Yazarlık da artık “Ne menem iştir?” sorusuna muhatap olmaya başladı.
Parası olan yazar oluyor.
Memlekette okurdan çok yazardan geçilmez oldu.
Kimi başkasının yazdığı kitabı kendi adını kullanarak bastırıyor, kimi alıntıları kes-kopyala-yapıştır metoduyla bilgisayar teknolojisini birleştirerek yazar oluyor.
Yazarlığın, öykücülüğün dahası şairliğin bedeli banka hesabındaki para ve iban numarası oldu.
Ne kadar çok paran varma o kadar çok kitabın var demektir.
Fikirden yoksun, sözüm ona malumatfuruşluktan öte gitmeyen, sayfaları çokça biriktirilmiş genellikle ‘takdim tehir ’den ibaret olan kitapları basanlar ve dahi bastıranlar toplum içerisinde kendilerine ayrı bir statü yarattılar.
“Ne iş yaparsınız?” Sorusuna verdikleri cevap da ilginç “Şairim” ya da
“Yazarım”…
Hasbelkader merdiven altı tabir edilen bir yerlerde 100-200 kitap bastıran burnundan kıl aldırmıyor.
Burnu Kaf Dağı’nda olduğu için de kimse zaten kılını alabilmek için gayret sarf etmiyor ya neyse…
Kıbrıs Gazisi olan Abdurrahman Uygur geçtiğimiz günlerde fakirhaneye ziyarete geldi. Baktım koltuğunun altında bir kitap. ‘Türk Dünyasına Doğan Güneş’
Kapakta Anavatan Türkiye ve Kıbrıs adasının fotoğrafı basılmış.
Abdurrahman Uygur’un Kıbrıs ve Kıbrıs Türkleri ile ilgili yazdığı ikinci kitap.
Nezaketi ilden bırakmayıp, imzalamayı da lütfetti.
Bilenler bilirler ki ben okumadan kitap tanıtmam ve www.sozgazetesi.org’un bize gelen kitaplar bölümünde de yayınlamam.
O yüzden kitabı okuduktan sonra yazmayı tercih ettim.
Uygur, kitabında genellikle laf-u güzaf değil, belgeleri konuşturmuş.
Kıbrıs, Kıbrıs Türklüğü ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili meraklıların okuması gereken bir kitap, sadece belgeler değil tanıkların beyanları da mevcut.
Özetle, Türk Dünyası meraklılarının okuması gereken kitaplardan biri.
Türk Dünyasına Doğan güneş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ‘ni S.S International Publisihng yayınları basmış.
Meraklıları internet ortamında ve belli başlı kitapçılardan alıp okuyabilirler.
Son söz olarak bize düşen Abdurrahman Uygur’a tebrikler.
Reha Ören
