BASINA VE KAMUOYUNA
Küresel Isınma ve İklim Değişikliği Dünyada artık iklim Krizine dönüşmüş olup,dünyayı tehdit eden çok önemli sorunların başında gelmektedir.İklim krizinin etkileri ortada iken ülkemizde ve bölgemizde iklim krizinin etkilerini derinleştirecek uygulamalar hızla devam etmektedir. Korunması gereken Tarım topraklarımız, Ormanlık alanlarımız, kıyılarımız ve derelerimiz ranta kurban edilerek talan edilmektedir. Havamız,Suyumuz ve Topraklarımız bilim dışı uygulamalar ile kirletilmiştir.Bölgemizde yaşamı olumsuz etkileyen kirlilikler mevcut iken,kirlilikleri ve riskleri arttıracak olan ve bölgemiz için ciddi bir tehdit olan Akkuyu Nükleer Santrali,bölgemizi plastik üretim merkezi haline getirecek,kirli sanayi tesisler olan Erzin polipropilen ve Ceyhan Petrokimya tesisleri bölgemiz için ciddi bir ekolojik yıkım oluşturacağı açıktır.Kirli teknolojilerin ülkemizde kurulmasına karşıyız.Akkuyu Nükleer Santrali,Erzin ve Ceyhan da kurulması planlanan projelerden vazgeçilmesini,mevcut ve kurulumu yeni planlanan Termik santrallerin derhal kapatılmasını ve Vahşi madencilik işletmeciliğine son verilmesini talep ediyoruz.
Savaşların yaratmış olduğu çevre kirliliği doğanın dengesinin ve toplum sağlığının bozulmasına neden olmaktadır. Sağlıklı bir çevre barış ortamında sağlanır. Bu nedenle Dünyada devam eden savaşların biran önce barışla sonuçlanmasını istiyoruz.
Plastikler doğada binlerce yıl yok olmazlar. Doğada kaldıkları sürece toprağı, havayı ve suyu kirleterek insan sağlığını bozarlar. Ülkemiz Dünyada başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere diğer ülkelerden en çok plastik çöp atık ithal eden ülke konumuna gelmiştir.Ülkemize ithal edilen Plastik çöp atığının çoğu denetimsiz ve tehlikeli atıklardır. İthal Plastik çöp atıklarının ancak % 10 unun geri dönüşümü sağlanabilmektedir. Plastik çöp atığı geri dönüşüm tesisleri riskli ve kirletme potansiyeli çok yüksek tesislerdir. İthal Plastik çöp atıklarının dökme ve yakma faaliyetleri yüzünden tarımsal alanlarımız ,su kaynaklarımız ve denizlerimiz plastik çöplerin neden olduğu son derece zehirli kimyasallarla zehirlenmektedir. Bu zehirler toprağımızın gıdamızın, suyumuzun ve havamızın kirlenmesine ve sağlığımızın bozulmasına neden olmaktadır. Ayrıca geri dönüşemeyen ithal plastik ve diğer çöp atıklar orman ve tarım alanlarımıza derelerimize ve denizlerimize dökülmektedir.Ülkemize ithal edilen Plastik çöp atıklarının derhal durdurulmasını ve Tek kullanımlık plastiklerin yasaklanmasını istiyoruz.
Sulak alanlar bölgemiz için çok önemli ekolojik mirastır. Samandağ milleyha sulak alanının uluslararası koruma statüsüne alınmasını ve Göksu deltasının korunması için gerekli tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz.
Kahramanmaraş depremlerinin yıkıcı felaketleri yaşanırken yetkililer halk sağlığını ve ekosistemi hiçe sayarak ,bilimsel koşullara uymayarak depremden zarar gören binaları kontrolsüz bir şekilde yıkarak ve yıkımdan sonra oluşan molozların içerisinde bulunan asbest,silika,civa,kurşun,kadmiyum,atık yağlar, tehlikeli sanayi atıkları, gibi tehlikeli malzemeleri ayrıştırmadan dere yataklarına,deniz kenarına, tarım alanlarına, sulak alanlara,vadilere ve yaşam alanlarına dökerek ikinci bir felaketin yaşanmasına neden olmuştur.Tehlikeli atık içeren molozlar havayı suyu ve toprağı kirleterek insan ve çevre sağlığını çok ciddi olumsuz etkilemiştir. Bugün Hatay halkı hava kirlilik limitinin 4 katı fazla kirli havayı solumak zorunda bırakılmıştır.
Hatay ilinde hava kirliliği sınır değerlerinin üstünde iken,deprem felaketinin yarattığı derin sorunlar ve depremin yarattığı ağır ekolojik sorunlar devam ederken,Yetkililer bu sorunları görmezden gelerek Hatayın dağlarını delik deşik edecek,tarımını ve yer altı sularını yok edecek,havasını kirletecek ve halkın sağlığını bozacak çed gerekli değildir kararlarıyla 60 adet taşocağının kurulumuna imza atmıştır. Planlanan taşocakları yerleşim bölgelerine ve Yaban Hayatı Koruma bölgelerine çok yakın olup ormanlık tarım ve mera alanlarında yapılmak istenmektedir.Taşocakları işletmesi sırasında hergün binlerce ton Amonyum Nitrat ve Fuel Oil karışımlı madde ve dinamitle yapılacak patlatmalardan oluşacak zehirli gazlar ve sarsıntılar çevre ve halk sağlığını olumsuz etkileyecektir. Planlanan taşocakları Hatayda çok ciddi ekolojik yıkıma neden olacağı açıktır.
Planlanan Taşocaklarında yüzbinlerce ton dinamit ve Anfo malzemesinin kullanılması sonucunda meydana gelecek sarsıntılar Hatayda depremden sonra yaşanan yer altı içme su kuyu sorununu daha da derinleştirecek olup taşocaklarının yüzünden Hatay susuz kalacaktır. Depremin yıkıcılığını yaşayan bir kentin dağlarının tahrip edilmesi bilimsel değildir.Planlanan Taşocakları projeleri derhal iptal edilmelidir.
Bölgemiz Su ve Gıda krizi tehdidi ile karşı karşıyadır.Yetkililer yaşam hakkımızı ve ekolojik dengeyi bozan rant politikalarından,kirli teknoloji kurulumundan ve vahşi madencilikten vazgeçmelidir.
Dünyada ekonomik, ekolojik ve sosyal yaşamda bir takım olumsuz zincirleme etkilere neden olan küresel iklim krizine karşı Ülkemizde ve Bölgemizde herkesin mücadele etmesini bekliyoruz.
DOĞU AKDENİZ ÇEVRE DERNEKLERİ