüz siz akıbetinizi ve gençliğin istikametinin nereye gittiğini..!