Geçtiğimiz hafta Özgür Suriye Ordusunun (ÖSO) iki “komutanının” suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’yı ziyaret etme fotoğraflarının sosyal medyada yer almasında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bağlantısını arayanlar pek yanılmadı. Nitekim Seyf Bolat ve Muhammed Cesim isimli ÖSO’cuların Bahçeli’yi de ziyaret edip fotoğraflarını sosyal medyaya verdikleri görüldü.
Gazeteci Mehmet Yılmaz, ÖSO’cuların Çakıcı’yla çektirdikleri fotoğrafta masanın üzerinde duran komando bıçağına işaretle Bahçeli’nin dolaylı olarak “adeta” mafya usulü “silah gösterdiği” yorumunu yaptı. Çakıcı-ÖSO fotoğrafı Bahçeli’nin son haftalardaki üçüncü güç gösterisiydi.
İlkini Sinan Ateş cinayeti davasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “dosya göstermesi”, ikincisini de Polis Özel Harekat Başkanına el öptürmesi olarak görebiliriz.
Bahçeli bu üç hareketiyle Erdoğan’a kendisini hafife almaması gerektiğini çünkü kendisi -ya da AK Parti- hakkında yargıya her an verilebilecek dosyalara sahip olduğunu, Fethullahçıların tasfiye edildiği polis teşkilatında kendisine biat edenler bulunduğunu ve suç dünyasındaki etkisinin göz önünde tutulması gerektiğini mi hatırlatmak istiyor?
Çakıcı ve ÖSO nereden çıktı?
Bahçeli’nin Çakıcı’yı “dava arkadaşı” olarak ilan ettiği, Covid-19 salgını sırasında Erdoğan’a rica ederek tahliye olmasını sağladığı biliniyor.
Sadece Çakıcı da değil. Örneğin Bahçeli’nin “kahraman” olarak andığı suç örgütü lideri Kürşat Yılmaz da tahliye olur olmaz kendisini ziyarete gitmiş, bağlılıklarını bildirmişti.
Yıllarca AK Parti kabinelerinde Dışişleri Bakanı ve Başbakan olarak çalıştıktan sonra ayrılıp Gelecek Partisini kuran Ahmet Davutoğlu geçenlerde Erdoğan’ı “şahsi tehlikelere” karşı uyarıp “devlet içinde kendisini devletten güçlü zannedenlere” dikkat çekti. Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, Bahçeli’nin “eski bir AKP’li bakandan” Erdoğan ve AK Parti hakkında dosyalar aldığını öne sürdü.
ÖSO’ya gelince…
Erdoğan’ın Suriye lideri Beşar Esad ile görüşme ihtimalini öne çıkarmasından rahatsızlık beyan eden iki siyasi aktör bulunuyor: ABD ve ÖSO.
ABD Dışişleri, Rusya’nın teşvik ettiği yakınlaşma ihtimalini “desteklemediğini” açıkça ilan etti.
ÖSO ise Türkiye ve Suriye ilişkilerinin normalleşmesi ihtimalinden gelecek kaygısına kapılmış görünüyor. Masadaki komando bıçağı “Bize ne olacak?” sorusudur. Çakıcı ise “işlem hızlandırıcıdır”.
Bahçeli’nin istediği nedir?
Bahçeli’nin Erdoğan’dan ittifakının diyetini göstererek taleplerde bulunması ve almasının bir geçmişi var. Çakıcı’nın tahliyesinin yanı sıra, örneğin Süleyman Soylu’nun 2020’de İçişleri Bakanlığından istifasının geri alınmasında Bahçeli’nin etkisi açıktı.
Ancak iş bu raddede güç gösterisi boyutuna 31 Mart 2024 yerel seçimleri ardından gelmeye başladı sanki.
Bahçeli, Erdoğan’dan ne istiyor?
Örneğin, Metin Kıratlı’nın Anayasa Mahkemesi üyesi olarak atanmasıyla AYM’de Abdullah Gül izlerinin dahi silindiğine işaretle artık HDP ve DEM Partinin kapatılması talebinin tavsatılmamasını mı istiyor?
Henüz -belki de gözümüzün önünde durmasına rağmen- göremediğimiz, daha uluslararası boyutları olan talepler mi söz konusu?
Ya da Erdoğan’dan -Sinan Ateş cinayeti başta MHP’yle ilişkili görünen konuları öne çıkaran- CHP lideri Özgür Özel’le “normalleşme/yumuşama” diyalogunu kesmesi mesajını mı veriyor?
Bahçeli’nin KKTC’deki 20 Temmuz törenleri sırasında protokolde kendisiyle Erdoğan arasında giren ana muhalefet lideri Özel’in Erdoğan’la sohbetine attığı bakış çok şey anlatıyor aslında.
Nereye kadar?
Erdoğan kuşkusuz Bahçeli’nin kendisinden ne istediğini biliyor.
Burada iki soru var yanıt bekleyen:
1- Erdoğan Bahçeli’nin talepleri, artık her ne ise yerine getirecek mi?
2- Medya üzerinden bu kadar güç gösterisine daha nereye kadar sabredecek?
kaynak: