
- 2026 yılında asgarin ücretler ne olmalıdır. Sorusunun cevabı çok ama çok kolaydır.Nasıl Kolaydır İşte böyle;
2003 te AKP iktidara geldiği zaman asgari ücretler 250 TL idi. Yanlış okumadınız 250 TL Çeyrek altın ise 24 TL idi. Kullandıklarımız 6 sıfır atılmış rakamlardır. Yanı asgari ücretler 2003 te 10 Çeyrek altın alınabiliyordu. Bu sabit değişmez bir olgudur. Hukuk dili ile söylersek (Muktesep haktır.) Yani 2026 da asgarı ücretlerle en az 10 çeyrek altın alınabilmelidir
- Bugün çeyrek altın 7 Aralık 2025 te ise 9440 TL dir. Bölelim ortalama 3 çeyrek altın eder. 2003 e geri geri varmak için Asgari ücretler 94.400.000 YTL olmalıdır. Gerisi lafı güzaftı Demek ki AKP+ MHP birlikteliğinde Türk Milleti İsmet paşamızın deyişi ile Tam manasıyla iflasa sürüklenmiştir.
- Boş konuşmak, boş yazmak ve boş tartışmak asgari ücretleri yükseltmiyor.
- Paramızın değerini koruyacaksınız.
- Paramızın değerini korumak için DENK bütçe yapacaksınız
- Denk bütçe yapmak için de Atatürk’ün yolundan gideceksiniz.
- Paranız kadar bütçe yapacaksınız. Ve yaptığınız bütçenizi kılı kırk yararak harcayacaksınız. Paranızı müstevlilerinizn yönlendireceği yatırımlara kaydırarak kullanamazssınız.
Bütçeler Artık Türk Milletini Refaha Ulaştırma Vasıtası Değildir.
Bu kadar kesin ve açık nasıl yazabiliyoruz?Ben yazmıyorum.Siz de biliyorsunuz ki Atatürk açık bütçeler bağımsızlığımızı yok eder diyor.İsmet paşa ise milleti bir binayı rutubetin çürütmesi gibi yok eder diyor. Peki, biz ne yapıyoruz. Biribirinden daha açık bütçeler. Kim dayatıyor. Türkiyemizin üzerinde BOP veya başka adlar altında planları olanlar. Yani müstevlilerimiz. Yani düşmanlarımız
Bize yakın bir tarihte ne DENK bütçe gelir ne de ayağımızı yorganımıza göre uzatırız. Gördüğümüz ve yaşadıklarımızın içinde Türk miletinin geleceğininm teminatı olan DENK bütçe isteyen, talep eden TBMM den çıkarabilecek bir müteşebbis de yok.TBMM den DENK bütçe çıkmayınca da açık bütçelerin iptali için AYM ye davaaçan bir Ana muhalefet de yok. Anamuhalefet kendi varlığına yapılan saldırları önlemekten başka bir varlık gösteremiyor.
14 Mayıs 1950 den Sonraki Faaliyetlere Genel Bakış
14 Maysı 1950 den sonraki faaliyetlerin en büyük yanlışı açık bütçelerdir. İkincisi ise laik eğitimdir.O tyarihten bu yana Siyasetimizin karnesi çok bozuktur
Elimizdeki değeleri bir göz atalım.
İki ana değerimiz ABD doları ve Gram altındır.
14 Maysı 1950 de bir ABD Doları 3 TL idi. Ama bu üç TL 6 sıfır atılmamış TL dir. Bugün ise 7 Aralık 2025 te 42.530.000 TL dir.1950 de ise bir gram altın: TCMB Kaynak alınırsa ( Google ) 5 TL dir. Bu gün ise 5.746.000. TL dir. Fiyatlardaki bu inanılmaz yükselmeler kendiliğinden olmaz. O günden bu yana yukarıda açıkladık Cumhuriyetmizin yıkma hareketleri iki ana temelde ilerlemiş ve kendini göstermiştir. Altın ve Dövizlerdeki yükselmeler ve laik eğitimdeki gerilemeler. Gerisi çorap söküğü gibi gelmiştir. Amma ne yazık ki paramızdaki bu inanılmaz derinlikteki yaraların varlığı kasıtla mıdır. Gafletle midir? dalaletle midir? cahillikle midir? yoksa hainlikle midir.? Bir bilende yok galiba ki iş buraya gelince herkesin ağzı kapalıdır. Gerçeği birisi söylüyor. Atatürk Diyor ki: Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili ( Atatürk gününde 80 kuruş olan bir ABD doları bu gün 42.450.000 TLdir)olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
İşte bu ahval içindeki vazifeleri de yazıya katarsak 14 Mayıs 1950 den sonrakı yaşamımızın özeti. Türk milleti veTürk gençliği o tarihten bu yana mişil mişil uyumuştur.






