Cumhuriyetimizin ölmez nigahbanlarından biri olan hukukçu Sayın Av. Güner Yiğitbaşı “TAM KAPANMA” adı altındaki yasakların esas nedeninin pandemiyi önlemek yanında bu bahane ile İslami bir düzenin dayatmasına yönelik tedbirleri de kapsadığını yazmaktadır. Bu olayın bir demokratik darbe olduğunu açıklamaktadır. Hukuk bilimi maalesef böyle diyor. El hak katılmamak mümkün değildir. Şimdi gel de İsmet Paşayı Arama: İsmet Paşa diyor ki:
Bütçe açığı, bir milleti, rutubetin bir binayı çökertmesi gibi yok eder (*)
Maalesef İsmet Paşamızın 1957 de TBMM de yaptığı konuşma doğrudur.
Bütçe açığı, Türk Milletini, rutubetin bir binayı çökertmesi gibi yok etmiştir. Harici bedhahlar bize açık bütçeler yaptırarak hazinemizi yok etmişler buna bağlı olarak da Türk milleti yok olma noktasındadır. Bunu biz mi söylüyoruz. Bütçelerimizin durumu bize söylüyor.
2003 te AKP iktidara geldiği zaman bütçemizin büyüklüğü 100 Milyar TL idi. Eski para ile 100 Katrilyon idi. Her yıl %5 kalkınsak dahi ki bu bir hayaldir. 18 senede toplam kalkınmamız 18X5=90 eder. Yani bu sene bütçemiz ancak ve ancak 190 Milyar olabilir. Ama bu sene ( 2021) Başkan imzası ile TBMM ne sunulan teklifte de yazıldığı resmi gazetedeki bütçemizin büyüklüğü 1.325 Milyardır. Buradan 190 Milyarı çıkaralım.=1125 Milyar eder.18 senede AKP yaptığı açık bütçelerle havadan hayali olarak bütçemizde gelirlerimizde olmayan 1125 Milyar para eklemiştir. Paramızı sulandırarak Türk milletini ezmiştir. İsmet İnönü’nün deyimiyle Türk milletini tam manasıyla iflasa sürüklemiş ve yok etmiştir. Türk milletine karşı yapılan esas darbe budur. Danıştay da bu bütçelere üç defa uygunluk vizesi vermiştir:
Acı ama gerçek budur. Bu durumda AKP karnesini yazmak gerekir mi. Bilmiyorum. Yazalım görelim.
Bir gram altın 2003 te 18 YTL iken 468. YTL ye çıkmıştır. Artış 26 mislidir
ABD Doları 2003 te 1.660.000 TL iken 8225.000 çıkmıştır. Artış 4,9 mislidir
Çeyrek altın 2003 te 24 YTL den 769 YTL ye çıkmıştır. Artış 32 Mislidir
Bu rakamlar vatana millete zarar verildiğinin kesinleşmiş rakamlarıdır. Pandemi de bu gafletten faydalanarak yayılmıştır. Alınan bu tedbirlerle belki PANDEMİ ilerlemez ama Türk milletine uygulanan bütçe ihaneti devam ettiği sürece sonuç alınamaz. Pandemi bahanesi ile yapılan uydurma tedbirler pandemiyi tamamen önlemez. Pandeminin de tek ilacı vardır. Laike eğitime ve DENK bütçeye yani Atatürk yoluna dönmektir. Bu gün izlediğimiz yol harici bedhahların bize empoze etikleri yoldur. Darbenin esasi da budur.
Darbenin esasi budur ama bu esası konuşan ve yazan da çok azdır. Neden? Herkes bunu konuşmalı herkes bunu yazmalıdır.
TV Lerdeki Açık Oturumların Konuları
TV lerde çeşitli konularda çeşitli yöneticiler tarafından çeşitli katılımcılarla açık oturumlar düzenlenmektedir. Acaba bir ışık bir çıkış bulabilir miyiz diye izlemeye çalışıyoruz. Ancak Türk milletinin maruz kaldığı büyük ihanet konusu hiç ele alınmıyor.
Büyük ihanet nedir?. Bu adı taşıyan bir kitabımız dahi var. Büyük ihanet dediğimiz şey Atatürk gününde 80 kuruş olan bir ABD dolarının. Türkiye’mize demokrasi geldiği zaman!!!! yani 14 Mayıs 1950 tarihinde ise 280 kuruş olması. Bu gün 1 Mayıs 2021 ise bir ABD doları 8.275.000 TL dir. Buraya hep açık bütçeler yaparak gaflet ve dalaletle geldik. Bu yoldan ısrarla devam bizi kesinlikle salaha değil ihanete sürükler. 280 kuruşu biz 3 TL diyelim de hem hesap kolay olsun hem de kimsenin hakkı bize geçmesi.
Bölelim= 8.275.000:3=2.758.300 eder. Yani bize demokrasi getirenler ile dahildeki demokrasi kahramanlarımız Türk milletine verdikleri üstün hizmetlerin toplamında 2.758.000 defa Türk parasının ezmişlerdir. Bu ezilmeleri durdurmak ve meydana getirdikleri zararları telafi etmek asla ve asla bildiri imzalayan çok değerli amirallerimize elektronik kelepçe takmakla, eski yıllarda olduğu gibi Balyoz ve Ergenekon kumpasları kurmakla veya kayyumla çözümlenemiyor. Ara sıra ABD yetkilileri bizim Türk yetkililerine üstün hizmet madalyası vermekte haklılar mı değiller mi? ( Bildiğimiz kadarı ile madalyalı bakanımız bile var.)
Şimdi düşünelim. Bu kadar ağır bir yıkılım altında olan Cumhuriyetimizdir. Konuşmacılarımız, tartışmacılarımız ve konuşmacı uzmanlarımız bu konu varken çaresini ve ne yapacağımızı konuşacaklarına neler neler konuşuyorlar. İnsan hayretlerini saklayamıyor.
NOT: Bir Mayıs arada kaynadı gitti. Pandemi tedbirleri bizim çocukluluğumuzun Bahar ve İşçi Bayramını yedi ve yuttu.