ÖzelKuzey Kore’de, ‘savunma amaçlı olan nükleer saldırıları otomatik başlatma yetkisi’ yasallaştırıldı. Konuyu Sputnik’e değerlendiren Asya-Pasifik Uzmanı Koyuncu, “Kuzey Kore, Batı’ya güç gösterisinde bulunarak caydırıcılığını artırma hamlesi yaptı” dedi.Kuzey Kore, nükleer silahlanma ile ilgili sıklıkla gündeme gelirken, ülke artık ‘yasal olarak’ da nükleer bir güç olduğunu duyurdu. Kuzey Kore’nin en yüksek yasama organı olan Yüksek Halk Meclisi‘nin (SPA) olağan kurulunun 9 Eylül’deki toplantısında ülke lideri Kim Jong-un yeni açıklamalarda bulunarak, ‘otomatik olarak nükleer saldırıları başlatma yetkisi veren bir yasanın’ kabul edildiğini açıkladı. Devlet kontrolündeki Kore Merkezi Haber Ajansı’nın (KCNA) ayrıntılarını aktardığı yasaya göre, ‘nükleer veya nükleer olmayan bir tehdit ile karşı karşıya gelinmesi durumunda ordu, düşmanın komuta merkezlerine’ nükleer saldırı yapabilecek. Bunun yanı sıra yasa ile ülkenin ve halkın ‘felaket boyutunda bir kriz’ yaşaması halinde de nükleer silahların kullanılabileceği belirtildi.Kim’e göre, kendisinin ‘savunmasını zayıflatmak ve yönetimini yıkmak üzere baskı kampanyası yürüten ABD‘ye karşı koymak’ amacıyla gerekli olan nükleer silahlardan ve füzelerden vazgeçilmeyecek. Böylelikle Kuzey Kore, nükleer silahları Asya-Pasifik bölgesindeki güvenliğinin ‘tek garantörü’ olarak gördüğünü ve nükleer silahlardan arınma konusunda herhangi bir ‘müzakere yürütmeyi reddedeceğini’ açıkça ifade etti.Kuzey Kore Nükleer Kuvvetler Yasası, ABD ve müttefikleri tarafından tepkiyle karşılanırken, Japonya Kabine Genel Sekreteri Hirokazu Matsuno, bu yasanın ‘kabul edilemez olduğunu’ belirten ilk taraf oldu. Rusya Dışişleri Bakanlığı Birinci Asya Departmanı Direktörü Georgy Zinoviev de konuya dair, “Kuzey Kore’nin Ocak 2018’de tek taraflı olarak duyurulan nükleer testler üzerindeki moratoryuma fiilen bağlı kalmaya devam etmesi gerçeğinden hareket ediyoruz” açıklamasında bulundu. Beyaz Saray Basın Sekreteri Karine Jean-Pierre, ABD’nin ‘düşmanca bir niyeti olmadığını’ ve Kuzey Kore ile ‘diplomasi aramaya’ devam ettiğini, Güney Kore Dışişleri Bakanlığı ise yeni nükleer silah yasasının ‘Washington ile ittifaklarını daha da güçlendireceğini’ belirtti.Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Asya-Pasifik Uzmanı Mustafa Cem Koyuncu, Kuzey Kore’nin nükleer silah kararını ve Kim’in açıklamalarını jeopolitik dinamikler çerçevesinde Sputnik’e değerlendirdi.
‘ABD’nin son dönemdeki Hint-Pasifik stratejisi, başta Çin olmak üzere Rusya ve Kuzey Kore gibi devletleri çevreleme amacı taşıyor’
2022 yılının ‘jeopolitik fay hatlarının kırıldığı ve yeni bir güç mücadelesinin başladığı bir döneme’ kapı araladığını vurgulayan Koyuncu, “Avrasya’da başlayan güç mücadelesi ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’a ziyaretiyle Hint-Pasifik’e uzandı. Söz konusu ziyaretle uzun suredir bölgede yaşanan rekabet, belirsizlik döneminden kamplaşma dönemine girmiştir. ABD’nin son dönemde müttefikleriyle başlattığı “Özgür ve Açık Hint-Pasifik Stratejisi”, başta Çin olmak üzere Rusya ve Kuzey Kore gibi devletleri çevreleme amacı taşıyor. Bu politika dahilinde Washington, son dönemde ABD-Güney Kore-Japonya üçlü mekanizmasını harekete geçirdi. Nitekim Joe Biden yönetiminin açıkladığı resmi Hint-Pasifik Strateji Belgesi’nde bu konuya atıf var” dedi.
‘Kuzey Kore, nükleer saldırıları başlatma yetkisi veren bir yasa çıkartarak ABD, Güney Kore ve Japonya’ya cevap verdi’
Koyuncu, Japonya ve Güney Kore arasındaki sorunların çözülmesinin Doğu Çin Denizi’ndeki mevcut statükoyu değiştirme potansiyeline sahip olduğunu belirterek şunları aktardı:“Bir süredir ABD, Japonya ve Güney Kore arasında alt düzeyden başlayarak bakanlık ve sonrasında başkanlık düzeyinde temaslar hali hazırda sağlanmış ve olumlu mesajlar verilmiştir. Ama çevrelenen ülkeler de bu süreci takip ediyor. Özellikle Kuzey Kore, mevzubahis süreci en yakından takip eden ülke konumunda. Zira ABD, Güney Kore ve Japonya’nın yaptığı açıklamaların hepsinde Kuzey Kore’nin nükleer silah programı ve bunun durdurulması süreci var. Kuzey Kore, değişen konjonktüre ve jeopolitik dengelere karşın düşmanın komuta merkezlerine otomatik olarak nükleer saldırıları başlatma yetkisi veren bir yasa çıkartarak bir cevap verdi.”
‘Kuzey Kore, başta Güney Kore’ye olmak üzere Batı’ya güç gösterisinde bulunarak caydırıcılığını artırma hamlesi yaptı’
Kuzey Kore’nin çıkardığı yasanın iki dinamiği olduğunu belirten Koyuncu, “Birinci dinamik Kuzey Kore’nin kendi ontolojik sorununu yansıtıyor. Kuzey Kore uzun bir süredir yaptırımlara maruz kalıyordu. Söz konusu yaptırımları yarmak ve kendisine oluşturulacak kampı engellemek için nükleer silahı bir caydırıcı güç olarak görüyor. Kuzey Kore son hamlesiyle başta Güney Kore’ye olmak üzere Batı’ya güç gösterisinde bulunarak caydırıcılığını artırma hamlesi yaptı” şeklinde konuştu.
‘Kuzey Kore’nin nükleer silah hamlesini, dış dengeler kapsamında ve ‘tırmandırma’ stratejisi dahilinde de okumak gerek’
Kuzey Kore’nin nükleer silah yasası kararının arkasındaki diğer bir dinamiğin ise dış dengeler üzerine kurulduğunun altını çizen Koyuncu, şu ifadeleri kullandı:“Üst perdeden jeopolitik gelişmeleri takip ettiğimizde Batı ve Asya arasında, ya da buna Kuzey-Güney çekişmesi de diyebiliriz, yeni bir Soğuk Savaş’ın başladığı görülüyor. Afganistan, Ukrayna ve Pasifik’teki gelişmeler bu rekabetin gün yüzüne çıktığı alanların başlıcaları. Kuzey Kore’nin son hamlesinin bir diğer izdüşümü de bu jeopolitik rekabete yansıyor. Uluslararası ilişkiler bir türbülans çağına girerken kamplaşmaların artması kaçınılmaz. Her cephe veya devlet, karşı tarafın gücünü bozmak, kararlılığını sorgulamak ve bu sayede karşısındaki gücün geri adım atmasını sağlamaya yönelik olarak uygulanan ‘brinkmanship’ ya da bir diğer ifadeyle ‘tırmandırma’ siyasetine geçti. Kuzey Kore’nin son hamlesini dış dengeler kapsamında ve ‘tırmandırma’ stratejisi dahilinde de okumamız gerekir.”
kaynak:Selin Uludağ /sputniknews