Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, (SDG) küresel elitlerin gizli bir planı mıdır?
Birleşmiş Milletlerin (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH’ler), yoksulluğu sona erdirme, eşitsizlikleri giderme ve çevreyi koruma amaçlar içerdiğine inanılır. Ancak gerçek hedefleri küresel elitlerin dünya kaynaklarını kontrol etme ve insanları manipüle etmek için her yolu denemektedir.
Makalede, BM’nin bu hedeflerle nasıl endişe ve kaos yarattığını ele alacağız.
Yoksulluğu Bitirmek mi, Borç Köleliği mi?
BM’nin yoksulluğu sona erdirme hedefi, asil bir amaç gibi görünse de gerçekte gelişmekte olan ülkeleri borçlandırarak ve küresel finansal sistemin kontrolünü elinde tutarak kullanılmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarından aldıkları yüksek faizli ve katı şartlara sahip borçlarla ekonomik gelişme sağlamaya çalışmaktadır. Borçlar yoksulluk ve ekonomik eşitsizlikleri daha da artırarak, ülkelerin sürekli borç ödeme mücadelesi içinde kalmasına neden olmaktadır.
GDO’lar ve Tohum Bankaları, BM’nin Gıda Güvenliği Maskesidir!
BM’nin açlığı sona erdirme hedefi gerçekte, GDO’ların yaygınlaştırılması ve tohum bankalarının büyük şirketlerce kontrol edilmesi anlamına gelmektedir. Bu da çiftçilerin her yıl tohumları yeniden satın almasını gerektirip geleneksel tarım yöntemlerini yok etmekte, küçük ölçekli çiftçileri borç yükü altına sokarak tarımsal bağımsızlıklarını kaybetmelerine yol açmaktadır.
BM’nin Zorunlu Eğitim Propagandası Beyin Yıkamadır.
BM’nin eğitim hedefi, sürdürülebilir kalkınma ve yaşam tarzları konusunda zorunlu eğitim verilmesini içeriyor. Ancak, programların Küresel Elitleirn dünya hakimiyeti için BM’nin ideolojik propagandasını yayarak genç nesilleri belirli bir dünya görüşüne göre şekillendirdiği ve bireylerin özgür düşünme yetilerini kaybetmelerine yol açıyor.
Cinsiyet Eşitliği ve Vergi Köleliği BM’nin Gizli Ajandasıdır!
BM’in cinsiyet eşitliği hedefi, kadınların iş gücüne katılımını ve eşit ücret almasını sağlamayı amaçlarken, aslında daha fazla vergi geliri elde etmeyi hedeflemektedir. Bu durum, kadınlar ve erkeklerin ekonomik kölelik altında çalışmasına ve kazançlarının büyük bir kısmını vergi olarak devlete ödemelerine neden olmaktadır.
Su Kaynaklarının Özelleştirilmesi BM’nin Zehirli Planıdır!
BM’nin su ve sanitasyon hedefi, suyun özelleştirilmesi ve kimyasallar eklenmesini öngörmektedir. Suyun temel bir insan hakkı olmaktan çıkıp ticari bir meta haline gelmesine ve insanların sağlığının tehlikeye atılması demektir.
Akıllı Şebeke Kontrolü, BM’nin Enerji Üzerindeki Gizli Hedefidir!
BM’in enerji hedefi, akıllı şebeke sistemleriyle enerji tüketimini izlemeyi öngörmektedir. Ancak, bireylerin enerji alışkanlıklarının sürekli izlenmesine, kısıtlamalara maruz kalmasına ve akıllı cihazların yaydığı elektromanyetik radyasyonun insan sağlığına zarar vermesine yol açmaktadır.
Ekonomik Büyüme için Sürekli Borçlanma BM’nin Dünyayı Köleleştirme Projesidir!
BM’in ekonomik büyüme hedefi, gelişmekte olan ülkelerin borçlanarak ekonomik büyüme sağlamasını öngörmektedir. Ancak, büyüme çevresel tahribat ve sosyal eşitsizliklere sebep olmaktadır. Borçlandırılan ülkeler, borçlarını ödemek için doğal kaynaklarını ve iş gücünü sömürmek zorunda kalmakta, bu da sürdürülebilir olmayan ekonomik modeli oluşturmaktadır.
Eşitsizliklerin Azaltılması mı, Göç ve Kaos mu?
BM’nin eşitsizliklerin azaltılması hedefi, gelişmekte olan ülkelerin borçlarını yeniden yapılandırmayı ve küresel yönetişim kurumlarına katılımlarını artırmayı amaçlamaktadır. Ancak hedef, ülkelerin sürekli borç içinde kalmasına ve küresel elitlerin kontrolüne yol açmakta, büyük ölçekli göç hareketlerine neden olmaktadır.
BM’nin Akıllı Şehirler planı Büyük Biraderin Dijital Gözetim ve Dijital Diktatörlüktür!
BM’in şehirlerin sürdürülebilir hale getirilmesi hedefi, akıllı şehirler ve dijital sosyal kredi sistemlerini öngörmektedir. Bireylerin sürekli izlenmesine ve davranışlarının kontrol edilmesine sosyal kredi puanlarına göre ödüllendirilmesi veya cezalandırılmasını içermektedir. özgürlüklerini kaybetmelerine ve devletin belirlediği normlara uymak zorunda kalmalarına yol açmaktadır.
Zorunlu Tasarruf ve Daha Fazla Vergi BM’nin Sürdürülebilir Tüketim Tuzağıdır?
BM’in sürdürülebilir tüketim ve üretim hedefi, zorunlu tasarruf önlemleri ve daha fazla vergi yükü öngörmektedir. Bireylerin kaynaklara erişimini kısıtlayarak yaşam standartlarını düşürmekte, mega şirketler ise vergilerden muaf tutularak çevreyi tahrip eden üretimlerine devam etmektedirler.
BM’nin Gizli Ajandası İklim Krizi ile Mücadele Toplumsal Manipülasyondur!
BM’in sözde iklim kriziyle mücadele hedefi, küresel politikaların uygulanmasını ve toplumların uyum sağlamasını hedeflemektedir. Ancak küresel elitlerin çıkarlarına uygun olarak bireylerin yaşam tarzlarını ve davranışlarını kontrol etmek için toplumsal manipülasyon aracı olarak kullanılmaktadır.
Küresel Yönetişim ve Dijital Kimlikler, BM’nin Kontrol Planıdır!
BM’nin barış ve adalet hedefleri, küresel yönetişim kurumlarını güçlendirmeyi ve dijital kimliklerin genişletilmesini içermektedir. Bu bireylerin sürekli izlenmesine ve denetlenmesine imkan sağlayarak özgürlüklerin sınırlandırılmasına sebep olmaktadır.
Mega Şirketler ve Uluslararası Kurumlar BM’nin Gizli Ortaklıklarıdır!
BM’in küresel ortaklık hedefi, büyük şirketlerin ve uluslararası kuruluşların politikalara olan etkisini artırma amacını taşımaktadır. Bireylerin ve yerel toplulukların karar verme süreçlerinden dışlanmalarına ve küresel elitlerin menfaatlerine hizmet eden politikaların hayata geçirilmesine sebep olmaktadır.
BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Kimin Çıkarına?
BM’in sürdürülebilir kalkınma hedefleri, yüzeyde olumlu görünse de, küresel elitlerin dünya kaynaklarını kontrol etme ve insanları manipüle etme amacı taşımaktadır. Politikalar, bireylerin özgürlüklerini kısıtlamakta, ekonomik kölelik yaratmakta ve çevresel tahribata yol açmakla kalmayıp Büyük Sıfırlama hedeflerine ulaşmada gizli bir ajandadan başka birşey değildir.
Bu makale; insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, insanlık aleyhine faaliyetler yürütenlerin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir, aksine insanlar izin vermediği müddetçe işbirlikçileriyle birlikte insanlık aleyhine olan hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır.
kaynak: https://guwuste.com/tr/
Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!