Geçtiğimiz gün Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin’in kahvaltılı basın toplantısına katıldım..
7 yıl boyunca yapılanları çok güzel bir sunumla karşımıza çıkardılar…
Onlar anlata anlata bitiremedi…
Bizim de anlatmaya satırlarımız yetmeyecek..
Hayatta hiçbir şey tesadüf değil;
Soner Çetin’in “gülen yüzü” ve “herkesin başkanı” sloganı ile pekişen hal ve davranışlarının başarı üstüne başarı getirmesi gibi..
Üst üste “en başarılı belediye başkanı” seçilmesi gibi..
Ben bu yazıda, işin haber kısmını bir yana bırakacak ve başka konulara değineceğim..
Köşe yazılarımı takip edenler bilir..
Ne bol keseden övgü yağdırırım ne de mesnetsiz ağır eleştiri yazarım..
Eleştirmişsem hak etmiştir..
Ama bu beni Sezar’ın hakkını teslim etmekten alıkoymaz..
Seçimlerin üstünden iki yıl geçti. Bırakın hizmeti, Soner Çetin gibi basının karşısına geçip hesap verebilen, kendini anlatabilen bir belediye başkanı var mı?..
Yok..
Sadece küçümseme, eleştiri ve kibir..
İsmi lazım değil belediye başkanlarının çoğu güç zehirlenmesi içinde..
Kibirleri boylarından büyük..
Bazıları gazetecilerin telefonuna bakmaz, bazıları hoş geldin demez, bazıları hakkında konuşur, bazıları aramıza casus sokup dedikodu toplar..
Soner Çetin’i diğerlerinden ayıran en önemli özellik, tavrı, duruşu, samimiyeti ve insana duyduğu saygıdır..
Kahvaltıya çağırdığı ve davete icabet eden herkese hoş geldin demesi, izzet ikramda kusur bırakmaması, herkese adıyla hitap edecek kadar yakın davranması her zaman hanesine artı puan olarak ekleniyor..
Herkes başkan olabilir..
Ama herkes “Adam” olamaz..
Beylik söz gibi görünse de işin özü bu..
Soner Başkan, hem başkanlığı hem de adamlığı harmanladığından olsa gerek, Çukurova’da bir başarı öyküsü yarattı..
Hepsi bir yana Çukurova’yı marka değeri olan bir ilçe haline getirdi..
Hayvandan çocuğa, emekliden kadına uzanan yelpazede dokunmadığı insan, tebessümünü görmeyen Çukurovalı kalmadı..
İşte 7 yıllık öykünün altında yatan asıl gerçek..
Herkesin başkanı sıfatı bir başkana ancak bu kadar yakışır…