Yazımızın başlığını bilerek böyle koyduk. NEDEN? 5 senedir. Danıştay ve T.C. Anayasa Mahkemesi arasında mekik dokuyoruz. Bir arpa boyu yol katetmedik. Daha doğrusu Türk Milletinin en büyük derdi açık bütçelerle ilgili bir arpa boyu yol katetmedik
Türkiye Cumhuriyetini yıkma hareketlerine dahili ve harici bedhahlarımız 30 Ekim 1923 tarihinde sabahın erken saatinden itibaren başlamışlardır. Bunu nereden biliyoruz. Müstevlilerimiz bilgili ve bilinçli insanlardır. Bir işe başladıkları zaman en az 100 yıllık bir plan yaparlar da oradan biliyoruz. Biz bir ekip olarak Ekim 1998 de bir dergi çıkardık. Adını Vedat Günyol hocamızın 1974 te kapatmak zorunda kaldığı yeni ufuklar dergisi yerine hocamızın izni ile Kuvayi miliyede yeni ufuklar adını koyduk. Amacımız Cumhuriyetimizin sürecine giren açık bütçeleri Türk milletine tanıtmak. Türk milletinin kesin kararını alarak açık bütçelere son vermek için karınca kadarınca bir çaba harcamaktı. Dergimizim yazı işleri müdürlüğünü Sayın Osman Zeki Mahmutyazıcıoğlu deruhte etti. Ben de Dergimizin Genel yayın müdürlüğünü üstelendim. Kasım – Aralık 1998 tarihli 277 . sayısını kapağında şu ibare vardır. “ ENFLASYONLA MÜCADELE ÖZEL SAYISI” Bu özel sayı çok ilgi gördü. Dergimizin yazı işleri müdürü Sayın Osman Zeki Mahmutyazıcıoğlu Avukattır yani bir hukukçudur. Ayni zamanda Sayıştay Baş Denetçiliğinden emekli kurt bir maliyecidir. Ankara Adliyesinde bütçe ve maliye davalarında bilirkişilik hizmetini uzun yıllar vermiştir. Bu konularda Türkiye’de önemli, bir otoritedir. Dergimiz O tarihte 1000 adet basılıyordu. O zaman Kültür Bakanlığı diye bir bakanlığımız da vardır. 300 adet abone olmuşlardı. Halk kütüphaneleri ve TBMM başta olmak üzere olmak üzere Cumhuriyetimizin çeşitli kurumlarına da gönderilmiştir. Ayrıca piyasada satışı gerçekleştirilerek Türk milletinin kültür hazinesine eklenmiştir.
Durup dururken bu dergiden neden bahsettik. Türk Milleti açık bütçelerden bizar olmuştur. Türk milleti denk bütçe mücadelesine AKP döneminde başlamadı.
Enflasyon tarihi 11 Kasım 1938 den başlar. Günümüze kadar artarak devam eden bütçe açıklarından yanı gaflet dalalet ve hatta hıyanet diyebileceğimiz bir süreçte seyretmektedir:
Hukuksuz Yıllarımız
Hukuksuz yıllarımız dediğimiz zaman neyi kastediyoruz. Devletin ve hükümetin Türk milletinin hukukuna saygısız olduğu yılları kastediyoruz. Peki saygısızlık nedir . TÜRK MİLLETİNİN HUKUKUNUN çiğnenmesidir. Peki bu böyledir ama somut uygulama nedir? Onu da yazalım: Her gün her hafta zam yapmak ve her gün her hafta TL mizin değerini düşürmektir. BU tarife göre 11 Kasım 1938 ve sonrasında Türk milletinin her gün parası değer kaybettiğinden Fiyatlarda istikrar hiç olmadığından hukuksuz yıllarımız 11 kasım 1938 den sonraki yıllarımızdır.
İlk devalüasyon 7 Eylül 1946 dır. Buna biz devalüasyon-1 Diyelim. 5 yıllık 2. Cihan Savaşı sonrasıdır. Bir ABD doları 80 kuruştan 280 kuruşa çıkarılmıştır. Bundan sonra
Devalüasyon 2: 4 Ağustos 1958. Menderes Bir ABD doları 900 kuruş olmuştur.
Devalüasyon 3. Demirel Hükümeti 19 Ağustos 1970 dir. Bir ABD doları 14.85 olmuştur.
Devalüasyon 4 Demirel hükümeti 24 Ocak kararları Bir ABD doları 70. TL olmuştur.
Devalüasyon 5. Çiller + Deniz Baykal 5 Nisan 1994 ( Meşhur 5 Nisan kararları) Bir ABD doları 17.200 TL olmuştur. ( Kaynak 22 Mayıs 1999 Milliyet.)
Bunlardan sonra resmen Devalüasyon yok. Ya ne var günlük ve saatlik kurlar. Bunun anlamı nedir. TL bizim hükümetlerimizce hiç korunmamıştır. Müstevlilerimizin insafsız para oyunlarına teslim olunmuştur. Oysa bu konudaki Atatürk direktifi şudur:
- Milli paranın kudretini beynelmilel buhrana karşı masun bulundurmak başlıca gayemizdir. Mustafa Kemal Atatürk.
- Bugünkü savaşmalarımızın gayesi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünü ise ancak mali bağımsızlıkla mümkündür. Mali bağımsızlığın korunması için ilk şart bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır.
- Türk milletinde emanete hıyanet olmaz. Ama gördüğümüz gibi 11 Kasım 1938 de başlayan para değerinin azaltılması ” DEVALÜASYON” lar sanki normalmiş gibi uygulanmıştır. Paramızın değerinin düşürülmesi hukukumuzun bozulması insan haklarının çiğnenmesidir. İsmet Paşa hariç açık bütçelerle mücadele eden bir siyasetçi de ortaya çıkmamıştır.
- Bu kadar açık ve ortada olan bir konu sanki normalmiş gibi her gün paramızın değeri TV lerin alt yazılarında an be an gün be gün yazılıyor. Artık paramız beynelmilel taarruzların insafına terk edilmiştir.
Devletin bütçesini açık yapan hükümetlerimiz paramızın değerini koruyamazlar. Paramızın değeri korunmadığı zaman Türk milletinin hukuku çiğnenmiş olur. Atatürk’e göre bağımsızlığımız yani egemenliğimiz elden gider. İsmet paşaya göre de Türk milleti tam manasıyla iflasa sürüklenir.
Merkezi bütçemiz DENK yaparak paramızın değerini koruyamayan hükümetler kendilerini de Milletlerini de koruyamazlar. 14 Mayıs 1950 sonrası dönemin ( Buna TSK nin müdahale dönemleri de dahildir) hiçbir hükümeti anılmıyor. NEDEN. Çünkü hapsinden Türk milletinin ağzı yanmıştır. BU gün bir ABD Doları 35.440.000 TL dir. Bu yükselişte AKP hükümetinin payı ne kadardır . Onlar geldikleri zaman bir ABD doları 1.320.000 TL idi. Bu gün ise yukarıda yazdığımız gibi 35.440.000 TL dir. Çıkaralım 34.120.000 eder. İşte AKP+ MHP birlikteliğinin gafleti de budur. Hala daha biz buraya nasıl geldik sorusunun cevabını veremeyen bir iktidarla karşı kaşıyız. Bunu nereden biliyoruz. Çözüm için sözüm ona zamlar var. Amma DENK bütçe emreden Atatürk direktifi TBMM de hükûmette geçmeyen bir süreçteyiz. CHP için tek yol kalmıştır. Anayasamızın 150.maddesinin emrine göre 2025 bütçesini iptal için T.C. Anayasa mahkemesine götürmek.