6 Haziran sabahı ABD’nin kuzeydoğusunda kar düşmeye başladı.. Karın derinliği bazı yerlerde 50. cm ye ulaştı. Beş santim büyüklüğünde kar taneleri düşmeye başladı.
Kar fırtınası sürmeye başladı. Öldürücü soğuk ürünleri yok etti. Çiftçiler tekrar ürünlerini yeniden ektiler. Temmuz, Ağustos, ve eylülde kar hiç dinmedi. Günlük tarihi tutanlar ve görgü tanıkları’ gelmiş geçmiş en iç karartıcı ve sıra dışı hava’ olarak yazmışlar. Kırmızı, mavi, kahverengi kar taneleri düşüyor. Gökyüzü tozumsu bir pusla kaplandığı olguyu kimse anlamlandırmıyordu. Kesin olan tek şey açlık ve kıtlığın hat sah faya ulaştığı.. İnsanlar hayatta kalmak için, yaban soğanı, fare, dışkı, kedi köpek.. ceset yemeye başladı. Bu sırada Avrupa’ yı da bu havalar sardı.. Fransa’ da, İskoçya’ da, İngiltere’ de, İsviçre’ de, doğu angelia’ da.. İnsanlar ‘ya ekmek yada ölüm’ diye pankartlar açıp yürümeye başladılar.
Aç halk her yeri basıp yağmalıyor, yakıyor.. Sokaklar cesetten geçilmiyor.. Açlıkla birlikte salgın hastalıklar, tifo salgını, insanları kasıp kavur yordu.. 1817 yılına gelindiğinde insanlar telef olmuşlardı.. Hayatta kalanlar bu yollardan gelip beslenebilen insanlar olmuştur… Bu beklenmedik havanın, dünyanın öbür uçundaki Java’da bulunan 1815 yılında patlamış Tam bora adlı yanardağının patlaması ve stratosfere büyük miktarda toz ve gaz fışkırması.. Aylarca asılı kalan bu toz ve gaz bulutunun.. Dünyanın yüzeyine ulaşan güneş ışınlarına engel olduğunu bilim adamları sonra ortaya çıkaracaktı… Sera etkisinin tersi…. Vahşi doğanın merhametine daima muhtacız.. Melih BAKİ
(Yararlanılan Kaynak:Stuart Flexner, Doris Flexner..Kötümserin tarih rehberi, aykırı tarih.yay.2005)