Bazı anlar vardır zaman durur.
Yüreğiniz daralır, içiniz burkulur.
Yaşamın bütün güzellikleri katran karası zifir olur.
Telefon çaldığı zaman ekranda o’nun adı çıktı. Sevindim.
“Amca ben Vehbican” dediği zaman “Hay Hak. Bismillah” demekten başka bir şey söyleyemedim.
Yoğun bakımdaymış.
Lanet olası Koah ciğerlerine yapışmış ki kene misali aldığı havayı mahpus eder de dışarı çıkmasına izin vermez.
Bilirim, için için kemirir adamı.
Hareketlerini kısıtlar, gün olur ayağa kalkmak bile zul gelir insana…
Bir yanda deprem kaosu vardı.
Onbinlerce ölüm.
Toplu mezarlar. Zaten yeterince içimizi burkmuştular.
Vehbican “Amca, babam yoğun bakımda” dedi.
Vah ki vah…
Eyvah!
Bırakın adana’yı bir yana.. Tanıdığım en beyefendi insanlardan biriydi Ahmet Özcan Koca.
Kırk yılı aşkın dostluğu hangi mahir kalem, hangi erbab-ı üstad sığdırabilir ki satırlara?
Bir çok kişi beni serserelikle itham etmiştir. Serseri kelimesini bile öyle bir nezaketle söylerdi ki içimden gerçekten serseri olmak gelirdi…
Ya o yazdığı yazılar?
Dinler arası bağlantı kurmalar.. Sosyalistliği bir yana.. Toplumcuydu evvelinde de ahirinde de…
Paraya kıymet vermeyen ender insanlardan biriydi.
İnsanlık herşeyden önce gelirdi.
Rakı şişesinin dibinde sabahladığımız da oldu.
Edebine göre münazaralarımız da!
Bilirsiniz Arkadaş dediğin arkadaki taş demektir. Görevi sana gelebilecek tehlikeleri önlemektir.
Ondan da ötelerdeydi hasbıhallerimiz..
Bilirdik ki biz anlaşlamayanlardan biriyiz.
Sistemin tezgahlarında ürettiği kumaşlardan defolu olduğumuzu da elbet biliriz!
En son ne/neler yazmıştı? Söz Gazetesi’nde, Türk Sözü Dergisi’nde..
Küresel savaşın habercisi miydik ne?
Yahova Şahitleri son yazılarıydı galiba..
Bir anda sanki küstü, ya da küsürüldü hayata!
Görüşmelerimiz elbet seyrekleşti..
“Torun bakmak” kendisine verdiği birincil görevdi.
Elbet “ Her canlı tadacaktır ölümü”
“Gökyüzündeki yıldızlara sığınsanız bile ölüm gelip sizi bulacaktır.”
Biliriz ve dahi inanmanın da ötesinde iman ederiz.
Nihayetinde ölümler bile açmaz gözlerimizi, açamaz paslı zincirlerle prangaya vurulmuş beyinlerimizi.
Ancak böylesi satırlarda gecikmeli de olsa satırlara, sütünlara dökmeye çalışırız hissettiklerimizi..
Böyle uğurlarız yürekten Ahmet Özcan Koca gibi bir beyefendiyi..
Uğurlar ola Ahmet Özcan Koca.
Şadlı ol göklerdeki Gök Tanrı’nın katında.
Reha Ören