Kızılay,insanlara yardım etmek üzere kurulmuş ancak birçok skandalla çalkalanmıştır. Peki,bu dernek, insanlara yardım etmek amacıyla mı kurulmuştur, yoksa kar amacı güden ticari bir şirket midir?
KIZILAY NASIL KURULDU
İsviçreli Yazar Henry, 1859 yılında İtalya, Fransa ve Avusturya askerlerinin, Sardinya veya Avusturya Piyamonte diye adlandırılan savaşı bittikten sonra, savaş alanında tıbbi yardım alamayan on binlerce yaralı askerin o dramatik manzarasına karşı derinden etkilenir.Hangi taraf olursa olsun yaralı insanları tedavi etmek için sivil halkı örgütlemek için çalışsa da yeterli olmamıştır. O da Fransız kuvvetlerinden, esir aldıkları Avusturyalı doktorları serbest bırakmalarını istedi, her iki tarafın yaralı askerlerinin tedavi edilmesi için. ancak orduların saflarında cerrahlardan fazla veterinerler vardı çünkü bir at bir askerden daha değerliydi.Henry memleketi Cenevre’ye döndükten sonra dünya için kalıcı bir şeyler yapmaya çalışır..Uluslararası bir anlaşma yapılmalı der ve tüm uygar ülkelerde gönüllü yardım derneklerin kurulması için çalışır. 1864 yılında Cenevre Sözleşmesi ile fikri kabul edilir. Bu sözleşmeye dayanarak birçok ülke, dernekler kurmayı kabul eder. Osmanlı İmparatorluğu beş ay içinde bu sözleşmeye imza atan ülkeler arasına girmiştir. Böylece uluslararası Kızıl Haç Dernekler Federasyonu kurulmuştur. Ancak Osmanlı İmparatorluğu bu amblemi kabul etmez ve Kızıl Haç yerine kendi bayraklarının amblemini ters olarak kullanmayı tercih eder. Kızıl Haç Dernekler Federasyonu bu isteği kabul eder ve Hilal-i Ahmer Cemiyeti kurulur yani bugünkü adıyla KIZILAY DERNEĞİ.
KURUCULARI
Dr. Mako Paşa, Dr. Abdullah Bey, Kırımlı Öğretmen Aziz Bey ve Serdar Ekrem Ömer Paşa önderliğinde kurulur.Artık savaşlarda bu amblemi taşıyan hiç kimseye ve hiçbir şeye saldırılmayacaktır. Elli Türk Lirası üzerinde,Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin ilk kadın üyesi Fatma Aliye Hanım,İlk Türk Hemşire Safiye Hüseyin Er, Kurtuluş Savaşı sırasında Hilal-iAhmer ’de hasta bakıcı Halide Hanım, devletin kendisine üsteğmenlik maaşı bağlanan ve bir kuruşuna dahi dokunmadan tamamını Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ne bağışlayan Kara Fatma Lakaplı Fatma Seher Hanım gibi birçok kadın, cemiyete önderlik yapar.
ATATÜRK’ÜN HİLAL-İ AHMER’E DESTEĞİ
1912 Trablusgarp Savaşı’nda gözü ciddi bir şekilde yaralanan bir asker 15 gün Hilal-i Ahmer çadırında tedavi görür. Bu hasta ileride Türklerin kaderini değiştirecek Kurmay Binbaşı Komutan Mustafa Kemal’dir. O günden sonra özel ilgi gösterdiği Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ne sık sık ziyaretlerde bulunur.
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Dünya Savaşı sonrası baştanbaşa bir yıkıntı haldeydi. Bu ülke, yokluklarla kurulmuştu. Halk yoksun ve çaresizdi. Bu durumda hem halkın hem de devletin gözleri Hilal-i Ahmer’e çevrildi. Ancak bağışlar düşünce Hilal-iAhmer ’in kasası boşalmış ve cemiyet artık görevini yürütmeyecek hale gelmişti.
Bir vakfın, devletin ona ayırdığı bir bütçesi olmuyor ise ve Hilal-i Ahmer, ayakta kalmak istiyorsa başka yollar bulmalıydılar. Atatürk, Trablusgarp’ta yakından tanıdığı ve özel önem verdiği bu vakfı, ne olursa olsun destekleyecek ve güçlenmesini sağlayacaktı. İlk olarak Hilal-i Ahmer ’in, vergiden muaf tutulmasını sağlar. Ve ona Kızılay adını bizzat Atatürk verir. İthal ilaçlar devlete gelir getiren işletmesi ve gelirlerini Kızılay’a bırakır. Maden suyu tesisi sermayesini karşılayarak, fabrikasını Fransızlardan alır ve bu fabrikayı Kızılay’a bağışlar. 1941 yılında kapış kapış satılan iskambil kâğıdı ithali ve satışı için yetki tamamen Kızılay’a tekel olarak verilir. Amaç Kızılay’ın ekonomik olarak bağımsızlığına kavuşup ayakta kalmasını sağlamaktır.
Aslında Kızılayyıllar önce ticarete atılmıştır ama bu gelir, yardım ve afetlere müdahale hizmetinde kullanılacaktır.
BAŞKAN KEMAL DEMİR DÖNEMİ
1999 büyük Marmara depreminin ardından Kızılay bölgeye çadır göndermiş olsada çoğu kirli ve eskidir. Üstelik yağmur geçirir. Kızılay çadırları yenilenmemiştir. Bu durum basın tarafından acımasızca eleştirilir. Bunun üzerine o dönemin Kızılay Başkanı Kemal Demir’in, bizim çadırlar Türk standartlarına uygun açıklamasının ardından, basında kıyamet kopar. Kızılay’a topyekûnsavaş açılır. Medya tarafından Kızılay çadır depolarına baskın düzenlenir, yirmi yıl değişmeyen Başkan K. Demir, Kızılay başkanlığından istifa eder.
Başbakanlık tarafından bir komisyon kurulur ve kurumun hesap ve işlemleri incelenir. Başbakan ve İçişleri bakanlığı müfettişleri toplam 202 adet rapor hazırlar. Bu rapor sonunda Kızılay hakkında, 8 yöneticinin görevini kötüye kullandıkları ve ihmal ettikleri iddiası ile dava açılır ve birkaç ismin mahkûmiyetine karar verilir.
Mesela Kızılay’ın Bodrum’da birimi olmamasına rağmen burada yapılmış harcamalar, yöneticilerin yakınlarına sağladıkları imkânlar ve su istimal niteliğinde değerlendirilmiştir.
BAŞKAN TEKİN KÜÇÜKVELİ DÖNEMİ
Yıl 2005, bu yaşananlar Kızılay’a büyük bir ders olmuştur. Artık Kızılay, imaj düzeltmek zorundadır. Ve yönetimde köklü bir değişim yapılarak Kızılay’ın başına Tekin Küçükveli getirilir. Görevini başarıyla yapan bu başkan sayesinde, Kızılay yıllar içinde itibarını geri kazanır, hatta dünyaya sesini duyurmuştur. Pakistan depreminde, depremzedelere Rusya’dan 210 ton yardım taşımak için dünyadaki en büyük taşıma kargo uçağı kiralandı. Endonezya’daki tsunami felaketinde, Sri Lanka’da binlerce konut ve okullar, sağlık ocakları,dükkânlar, toplum merkezleri ve tapınaklardan oluşan Türk köyleri kuruldu.
Türk Kızılay’ı, yaptığı çalışmalarla birkaç sene içinde 186 ülkede bulunan Kızılay ve Kızıl Haç arasında ilk beşe girmişti. Ancak devrim niteliğinde işler yaparak Kızılay’a büyük başarılar kazandıran Başkan Tekin Küçükveli, Dolmabahçe Sarayı’nda dönemin Başbakanı Erdoğan ile görüştükten sonra aniden istifa eder.Sebebi ise AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’in, Tekin Bey’den Kızılay Adana Şube Başkanını görevden almasını istemesiydi. Ancak Tekin Bey, en iyi şube başkanımdır, bunu yapamam demiştir. Özetle Tekin Bey, siyasetin güdümünde çalışmayı kabul etmediği için ve kendisine yapılan baskılara direndiği için istifa etmiştir. Daha doğrusu istifaya zorlanır. İşte o gündür bugündür külahlar değişti. Hemşeriler, akrabalar zinciri uzar gider.
KIZILAY’I HOLDİNGLEŞTİRME DÖNEMİ
Yıl 2019 yatırım holding faaliyete geçer. Holdingin kâr etmesi için Kızılay çatısı altında on bir şirket kurulur:
1-Kızılay Sistem Yapı.2- Kızılay Çadır Ve Tekstil.3- Kızılay İçecek..4- Kızılay Portföy.5- Kızılay Sağlık.6- Kızılay Bakım.7- Kızılay Kültür Sanat.8- Kızılay Lojistik.9- Kızılay Teknoloji.10- Kızılay Biyomedikal.11- Kızılay Etik Yatırım.
On bir şirkete Kemal Kınık genel başkanlık yapmakta.36 asgari ücret almaktadır, ayda toplam 306 bin Türk Lirası.
Kızılay’a atanan 11 yönetici.Bir genel müdür, 3 genel müdür yardımcısı, şimdi ise 82 yönetici var, her biri 3 asgari ücret almakta.Geçen sene yöneticilere gider para 25 milyon.
300 bin TL den fazla aylık alan İbrahim Altan genel müdür, Yalova AKP M.V kayınpederi.
13 sene Deniz Feneri Derneği’nde CEO olarak çalışmaktaydı. Deniz Feneri; gayrimenkul,para aklama, sahte fatura, paravan şirketlerleAlmanya’da asrın yolsuzluk davası olarak anıldı.Almanya’da, Kızıl Haç tüm mal varlıklarına el koydu ve Kızıl Haç derneğine devredildi. Ama Türkiye’de aklandı. Tüm bunlara rağmen Altan, 2017’de genel müdürlük görevine getirilir ve 5 şirketin yöneticiliğini yapmaktadır.
AİLE ÇİFTLİĞİ
-Kemal Kınık’ın oğlu Muhammed Kınık, Genç Kızılay Başkan Yardımcısı.
-Kızı Fatma Yeşilay, Uzman Yardımcı olarak görevde.
-24. dönemmilletvekili Muhammed Murtaza Yetiş’in, eşi Sema yetiş üç koltuğa birden oturmakta./1-Ankara Kızılay şube başkanı2.-Kızılay denetim kurulu üyesi.3-Kızılay bakım yönetim kurulu üyesi./
-Sekreter Murat Ellialtı, kardeşi Hürşit Ellialtı Bakım Şirketi Genel Müdürü.Kuzeni Yasin Ellialtı, Nevşehir İl Yönetim Kurulunda görev almaktadır.
-Tatvan Kızılay Başkanı Battal Taşırım, Şube Başkanı milletvekili kardeşi.
Makalenin uzamaması adına maden suyu skandalı ve Başkent Gaz Şirketi’nin, Kızılay’a yaptığı o meşhur ve cömert bağışı; 8 milyon dolar değerindeki para ve o paranın büyük kısmının Ensar Vakfı’na transfer edilmesi skandallarını yazmıyorum. Okuyucularımın bu iki skandalları araştırmalarını öneriyorum.
ÇADIR SKANDALI
1954 yılında Kızılay elde edilen gelirlerle bir çadır dikim tesisi kurar. Yıllar içinde atölye dahada büyür. Üretim tesisi günde 1000 çadır üretebilecek seviyeye ulaşmıştır. Kızılay, tüm dünyaya çadır satarak milli gurur haline gelir.
06 Şubat 2023 asrın felaketi Kahramanmaraş merkezli depremin ardından 3 gün geçmişti ve hala ortada çadır yoktu.12 gün geçmesine rağmen hala deprem bölgelerinde çadır gönderilmemişti. İnsanlar soğukta, sokaklarda ve açık alanlarda donarak kaldılar. Ahbap Derneği, bölgeye 2050 çadır gönderdi ancak bu çadırları, Kızılay’dan 46 milyon TL’ye satın aldığı ortaya çıktı. bir çadır 22.500 TL’ye satılmıştı.
Türk Eczacılar Birliği, ücretsiz ilaç dağıtmak için Kızılay’dan çadır ister. Kızılay 5 çadırı tanesi 140.000 TL den satar. Toplam 700 bin TL ye satmışlardır.Depremde, çadırları satmaları dahi ticarethaneye dönüştüğünü gösterir.
DİP NOT
Bilin bakalım İskenderun Kızılay Şube Müdürü Seda İlhan kim, şubede önceden ne görev yapıyordu ve daha sonra Sivri’nin sihirli değneğiyle nasıl şube müdürü oldu ?!