Atatürk Açık Bütçeleri Ebediyen Yasaklamıştır. Ama bu yasağa 14 Mayıs 1950 den sonra uyan bir iktidar gelmemiştir.
Yazılarımızda iki standart kalıbı yazılarımızda kullanmak zorunda kalıyorum. Birincisi AKP nin karnesidir. İkincisi de Ulu Kurucularımızın bütçe direktifleridir. İşte Ulu Kurucumuz Atatürk’ün bütçe direktifleri
Bugünkü savaşmalarımızın gayesi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünü ise ancak mali bağımsızlıkla mümkündür. Mali bağımsızlığın korunması için ilk şart bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır.
Milli paranın kudretini beynelmilel buhrana karşı masun bulundurmak başlıca gayemizdir. Atatürk.
Bu iki direktifi isterseniz alt alta isterseniz yan yana okuyun. Burada Atatürk’ün bize verdiği direktifler şunlardır.
Bağımsızlığın korunması için İLK ŞART bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve denk olmasıdır.
Mili paramızın kudreti beynelmilel düşmanlara karşı korunması başlıca gayemiz olacaktır.
Denk bütçede kesin karar sahibi olunacaktır.
Yani tek cümlede özetlersek; Atatürk Türkiye Cumhuriyetinde açık bütçeleri ilelebet yasaklamıştır.
Atatürk’ün ilelebet yasakladığı açık bütçeler dâhili ve harici bedhahlarla kafa kafaya vererek Türkiye Cumhuriyetine 14 Mayıs 1950 de fena halde monte edilmiştir. DP iktidarı 14 Mayıs 1950 de iktidarı devraldığı zaman 280 kuruş olan bir ABD doları 1957 de 10. TL ye çıkmıştır. 3 TL lik doların 10 TL ye çıkarılmasının yaratığı toplumsal direnişler veya siyasal adı ile söylersek “ MİLLİ REAKSİYONLAR” üç bakanın acı bir şekilde hayata veda etmeleri ile sonuçlanmıştır. Ancak ondan sonra gelenler bu acı sonucun açık bütçelerden kaynaklandığını bir türlü Türk milletine açıklamamışlardır. Bu yöneticilerimizin acı sonları için “ DEMOKRASİ ŞEHİDİ” diyerek tarihin tahrif etmişlerdir. Dâhili ve harici bedhahların faaliyetlerini Türk milletine açıklamamışlardır. BU acı tarihten de yeterince DERS alınmamış ve açık bütçeler son verilerek Türkiye Cumhuriyeti yeniden 1923-1938 arasındaki DENK bütçeli döneme döndürülerek açılan yaraların sarılması sağlanmamıştır. O tarihten bu yana müdahale dönemleri dâhil hepsi, ama hepsi Cumhuriyeti’mize ve vatanımıza karşı görevi ihmal suçunu işlemişlerdir.
Ben naçizane 2018 Aralık ayından itibaren her yıl Merkezi bütçelerin açık yapılmasından dolayı Danıştay’da 5 adet dava açtım. Bu davaların 4 ü Hazine ve Maliye bakanlığına biri de Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığına açılmıştır. Ancak dava açtığımız kurumlara neden dava açtık konusunu bir türlü anlatamıyoruz. Davamızın özü şudur: Tüm zam zaruretlerine yol açan son 4 yılda toplam acık 744 milyara ulaşan merkezi yönetim bütçelerinin Anayasamızın 152. Maddesi gereğince T.C. Anayasa Mahkemesine sunulmasına karar verilmesi talebidir
Bu davaların tümü 10. Daire tarafından “İNCELENMEKSİZİN” ret edilmiştir. Savunmalara bakıyorum. Hepsi de Avukat ve hukukçu ama savunmalarından anlıyorum ki bizim talebimizi pek çözememişler. Onlar zannediyorlar ki biz onların yaptığı zamları veya açık bütçeleri dava ediyoruz. Oysa dava ettiğimiz nesne yukarıda açıkladığımız gibi Atatürk tarafından ebediyen yasaklanmış olan açık bütçelerdir. Açık bütçeleri Atatürk ebediyen yasakladığı gibi Anayassamızın-2., 5., 35.81., ve 166. Maddeleri de yasaklamıştır. Ancak bu maddelerin açık bütçeleri yasakladığını anlamak için biraz hukuk bilmek biraz da kafa yormak gerekiyor. Açık bütçeler demek elde olmayan bir parayı bütçeye koymak ve onu para basarak harcamak demektir.
Elde olmayan parayı bütçeye koymak demek, Atatürk’e göre bağımsızlığın elden gitmesi demektir. İsmet İnönü’ye göre de Türk milletinin tam manasıyla iflas etmesi demektir.
Danıştay 10. Daire ve DİDDGK ısrarla davalarımızın hiç birini T.C. Anayasa Mahkemesine sunmamışlardır. Türk milleti açık bütçelere zamlara EVET mi diyor ki Türk milleti adına karar veren 10.Daire ve DİDDGK Anayasamıza apaçık aykırı açık bütçeleri T.C. Anayasa Mahkemesi’nin hukuki denetlemesine sunmaktan sakınan kararlar vermiştir.
Tüm davalarımız son 4 yılın bütçe açıklarından kaynaklanan Türk milletinin zamlar cehenneminde yaşatılmasından kurtarılması amacıyla açılmıştır.
İşte SON 4 yılın bütçe açıkları.
2019=81 Milyar,
2020= 139 Milyar
2020= 246 Milyar
2022=278 Milyar
Toplam 744 Milyar.
Danıştay bu davalarımızı 4 yıldır ısrarla T.C. Anayasa Mahkemesine sunmamıştır. Açık bütçeleri T.C. Anayasa Mahkeme’sinin incelemesine ve denetlemesine izin vermemiştir. Hiçbir kişi veya kuruluş yaptığı yanlışları hukuk devletinde yargı denetimi, dışında tutamaz. Bunun da Anayasadaki maddesini yazalım ve gerçekten böyle midir görelim:
İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Anayasa Madde 125.
Açık bütçeleri T.C. Anayasa Mahkemesine götürerek yargı denetimine sunamadık.
Türk Milleti bu gaflet ve dalalet yüklü açık bütçe kayalıklarını da aşacaktır. Çünkü yer yarılmazsa gök delinmezse Türk Milletini alt edecek hiç bir kuvvet yoktur
…