DOĞAL YAŞAMMANŞET

Bağlılık, Sevgi veya Sadıklık mı yoksa hepsi mi?

 Okuyunca boğazım düğümlendi..Yutkunamadım..
Siz Köpek deyip geçebilir misiniz …
Foça’da sahilde bir köpek var. İlginç bir köpek. Deniz kenarında, kanalın denizle birleştiği yerdeki su birikintisinde olur genelde. Gövdesine kadar suyun içinde, dolaşır durur. Arada bir suyun içinde bir şey görür, kafayı daldırır. Bir şey mi yakalıyor, oyun mu oynuyor bilmem. Kuyruğunu durmaksızın sallar. Gördüğüm en mutlu köpeğin bile o kadar kuyruk salladığına şahit olmadım. İnsanların seslenmelerine kesinlikle tepki vermez, dönüp bakmaz. Yaz kış ya o su birikintisinde ya da daha ilerideki tekne çekeğinde görürsünüz. Hep ıslaktır. Dondurucu soğukta bile ıslak ıslak gezer. Bacaklarındaki tüylerin çoğu tuzlu sudan dolayı dökülmüştür.
Birkaç kez yiyecek verdik. Yemedi. Önüne salam, sosis koyup yemesi için yalvaranları gördüm. Kesinlikle yemiyor.
Bir süredir görememiştim. Acaba başına bir şey mi geldi, kanalın pis suyu hasta mı etti diye düşünürken dün karşıma çıkıp eski bir dostu tekrar görmüş gibi sevindirdi beni. Yine denize açılan kanalın yemyeşil suyu içinde kuyruğunu pervane gibi sallaya sallaya dolaşıyordu.
Kardeşimle durup izlemeye başladık. Yine suyun içine bakıp bir şey arıyor gibi dolanıyordu. Yine seslenmemize hiç bir karşılık vermiyordu.
Biz onu izleyip hakkında konuşurken bir genç geldi yanımıza. Hikâyesini merak ettiğimizi anlamış olacak ki, anlatmaya başladı.
“Abi, üç senedir burada. Üç sene önce sahibi yüzerken kalp krizi geçirip öldü. Cesedini kıyıya çıkarıp kumlar üzerine yatırdıklarında yanında uzun süre ağladı. Gözlerinden yaş geliyordu. O günden beri buradan ayrılmadı. Sürekli denize bakar ve sahibinin gelmesini bekler. İnsanlarla iletişim kurmaz. Diğer köpekler de ilişmez ona. Asla kendisine verilen yiyecekleri yemez. Sadece yosunla ve yakaladığı yengeçlerle beslenir. Deniz kıyısından asla ayrılmaz. Geceleri de yine kıyıdaki kayaların arasında uyur. İlgilenenler, götürmek isteyenler oldu. Ama başka yere götürülürse hemen ölür.”
Hikâyeyi dinlerken boğazım düğümlendi, göğsüme bir öküz oturdu. Bir zamanlar Japonya’da, ölen sahibini yıllarca bekleyen köpek Haçiko geldi aklıma. Bu nasıl bir sevgidir, nasıl bir tutkudur, nasıl asla pes etmeyen bir iradedir…
Bu nasıl bir aziz mevcudiyettir…
Adına Aziz dedik.
Alıntıdır.
Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.