İngiltere Savunma Bakanı Shapps, dünyanın savaş sonrası dönemden savaş öncesi döneme geçtiğini belirterek NATO müttefiklerini ittifakın geleceği hakkında düşünmeye çağırdı.
İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps The Telegraph gazetesi tarafından yayımlanan köşe yazısında, “Bugün İttifak’ın geleceğini bir kez daha acilen düşünmeliyiz. Savaş sonrası bir dünyadan savaş öncesi bir dünyaya geçtik” dedi.
Shapps, demokrasiyi ve ittifakı korumak için Ukrayna’yı destekleme çabalarının iki katına çıkarılması, NATO üyelerinin savunma harcamalarının arttırılması ve Avrupa-Atlantik savunma sektörünün güçlendirilmesi gibi önlemleri sıralayarak, “Bazı müttefiklerin GSYH’lerinin yüzde 2’sini savunmaya harcayamadıkları durum artık devam edemez zira NATO ‘geleceğimizle Rus ruleti oynamayı’ göze alamaz” dedi.
Savunma Bakanı Shapps ayrıca George Orwell’ın ünlü distopik romanı 1984’ün konusunun NATO olmayan bir dünyada geçtiğini ancak bugünün daha da tehlikeli bir zaman olduğunu öne sürdü.
Shapps kaleme aldığı yazıda, Birleşik Krallık’ın ‘her zaman NATO’nun ana taşıyıcılarından biri’ olduğunu ve bundan gurur duyduğunu söyledi.
Geçmişte Batı için işlerin hiç de iyi görünmediğinin altını çizen Shapps yazısında şu ifadelere yer verdi:
75 yıl önce Washington’da meydana gelen bir başka olay olmasaydı durum daha da kötüye gidecekti. Orada Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve diğer 10 ülke Kuzey Atlantik Antlaşması’nı imzaladı. Başkan Truman bu önemli toplantıda ‘Cesaret ve vizyon sahibi insanlar hala kendi kaderlerini belirleyebilirler‘ dedi ve NATO doğdu.
NATO’nun yalnız geçmişine saygı göstermenin yeterli olmadığını ifade eden Shapps, “Bugün İttifak’ın geleceği üzerinde bir kez daha acilen düşünmeliyiz. Savaş sonrası bir dünyadan savaş öncesi bir dünyaya geçtik. Rusya komşularımızı tehdit ediyor. Çin giderek daha da saldırganlaşıyor. İran, Ortadoğu’dan Yemen boğazlarına kadar bölgesel kargaşaya neden olmak için vekillerini kullanıyor. Kuzey Kore ise nükleer kılıcını sürekli sallıyor. Bu kötücül güçler giderek daha fazla hizaya geliyor ve demokrasimiz onların hedefinde” cümlelerini öne sürdü.
Moskova defalarca Londra’nın Kiev’i ‘Rusya’ya karşı jeopolitik bir araç‘ olarak kullanarak çatışmayı müzakereler yoluyla sona erdirme şansından mahrum bıraktığını dile getirmişti.
Ukrayna parlamentosunda iktidardaki Halkın Hizmetkarı fraksiyonun lideri ve Rusya’yla müzakerelerde Ukrayna heyetinin başkanı olan David Arahamiya, 2022 ilkbaharındaki müzakere süreci sırasında, Kiev’e gelen dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un Rusya’yla hiçbir anlaşmaya imza atılmamasını ve savaşmaya devam edilmesini söylediğini dile getirmişti..
Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov yaptığı bir açıklamada Rusya’nın müzakereleri hiçbir zaman reddettiğini belirterek bunun en iyi örneğinin Nisan 2022’de varılan İstanbul anlaşmaları olduğunu dile getirmiş, “Arahamiya’nın bizzat itiraf ettiği üzere Boris Johnson Kiev’e geldi ve Zelenskiy rejiminin bunu uygulamasını yasakladı ve ‘savaşmaya devam edin’ dedi” cümlelerini dile getirmişti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Boris Johnson‘ın Kiev’i ziyaretine dikkat çekerek, Batılı ülkelerin müzakereleri ‘Rusya’ya stratejik yenilgi yaşatmak’ için baltalamış olabileceğini vurgulamıştı. Putin, Johnson‘ın ziyaret sırasında ‘son Ukraynalıya ve zafer kazanıncaya kadar Rusya’yla savaşmayı’ öngören tutumunu ortaya koyduğunu kaydederek Batı’nın Rusya’ya stratejik yenilgi yaşatma beklentisi içinde olduğunu söylemişti.