Simon Kuper ne demişti: FUTBOL SADECE FUTBOL DEĞİLDİR…
Özellikle son on yıldır Portekiz ve İspanya’dan bize gelen, bizden de onlara gidenleri gördükçe işin şeklini daha iyi anlıyorum. Tıpkı daha önceki Fatih Terim ve futbolcuların İtalya’ya niçin transfer edildiklerini anladığım gibi.
Huyum kurusun, her taşın altında bir yılan; her sözün arkasında bir yalan aramaya başladım. Tabii bu anlayış bende bir günde, bir yılda oluşmadı, uzun yıllar yaşaya yaşaya, göre göre, kavraya kavraya bugünlere geldim.
Jose’yi getireceğini ilk kim söyledi? Aziz Yıldırım.
Aziz Yıldırım kim, NATO mütahhidi… Herkese nasip olur mu böyle bir iş? Deden Şeyh Said isyanına katılan aşiretlerden birisinin reisi ise olur.
İşin içerisinde NATO oldu mu, nato kafa, nato mermer değilsek, bazı işleri de çözebiliriz.
NATO’nun en büyük silahlı gücünü hangi ülkeler oluşturuyor? Ya da bakın bakalım Türkiye, İspanya ve Portekiz kaçıncı sırada. Ve yine bakın bakalım, geçmişte ve gelecekte bu üç ülkenin silahlı kuvvetleri birlikte ne tür ortak tatbikatlar yapmışlar ve yapacaklar…
Bu arada, Koç grubunun yeni yatırım planlamasında birinci sırayı YAPAY ZEKÂ alacakmış. En çok da YAZILIM ALANINDA olacakmış. Bakın bakalım, bu yazılım işleri SİLAH SANAYİİ İLE İLGİLİ OLMASIN…
Neyse siz en iyisi mi bunları boşverin de futbolunuza bakın… Ya da uyumanıza….
Yaşasın Futbol, Fenerbahçe, Ali Koç, Aziz Yıldırım, Jose Maurinho…
Kahrolsun mazlumlar dünyası…
Bu arada, Fado, Fiesta, Futbol diyen ünlü diktatör Salazar nereliydi?
Bana “Yüzbin kişilik bir uyku tulumu yapın” diyen zatı da unutmayın.