
Merhaba sevgili okur,
Bu haftanın şair konuğu sevgili Döndü Açıkgöz, 1 Haziran 1959, Ulus / Bartın doğumlu olup Safranbolu’da yaşamakta. İlköğrenimin hemen ardından moda üzerine özel eğitim alıp, 1981 yılından itibaren iki firmada Moda Desinatörü olarak çalıştı.
1989 yılında kendine ait Şiir Moda Evi’ni açtı ve 2007 yılına kadar sürdürdü.
1980’li yıllardan bugüne değin şiirleri, deneme-anı tarzındaki yazıları; Dilizi, Gerçek Sanat, Ekin, Yücel, Kıyı, Karşı Edebiyat, Aykırısanat, Klas, Tay, İmece, Trabzon, Broy, Anadolu Sanat, Yeni Çağrı, Damlalar, Çağdaş Türk Dili, Yazıt, Akatalpa, Şehir, Çağdaş Yaşam, Beşparmak, Aydili, Berfin Bahar, Zonkişot gibi sanat dergilerinde ve yerel gazetelerde yer aldı. Ankara Radyosu’nun şiir programında, “Eylülde Gel” şarkısının usta yorumcusu, ses sanatçısı Alpay tarafından şiirleri okundu.
Anadolu’da çıkan sanat dergilerinin birer okul neferi olduğu görüşünde. Kültürün bütününe olmasa da gereksinim duyulana yetmeye çalışan, göğüsleyen yazın emekçilerinin metaforu olarak görüyor. “şiir sanat dalları arasında işlenmesi gereken en zor işçilik, özel bir cevher ve şiir; başlı başına bir “depremdir” görüşünde.
Elvan Yayınları sahibi Yazar İhsan Işık’ın yayımlamış olduğu “Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi’ n de, “Vurulsan Duyacağım” adlı deneme yazısı ile yer aldı. (2009)
2012’de Şair Ümit Yaşar Işıkhan ile birlikte “78 Kuşağı Edebiyat Platformu” başlıklı ortak bir proje çalışması başlattı. 1980 yılında Yapılan Askeri Darbe’de mağdur olan sanatçıları, yazarları kapsayan proje yerel ve ulusal basında yer almasına karşın, sponsor bulunamadığından sonuçlanamadı.
Çağın en büyük sorunu haline gelen, Kadın Sorunları ve Çocuk İstismarı üzerine yazılar yazdı, “aramızda kalsın” anlayışını yıkabilmek için çeşitli illerde, ilçelerde Konferans verdi. Ayrıca çeşitli panellere konuşmacı olarak katıldı.
2019’da çıkan “Hoşçakal Annemin Cenneti- Deneme” kitabının tüm gelirini engelli vatandaşlara bağışladı. Yine Kasım 2019’da Karabük Üniversitesi’nde düzenlenen “Okumak Tüm Engelleri Aşar” konulu panelde, engelli vatandaşlarımızın sorunlarına, toplumun engelliye bakışı, psikolojik baskısı, ailenin engelli çocuğuna bakışını daha birçok yönüyle değerlendiren söyleşide konuşmacı olarak yer aldı ve program sonrasında imzalanan kitapların gelirini Karabük Sakatlar Derneği’ne bağışladı…
“Hayat Kız Kardeşimdir” adlı şiiri İranlı Şair Mojtaba Nahani tarafından Farsçaya çevrilerek (2020) Honar ve Eghtesad (Sanat ve Ekonomi) (İran,Tebriz) dergisinin “Türk Kadın Şairleri” özel sayısında yayımlandı.
Eserleri:
Söylediğin Türkülere Ne Oldu (Şiir, Deneme 2009-Tay Dergisi Yayınları)
Haziran Büyüsü (Şiir 2014- Ceres Yayınları)
Kadın Yüzleri (Deneme-Anı 2014- Ceres Yayınları)
Susmanın İki Yakası (Şiir 2015- Ceres Yayınları)
Hoşçakal Annemin Cenneti ( Deneme 2019- Tunç Yayıncılık)

MAVİ SULAR
Önce bir kardelen olmalıyım
Senin kokundan kokmalı her yanım
Ayaklarım bir maviliği giyer gibi
Uzanmalı nefesine
İlkmiş sonmuş umurumda olmasın
Seni özledikçe tenimi sürüyorum ateşe
Bir çığ yıkılıyor dudaklarımdan
Ah! Yine sus
Gözlerin alabildiğine huzur
Üfleyip gezsem gezegenlerini
Dünya
Bolluk gibi bir şey
Birden ayaklanıyorum bakışlarına
Saçlarımda hafiften bir yel
İçim dışım yağmur
Derin göllerine insem
Uykum bölünüyor gecenin bir yerinde
İçine giriyorum karanlık tünellerin
Ah! Yine sana bulaşıyorum
Ellerin basıyor her yanımı
Bir su akıyor aramızdan
Hiçlik
Yokluk gibi bir şey
**
TERKETMELER
Konuşmuyorsun şimdi
Bütün mutluluğun bir yalnızlık
Nerede korkuları çökerten o eski hevesin
Her akşam yürüdüğün çölünü yakan güneş değil bu
Kendine ağlayan gülüş olmalı
Ah o sarsılmalar
Bozkırdır üstelik şimdi
Beyaz hüzünle öptüğün dudaklar
Nasıl susmalı yüreğindeki zemheriyi
Başka bir iklimin ayazında kararan ellerini
Oy bahçeleri yeşerten yağmur
Kesilip biçilen ömrün
Çalıp gittiler
Çığlık kadardı oysa yüzün
Bitti sandığın terk etmeler yüzünden
Böyle virane bu şehir
Sevdayım ben
Hani gelip gelip dağa çevirdiğin
**
ARKA BAHÇE
Uzun hava ile uğurladım seni
yasını kuşlar tuttu
ardında bir çocuk büyüdü
azaldı yanan orman uğultusu
çok uzakta bir evin perdeleri indi
Öğreniyorum her geçen gün arka bahçeyi
mutsuzluğun sesleri oynuyor taşlarda
hangimizin çocukluğu duran kapıda
yabancı biri kucaklamış tenini
Artık kilitlemesen de olur demir kapıları
sana bıraktığım anılarla evi aydınlat
isyan çıkarıyor gözlerim her sabah
sokakları dolaşıp geliyor geceleri
Bu susmalar
bu katlanan karanlık
beni delirtecek
elini kaçırdıkça üşür öpüşmeler
dudaklarına fısıldanan hep bir kadın hayali
Tek başına yürünür caddeler otobüs durakları
kendine küsen uzağı kim bilir
kimin yalanıdır bugün ayrılık
peşinden çıkan yangın örtüyor ölüyü
birdenbire gelen vedalar sessiz uğurlanır
Tepelere göç ediyor bizden habersiz kuşlar
bozuluyor yuvası bir kelebeğin
yine sen kalıyorsun o tetik çekilirken
büsbütün acıyor bir çocuğun gözleri