Türkiye bu seçim sürecinde ve gelinen noktada çok zor bir sürece girmiştir.
İttifaklar ve menfaat grupları arasındaki saflaşmalar keskinleşirken, uluslararası güçlerde bu seçimlerde varlıklarını ve taraftarlıklarını ilan etmişlerdir. Seçimlere adeta abanmışlardır.
Sebebi ise Türkiye, Türklerin kendilerinin önemini bilinçli bir biçimde hala içselleştirilmiş olarak fark etmedikleri bir siyasi coğrafyada ve yeni dünya saflaşmasında anahtar bir güç olduğundan kaynaklanmaktadır.
Bu gücü yeni dünya konjonktüründe uluslararası anlamda kim yanına alırsa alsın o taraf dünyanın yeniden şekillenmesinde ana güç yada taraf olacaktır ve kazançlı olacaktır.
Bu bakımdan önce Türklerin, onun bunun figüranı olmamak için, kendi ülkelerinin hangi coğrafyada olduğu ve dünyadaki yeri ve kıymeti konusunda bir bilince varması gerekmektedir.
Adımlarını ona göre atmalıdır.
Bugünkü çeşitli, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel veriler ve yerel ve uluslararası şartlarda gösteriyorki, Türkiye’deki 14 Mayıs 2023 de yapılacak olan seçimler çok sancılı geçecektir ve taraflar arasında ki sertleşmelerden ve uluslararası bağımlı ilişkilerden ve emperyalist devletletin bu seçimlere açıkça müdahil olmalarından dolayı bu seçimler sonuç ve muhtemel olarakta karakolda bitebilecektir.
İşte bu yüzden, Türkiye için; yurtsever, laiklik ve hukukun üstünlüğü yanlısı ve sosyal devletten yana olan herkes, bu seçimin seçim sırasına ve sonrasına iyi hazırlanmalıdır.
Ve önümüzdeki seçimde bu seçimin sanki bir seçim kazananı var gibi gözüksede, bu durum kazanan için gerçekten çok geçici olacaktır.
Çünkü, bu seçimlerde mevcut ittifakların bugünlerdeki ilkesiz, TC’nin kuruluş felsefesine Türk Millet karakterine uymayan uçuk, saçık ve kaçık vaatleri ve söylemleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesi ve Türk Millet karekterleri ile uyuşmamaktadır.
Bu bakımdan kazanan kim olursa olsun Millet içindeki zemin, bu bir kazanan için gerçekten çok kaygan olacaktır. Ve görünüşteki kazanan esasında hiç
Ummadığı bir biçimde bir kaybeden olarak tarihteki yerini alacaktır. Seçim sonuçları ve sonrasında çok ağır bir bedel ödeyecektir.
Ve işte burada akıllı düşünen ve durumu iyi okuyan geniş ama örgütlenmesi gereken yurtsever kesimlerce Türkiye’nin bekası için mücadele o zaman kesin olarak başlayacaktır.
Ve burada bazı şeyleri tekrar altını çizerek yazmakta yarar vardır: ve şimdi görünen o ki bu seçimde, hangi ittifak seçimleri kazanırsa kazansın, kazandığı zeminde taşların yeniden yerinden oynayacağını ve ikinci bir seçim yapılması için herkesin 6 ila 2 yıl arasında yeni bir seçime gidileceğini görmesi gerekmektedir.
Tabi bu bugünün verileriyle bunu göstermektedirde, ortalıkta ki yurtsever kesimin, Türkiye’yi tekrar düze kuruluş felsefesinin ilkelerini güncelleyerek çıkartması için: sıkı, ilkeli ama geniş kitleleri kucaklayacak kitlesel bir örgüte ihtiyacı vardır.
Bu örgütlenme mutlaka şimdiden düşünülmeli, istişareler yapılmalı, kollektif akılla önümüzdeki günlerde yurtseverlerce mutlaka oluşturulmalıdır.
Ve bu örgütlenmenin, şimdi var olan diğer ittifakların bağımlılıklarınıda bertraf edecek, yanlış yerde duranları yanlarına çekecek ve Türkleri kendi vatanında özgür ve bağımsızlıkçı kılacak bir ana örgütlenme olması gerekmektedir.
Ve bu örgütlenmenin, Türkiye’yi tekrar düze çıkarabilecek ve bunun için iktidar olacak yegane alternatif de olmalıdır.
Esasında bu örgütlenme modelini ve içeriğini çok fazla arama ve taramayada gerek yoktur. Türkiye’yi tekrar düze çıkaracak bu örgütlenmenin zaten; içeriği, felsefesi, eylemciliği Türkleri eylemiyle ve kurumsallaştırmasıyla dünyada modern millet yapan ebedi ulusal lider Atatürk tarafından daha önce Türkiye’nin yapısını ve dünya şartlarınıda değerlendirerek çizilmiştir, yazılmıştır ve yapılmıştır.
Önemli olan işte bu yurtsever örgütlenmede yine Atatürk gibi bugünün şartlarına göre seviyeyi tutturmaktır.
Kısaca, önümüzdeki bu seçimlerin sonuçları sancılı olacaktır. Seçimler donuçları itibarıyla. karakolda bitebilecektir. Ve bu durumda tekrar Türkiye için yeni bir durum oluşacak Türkiye yeniden yeni bir seçime gidecektir.
İşte bu sırada eğer yurtseverler” Türkiye Ulusal Birleşik Cephesi ( -Partisi) adı altında geniş kesimleride kapsayabilen bir şekil ve içerikte örgütlenirse, Türkiye akıl ve bilim yoluyla kısa zamanda normalleşecek ve bölgede ve dünyada tekrar rayına oturacak ve uluslararası kumar masasında bir devlet olmaktan çıkacak, tekrar kendi kaderini kendi belirleyecek ve yeniden Türkiye’de Türkleri Türklerin yönettiği bir devlet olacaktır.
Demedi demeyin..
Her zaman olduğu gibi:
Atatürkle kalın
Cumhuriyetle kalın
Bilimle kalın
Akılla kalın
Hoşçakalın
