Ben asker kökenli bir yazarım. Yazı askerlerin en temel silahıdır. Yazı yazmasını bilmeyen asker tarih yazmasını da bilmeyen askerdir. Bu iş birbirine o kadar çok bağlıdır. 18 Mart 1915 Çanakkale Boğazı Savaşının zaferle sonuçlandığı tarihin 109 yılındayız. Çanakkale Deniz savaşı diye bir savaş yoktur. Ya ne vardır. Çanakkale Boğazı Savaşı vardır. Bu bilgiler ansiklopedilerde ve Google de bile vardır. Ansiklopedilere göre Kilitbahir kalesi 1452 de Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa edilmiştir.. Çok üstün deniz kuvveti ve çok üstün kara gücü ile müttefik devletler Türk Milletinin son devleti olan Osmanlı İmparatorluğunu tamamen ortadan kaldırmak için saldırmışlardır. Çanakkale Savaşları Türk Milletine karşı düzenlenmiş numaralanmamış bir Haçlı seferidir. Haçlı seferleri bugün açık bütçe oyunları ile davam etmektedir. Orada Anzak şehitliği, İngiliz Fransız şehitlikleri vardır. Bu şehitleri biz onların ülkelerine gidip öldürmedik. Bizim Vatanımızı elimizden almak için İngiltere öncülüğündeki Haçlılar tarafından organize edilmiş ve o günün en Modern gemileri ile getirilerek Çanakkale’de karaya çıkarılmışlardır. Kuvvet dengeleri tümüyle Türk milletinin aleyhinde bir savaşı bize zorla kabul ettirmişlerdir. Bu gün içeride yapılan açık bütçeler bu zaferimizin sonuçlarını elimizden almaya yönelik Haçlı planlarının uygulamasının devamından başka bir şey değildir. Atatürk yabancıların verdiği şehitleri için yıllar sonra söylediği o tarihi söz Türk milletinin gururudur.
“Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar!
Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır.
Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
Mustafa Kemal Atatürk, 1934
Büyük bir milletin başkomutanı da büyük olur. Şehit ettiğimiz düşman askerlerine ve ailelerine de saygılıdır.
Seçimlere doludizgin gidiyoruz. Bu seçimler Türk milletinin Çanakkale ruhu ile Haçlı seferlerinin güncel sadırlarına karşı birleştiği seçimler olacaktır. O tarihte 80 kuruş olan bir Haçlı parası bugün ( 17 Mart 2024)te 32.090.000 TL dir. Bu seçimlerde Türk Milleti Çanakkale ruhuna ( Tam bağımsızlık+Denk bütçe+ Laik eğitim+ Devletçi ekonomi vs.) dönmek için oy verecektir. Çanakkale savaşları denilince Atatürk ve O tarihi mücadeleyi, destanlaştıran Mehmet Akif Ersoy anılmadan yazılamaz.
İşte Çanakkale Destanın bir bölümü
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi…
Bedri’n Arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? ‘
Gömelim gel seni tarihe’ desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitap…
Seni ancak ebediyetler eder istiâb.
‘Bu, taşındır’ diyerek Kâbe’yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Ebr-i nîsânı açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedar’ın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana…
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Mehmet Akif Ersoy
Biz o müthiş zaferi kazanan Türk milletini evlatlarıyız. Bunun için gurur duymaktayız. Atatürk’ü Mehmet Akif Ersoy’u anmadan Çanakkale destanı yazılmaz ve anılamaz. Günümüzde bazı devlet temsil makamlarını işgal edenler Atatürk’ü anmadan Çanakkale’yi anıyorlar. Onlar gafletedirler. Onlara Yazıklar olsun demek dahi gereksizdir. Bu vesile ile dile getirelim ki: Çanakkale Zaferlerimizi ve Türk Kurtuluş Savaşımızı küçümseyenlerin, şehit ve gazilerimize gerekli saygıyı göstermeyenlerin “ VATAN HAİNİ” kategorisine dâhil edileceği günler fazla uzak değildir.