Bursa’dan son haberlerimiz aşağıdaki linktedir. Karabük’ten de yurdumuzun çeşitli yerlerinden yangın haberleri vardır. Bu yangınların organize planlı eğitimli, bir saldırı olduğu da açıktır. Buna karşı hala daha ” SIKIYÖNETİM” yapmayanlar ve askeri milli felakette kullanmayı vesayetle izah eden bir felsefe ne yazık ki Türkiye’de 23 yıldır iktidardadır. Adı üstünde. “Mili Savunma Bakanlığı” Milli felaketleri planlayanlar icra edenler meydanı boş bulduklarını sananlara karşı TSK vatan savunması yapmayacak da ne yapacak. Türk Milleti Türk Silahlı Kuvvetleri TBMM ne için ve hangi günler için kurulmuşlardır. TBMM Toplanmalı. Derhal “SIKIYÖNETİM” ilan edilmeli. Ve Sıkıyönetim Komutanlıkları Yasalarımızda yer aldığı gibi Genelkurmay Başkanlığına bağlı olarak yangın hainliğine yeltenenlerin tümünü yok etmelidir. Milli varlığımızın savunulması milli kuvvetlerle yapılmıyor. Göstermelik hareketlerle adeta Türk Milleti oyalanıyor. Vatansever TSK lerinin vatan düşmanlarının bu organize planlı eğitimli saldırılarını def etmesinden başka Anayasal bir yol ve yordam da yoktur. TV alt yazılarından öğrendiğimize göre Sayın Adalet bakanımız konu ile ilgili olarak yangını çıkaran yayan ve yaygınlaştıranlardan 21 şüphelinin tutuklandığını açıklamıştır. Alt yazılara bakıyorum: Karabük 5 gündür yanıyor. Türkiye 5 gündür yanıyor. 3 Bin hektarlık alan kül oldu.1 itfaiye eri daha şehit olduvs.
Tarlalarda da isyan başladı.
İsmet Paşa diyor ki: “Bütçe açığı, bir milleti, rutubetin bir binayı çökertmesi gibi yok eder.”
Biri birinden daha açık yapılan gaflet ve dalalet bütçeleri sonunda tarlalarımız çürümüşlerdir ve yok olmuşlardı. Acı ama gerçek.
Hala daha mahkemelerimiz 7 senedir açık bütçelerin hak ve hukuk ihlali olduğuna ve Anayasamıza aykırı olduğuna dair karar veremediler.
- Açık bütçeler Anayasamıza aykırıdırlar
- Atatürk ilkelerine aykırıdırlar,
- Hukuka aykırıdırlar,
- İnsan haklarına aykırıdırlar.
Bağımsızlığımızı açık bütçelerle koruyamayız.
Kim alınırsa alınsın. Açık bütçe yapanlara ve seyircilerine Franz Fanon’dan aşırarak şu cümleyi seçip yazıyorum: Açık bütçelere seyirci kalanlar ya gaflette ya dalalettedirler.
Memur Sen ve DİSK Ne yapmalıdır
Memur- SEN’in toplu sözleşme talepleri ile ilgili haber aşağıdaki linktedir Öncelikle şunu belirtelim ki Memur Sen’in talepleri Anayasamıza aykırıdır. Bu, bu kadar açıktır ve nettir. 14 Mayıs 1950 den beri başımızdaki hükümetler işçi ve memur maaşlarına zam adı altında seri halde Anayasayı ihlal etmektedirler. Bunu neye göre söylüyoruz. Anayasamıza göre biz bir Hukuk devletiyiz. 10. Maddemize göre tüm vatandaşlarımızla birlikte eşit haklara sahibiz. Anayasamızın 166. maddesine göre tüm zamlar yasaklanmıştır. Açık bütçeler demek açıktan para basarak tüm Türk vatandaşlarını soymak ve İsmet Paşamızın deyimi ile tam manasıyla iflasa sürüklemek demektir. 14 Mayıs 1950 den beri yüzlerce defa zamlar yapıldığından yüzlerce defa Anayasa ihlalleri de yaşanmıştır. Sonuçta bırakınız refah payını memur emekli, işçi ücretlerinde bir iyileşme olmadığı gibi Atatürk’e göre bağımsızlığımız elimizden uçup gitmiş ve İsmet Paşa’ya göre de Türk milleti tam manasıyla iflasa sürüklenmiştir. Memur- sen Memurların durumlarının iyileşmesi, içim kuru kuru zam istemeyecek. Ya ne isteyecek? DENK BÜTÇE ve ZAM isteyecek. Kim söylüyor bunun böyle olması gerektiğini? Anayasamızın 166. maddesi ile Atatürk ve İsmet Paşa söylüyorlar.
NOT: Barış komisyonu diye uydurulmuş bir şeyler var ortada. Barış ne zaman kurulur. Saldırılar bittiği zaman değil mi? 43 senedir saldıranın köyleri basanın arabaları durdurarak infaz yapanların kim olduğunu bilen gören yok mudur? ki şaşırıyoruz? Biz Barış deyince LOZAN ‘da kaldık. Savaş deyince de Büyük Taarruzda. Anayasal ilkemiz ise” Yurtta sulh cihanda sulh tur. “ Bu ilkemizi dünya da biliyor. Barışçılar!!! siz de biliyorsunuz. Açık bütçe yaparak Paramızın değerini her gün her saat düşürerek iç savaşı sürdürenler müstevilerimiz ve memleketin dahilinde iktidara sahip olanlardır. Türk milletinin kendisi değildir.