![](https://sozgazetesi.org.tr/wp-content/uploads/2020/10/neslihan-dağlı.jpg)
Merhaba sevgili okur.
Bu haftanın şair konuğu sevgili Murat Yurdakul.
01.01.1980 yılında Adana’da doğdu. Anadolu Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümünü tamamladı.
Yazın hayatına öyküyle başlayan Murat Yurdakul Edebiyatın yazardan yana olması için yazarın edebiyata saygısı olmalı şiarını iliklerinde duyumsayan şair, yazarlardan.
‘’Ben sanatta içtenliğe inanan bir insanım içtenlikten yoksun hiçbir ürünün karşılık bulacağına inanmıyorum. İnsana dokunamıyorsanız yaptığınız şeyin ne anlamı var? İnsanı iliklerine kadar insana türlü biçimlerde yansıtmak, kendisiyle karşılaşmasını sağlamak benim derdim bu.’’ diyen Şair-Yazar-Çevirmen Murat Yurdakul, bir ilke daha imza atarak, Dünya ve Türk Edebiyatında iz bırakan yazarların yer aldığı ‘’ İzdüşüm Senfonisi ’’ söyleşi seçkisi tamamlandıktan sonra kitaplaştıracağını ve kitabın tüm gelirini şiddet gören kadınlara yardım eden Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’na bağışlanacağını söyledi.
Yazarların katılımıyla edebiyattaki söyleşi çalışması cinsel şiddete, istismara uğrayan kadına şiddetle mücadelede farkındalık sosyal sorumluluk projesinin oluşturulacağını ifade eden Murat Yurdakul’un öyküleri, şiirleri ve kuramsal yazıları Varlık, Kitap-lık, Milliyet Sanat, A Edebiyat, Yom Edebiyat, Ekin Sanat Edebiyat ve Düşün, Edebiyatist, KaraKedi, Yaşam Sanat, Mühür, Patika, Sincan İstasyonu, Edebiyat Nöbeti, Şiiri Özlüyorum, Düşünbil dergilerinde yayımlandı.
Mevzu Edebiyat, Düşünbil portalında Psikanalitik Edebiyat Eleştirisi yazıları yayımlandı. Sarmal Çevrim Dergisi’ne “Güney Amerikalı Şairler Seçkisi” hazırladı.
2018’de Ukrayna’da düzenlenen Modern Poetry Translation Haziran – Temmuz konsepti Join Editor Clare Pollard to celebrate our summer issue with an LGBTQ temalı şiir festivaline konuk oldu.
Dünya edebiyatında Espaco Do Ser (Portekiz), Modern Poetry Translation (Britanya), Words Without Borders (Amerika), Pro Diogen Cultural (Amerika), Caire Cultural (İtalya), Balkan Literary Magazine (Arnavutluk) dergilerinde metinleri yayımlandı.
Şair, Yazar, Çevirmen Murat Yurdakul’un bugüne dek yurt dışında kazandığı ödüller;
2018’de İtalya’da düzenlenen XIII Uluslararası Premio Vitruvio yarışmasında “Barışın Silahları” başlıklı tematik şiir kategorisi’nde “La Voce Di Mia Madre” Şiir Ödülü.
2018‘de Modern Poetry Translation Dergisi’nin Haziran – Temmuz konsepti Join Editor Clare Pollard’ın yaptığı LGBTQ temalı şiir kategorisinde en iyi çevirmen seçildi.
2018‘de İtalya’da düzenlenen VI Uluslararası Città Del Galateo Edebiyat Öykü Ödülü.
Başarılarıyla gurur duyduğum, insani yönüyle de takdirleri üzerinde toplayan kadim dostum Murat Yurdakul’a başarı ve esenlik diliyorum.
![](https://sozgazetesi.org.tr/wp-content/uploads/2021/01/Murat-Yurdrakul.jpg)
KIŞ
camlara yazıyorum kuşların sesini
bir müsvettede kaldı kış, raylar geceyi deliyor
balkonda kuruyan fesleğen sesi
böyle özledim bıraktığın avluyu
melekler şehri unuttu yas tuttum ikimize
görünür bir sabah soğuk duvarlardan o mavi koruluk, eski park
içime düşer yorgun göğü savuran kuşun sesi
akşamdan geciken bir sıkıntı yüzümde
hayat bir kuşüzümü
çıplağız, gövden kum, ağzın harf, avcun veda
bir kesikten akan yaranın gölgesindeyim
bileklerimde kanar kış
akşam son renklerini de bıraktı dağınık saçlarına
bağıracak kuyular kalmamıştı
yüzümde birikir başı boş köpek sesleri!
yağmuru izlerken unutmadığım şeyler var
cama çarpıyorken damlalar, bir kıpırtı…
**
AŞK
ben kalmışım saçlarımın ve sakallarımın gölgesinde
lakin senin güzelliğini örtemiyor
susuz ve nefessiz kalmış Mecnun’un
son bir umut Leyla’sına el uzatışı gibi
beline uzanan saçların bile
bir bedenin gömüldüğü ruhtan nasıl dirildiğini sende öğrendim
sende fark ettim dağınık nefesimi senin soluğunda biriktiğini
sevmek üşüdüğünde ayaklarını
bacaklarının arasında ısıtmak kadar basit
ömrün armağanı kadar zor
yüzünün masumiyeti mehtaba karşı yıkanıyor
iki rakı doluyor art arda
korkakların tek cesareti
dertlerin son çaresi oluveriyoruz bir anda
sana baktıkça en derinlerde
kaygılar kül olup uçuveriyor
iki ülkeymişiz seninle biz
meydanlardan ölümleri toplayıp
çiçekten barışlar dökmüşüz toprağa
sevişip durdukça içimiz
sesindi sisli sabahlarda hislenen yağmur
bir denize benzeyen sonsuzluğuyla kalbime takılan
bir şarkısın şimdi şarabımda sevişen!
dünyanın kabuğunda uyanan mutlu yarası mı neymişiz
şiirin üzerine yazılan bir aşk gibi
dizelerini lekesini
öpüşmeden silmişiz
**
ÇAPAK
camdan gülümseyişin batıp giderdi sessiz
gökyüzüne, şehrin suya düşen uykulu suretine,
çocuklar son şehri de terk etti,
külden bahçenin bir yerinde o yaz hâlâ sarı,
geçmiş yaz balkonlarından esen seslere dağılıyor uykum
beni kanayan parklarla umutsuz!
ağlaya ağlaya ölür saçlarını kaybettiğim annem!
denizkızı alışabilir mi toprağa
bu soru cevabı olur mu şubat ile saklambaç’ın!
sustum, hayatı önceleyen sevgiliyi beklerken
boynumda yeni konmuş kırlangıçlar…
mürekkep yetmiyor
kalemin ucu sivrilmiş, kağıt buruşmuş
salıncaklar yanıtlıyor
düşerek büyümüş dizlerimi
bilmediğim bir dilde uyanıyorum sabahları
denizi özlüyorum oysa hiç karşılaşmamıştım
yalnızlığa bakan taş avluda
öğrendim düşsel uçurtmaları uçurtmayı güvercinlerin sesinden
bir tanrının dudaklarından dökülür dünya ağrısı