Araştırmak, tanımak, anlamak, bilmek; sonra bunların doğrultusunda yorumlar, tahliller- analizler yapmak, senteze varmak yolculuğu, çok uzun ve meşakkatlidir. En önemli unsuru ise sürekliliktir.
Yani bir dönem tüm bunları hakkını vererek yapmak yetmez. O an her işi doğru yapabilir, doğru sonuçlara varabilirsiniz, ancak sürekliliğiniz yoksa o doğrularınızın zamanla yanlışlara dönüştüğünün farkına varamaz, haliyle günün koşullarına ters düşen görüşlerle olduğunuz yerde saplanıp kalır, başka bir deyişle debelenip durursunuz.
Yanlış ya da doğru, lehine ya da aleyhine, bütün fikirlerin (ideolojilerin, teorilerin) ana hedefi insanı elde etmek, onu kazanmak ve yönlendirmektir. O halde, fikirler arası mücadeleleri, insanı var etme ve yok etme savaşı olarak da nitelendirebiliriz.
Hal böyle olunca, önümüze gelen her fikri, ince eleyip, sıkı dokumalıyız ki, hem kendimize, hem de yaşadığımız topluma faydalı mı, zararlı mı olduğunu anlayabilelim.
Peki, bir fikri irdelerken, yararlı ve zararlı olup olmadığını nasıl anlayabileceğiz?
Gayet basit: 1- Doğa ile olan ilişkisine bakacağız. Yani, bu fikirde ileri sürülerek yapılması istenenler doğaya aykırı mı, değil mi?
2- Dilimize nasıl bir etkisi olabilir? Dilimizi daha da geliştiren mi, yoksa daha da zayıflatan bir özelliği mi var?
3- Aynı durum milletimiz için de geçerli mi, değil mi?
4-Ülkemizin bağımsızlığına katkı mı koyuyor, yoksa azalmasına yardımcı mı oluyor?
5- Devleti sulandırıyor mu, güçlendiriyor mu? Sulandırırken, alternatif olarak sundukları küresel sermayenin istekleri mi, yoksa toplumun gerçek ihtiyaçlarından kaynaklanan istekler mi?
Yanlış fikirler, doğru kişilerle değil, doğal olarak yanlış kişilerle yol arkadaşlığı yapar. Zaman zaman bu arkadaşlığa doğru kişiler katılsa dahi, kısa zamanda farkına varıp gereğini yaparlar.
Yanlış fikirleri savunan yanlış kişiler kimlerdir? İşte zurnanın zırt dediği yer burasıdır.
Şimdi, bir insanın yanlış fikirleri savunması için geçerli bir nedeni olmalıdır. Bu nedenler:
1- Para, makam, mevki, şan, şöhret, lüks yaşam isteği;
2- Yaşadığı topluma ve ülkeye düşmanlık beslemek.
3- İkisi bir arada olursa aman da aman.
Günümüz koşullarında yanlış fikirlerin kaynağını küresel güçler oluşturmaktadır. Haliyle yanlış kişilerin bu küresel güçlerle bağlantıları bulunmaktadır.
“Hacı hacıyı mekkede, sarhoş sarhoşu dakkada bulur” sözünü doğrularcasına, yanlışlığın ana kaynağını oluşturan güçler, söz gelimi benim ülkemde yanlış kişileri nasıl hemen çabucacık buluvermişler ve politikalarına yoldaş edebilmişlerdir?
Bunun cevabı, Osmanlıdan beri Türkiye’nin toplumsal yapısında yatmaktadır.
Şimdilik ipucu babında şu kadarını yazıyorum:
1- Yabancı sermaye Türkiye’ye ilk girdiğinde, bayiliklerini, acenteliklerini, temsilciliklerini kimler yapıyordu?
2- Duyun-u Umumiye’nin 8 bin görevlisi Osmanlının hangi etnik kökenli vatandaşları idi?
3- İlk temsilciler, bayiler, Duyun-u Umumiye görevlilerinin torunları kimlerdir, bugün ne iş yapıyorlar?
4- Küresel sermayenin temsilcisi olmak aynı zamanda küresel güçlerin fikirlerini savunmak demek midir, değil midir?
5- Bu kişilerin küresel güç kaynaklı yanlış fikirlerle bir ilişkisi var mıdır, yok mudur?
6- Halkı sık sık “sığır”, “sürü”, “öküz”, “davar”, “geri zekalı”, “göbeğini kaşıyan adam”, “bidon kafalı”, vb. sıfatlarla aşağılayan aşağılık yaratıkların bu kesimlerle nasıl bir ilişkisi vardır?
7- “Türkçülüğü”, “Müslümanlığı” kimselere bırakmayıp, “ya sev, ya terk et” diyenler, “kafirlere ölüm” diye nutuk atanlar, bu kesimlerle nasıl bir ilişki içerisindedirler.
8- Her fırsatta meydanlarda “demokrasi nöbeti” tutarak kendince kutsal bir görevi yerine getirdiğini sanan milletimiz, yanlış kanallara aktarsa dahi, cevherindeki potansiyel gücü ortaya koymakta mıdır, koymamakta mıdır?
9- Bu potansiyelin, küreselciliğin simge isimlerinden Truman’ın, Soros’un çocuklarının hizmetine sunulmasında, diğer Truman ve Soros çocuklarının payı var mıdır, yok mudur?
10- Mevcut medya ve kalemşörleri, ankormanları içerisinde bu ülkeden ve halktan yana kaç tane isim sayabilirsiniz? Ya da soruyu şöyle sorayım: Küresel yalan üretim merkezleri, kendilerine hizmet etmeyecek kişileri bu medya içerisinde barındırırlar mı?
30.HAZİRAN.2024