Yanlış işler yaparak doğru sonuçlara varılamaz. Bazı şeyleri Doğru yazmakla da her zaman başarıya ulaşılmaz. Doğru yazdığımız yazıları doğru eylemlerle taçlandırmak gereklidir.
DENK bütçe işte böyle bir şeydir. Bütçeniz DENK olarak hazırlamaz ve denk olarak TBMM den çıkarmazsanız ağzınızdan kuş tutsanız açık bütçe yapanlar dahil hiç kimse memnun olmayacağından hep hüsran yaşanır. Anayasamızın 166. maddesi Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ekonomi ve bütçe temellerini hükme bağlamaktadır.
Bu Anayasa maddesini açarsak:
Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir.
Planda;
Milli tasarrufu
Üretimi artırıcı,
Fiyatlarda istikrar
Ödemelerde denge sağlayan
Bir plan yapılacak ve kalkınma işleri bu plana göre yürütülecektir.
Ama bütçeler açık yapılınca hem Anayasa çiğnenmiş olur. Hem de vatandaş hakları ihlale uğrar.
Üretimi artıracak ve fiyatlarda istikrar sağlayacak sonuca ancak Denk bütçe yaparak ve fabrikaları satmak yerine işletmekle ulaşılır. AKP + MHP yönetimi ise bunların tersini yapmaktadır. O halde ulaşacakları limanda huzur olmayacaktır. Sakın şaşırmasınlar.
Hem açık bütçeler yapmak ve hem de planı anayasaya uygun yapmamak Anayasamız seri halde gerçekleşen ihlaller acı birer örnektir.
Anayasayı Bir Defa İhlal Edersek Ne Olur?
Bu soruya Rahmetli Özal şu cevabı vermiştir. “ Anayasayı bir defa ihlal etmekle bir şey olmaz.” Ama oluyor. Bu söz doğru değildir. Anayasayı bir defa ihlal ederseniz bir daha, bir daha, bir daha Anayasayı ihlal etmek zorunda kalırsınız Anayasa ihlalleri bir başka Anayasa ihlalini de birlikte getirip toplumun önüne koyar. Nitekim öyle olmuştur. Bilindiği gibi Anayasa ihlal edilerek bir birinden açık bütçeler yapılmış ve insanların ceplerinden paralarını sofralarından yiyecek ve içeceklerini devlet almıştır. Bu eylemi, nedeniyle devleti emeklilere memurlar işçiler %41 enflasyon zammı adı altında tazminat ödemiştir. Ödemektedir. Ama köylüler ve esnafa hiç bir ödeme verilmemiştir. Bir Anayasa ihlali daha yapılmıştır. İşte Anayasa ihlallerinin getirdiği sonuç. Bu sonuca göre Anayasamızın 10 maddesi ihlal edilmiştir. 10.Made eşitlik ilkesinin maddesidir. İşçiye emekliye enflasyon zammı adı altında %41 zam yaptığın zaman Anayasamızın 10.amdesinin gereği olarak köylülere ve esnaflara da %41 destek vermek zorundasınız. Ne güzel Anayasamız var. Ama bu anayasamızı anlayan uygulayan yöneticilerimiz 14 Mayıs 1950 den sonra hiç Ankara’ya uğramadılar.
Şimdi gelinen noktada esnafların ve tüm köylülerin bu durumu ileri sürerek devletten tazminat isteyen davaları bir biri ardına açsalar ne olur. Kanunlarımıza göre bu davalar bağımsız mahkemelerde kabul edilirler. Çünkü yasalarımızın emrine göre tüm zarara uğrayanları devlet eşit güç ve destekle kucaklamakla hükümlüdür. Davalar kabul edilerek Anayasamızın 40. maddesine göre tazmin edilirler. İşte hukuk devletinin güzelliği burada bu davalar milyonlarca açılacak devlet milyonlara tazminat vermek zorunda kalacak ki düşünülmeye değer. İşte demokratik hukuk devletinin güzelliği de buradadır. Güzel Türkiye’mizin güzel insanları güzel güzel eylemler ve davalar sizi bekliyor. Başarılar dilenir.