Bir ülke nüfusunu teşkil eden kişilerin gelir dağılımı, ekonomisinde sağlanan gelirin, kişiler arasındaki dağılımını temsil eder. Kişiler arasında gelir dağılımının adaletinde kullanılan ölçüler vardır ve en yaygın olan ölçü de, “Gini” katsayısıdır. Bu sayı, sıfır ile bir arasında değişen bir katsayıdır. Katsayıda sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitlik olur; bire yaklaşıldıkça eşitsizliğin arttığı anlaşılır. Sistem, 1912 yılında İtalyan Ekonomist Corrado Gini tarafından bulunmuştur . Bütün ülkelerdeki gelir dağılımını eşitliğini veya eşitsizliğini ölçmede kullanılan “lorenz eğilimi” tabir edilen sistemden faydalanılan popüler bir yöntemdir.
Ülkemizde “Gini” rasyonu ilk kez 1987 yılında hesaplanmıştır. Bu yıla ait endeks 0,438’dir. TÜİK verilerine göre son altı yılın “Gini” katsayılarına bakılırsa; 2013’de 0,400; 2014’de: 0,391; 2015’de: 0,397; 2016’da: 0,404; 2017’de 0,405; 2018’de 0,408; 2019’da 0,395 olmaktadır. 2020 yılında da 0,409’dan aşağıya düşmeyeceği tahmin edilmektedir.
Çünkü, Milli geliri dağılımı yönünden dip noktada olan gelir grubu, Covid-19’ Salgınının getirdiği piyasa daralması yönünden milli dağılımında daha da dibe inmiştir.
Bu yıllarda zengin olan ilk %’de 20’lik (P/80) dilim nüfus grubu ortalama gelirleriyle; dipte yer alan olan gelir dağılımı (P20) dilim grubu oranlarına bakıldığında ise 2013’de 7,7 2.014’de 7,4; 2015’de 7,6; 2016’da 7,7; 2017’de 7,5; 2018’de 7,8; 2019’da fark 7,7 kat; katsayı değerini teyid eder.
Diğer bir anlamda milli gelir seviyesi, bırakın 0,25 – 0,28 seviyelerine kadar düşmeyi, 0,300’ler seviyesine kadar bile düşürülememiştir. Ve milli gelir dağılımında, 1987 yılından bu yana uygulanan “Gini” katsayısı ölçümü aynı olduğuna göre, belirgin bir düzelme olmadığı gibi, 2018 yılı ortalarından iibaren uygulamaya konulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile milli gelir dağılımı daha da kötüye gidilmiştir.
Milli gelirin dağılımının düzeltilmesi için iddiada bulunan; Türkiye’yi yöneten siyasi iktidar, dünyayı kasıp kavuran Covid-19’ salgınına hazırlıksız yakalanmıştır. Siyasi Yönetimin, aslında, gayri milli safi geliri arttırmaya sağlarken, milli gelir dağılımının adaletli dağıtılmasına da bu güne kadar da uyulmamıştır. Nitekim, ülkenin 70 yıl önceki milyar dolarlık zengini 3-4’ü geçmez iken, bugün itibariyle milyar dolar zengini 30’u geçmesi de, bunu teyid etmektedir.
Bu şu demektir ki, güçsüz demokrasilerin ekomileri de bozuktur ve Ülkemiz de, bu grup içinde yer almaktadır.
Nitekim gelir dağılımı en iyi olan ülkeler; gini katsayısı 0,25-0,30 arasında olan kuzey ülkelerinden İsveç, Norveç ve Finlandiya gibi demokrasileri güçlü ülkeler ile, “Gini” katsayısı 0,28-0,33 arasında olan güçlü eski sosyalist ülkelerinden Romanya, Bulgaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti olmaktadır.
Adalet zihniyeti değişmedikçe düzelmeyecektir.