STK derken; ilk aklımıza gelenler; ODALAR, ÜNİVERSİTELER, BELEDİYE ve diğer kamu ve özerk kurum ve kuruluşları aklımıza gelmelidir.
Peki bunlar ne iş yapar?
Tepkisiz, hissiz, nemelâzım ve hatta insanlardan izole bir STK düşünülebilir mi?
Hayır! Ama durum aynen böyle!
Beyler!
Siyasetin yozlaşmış durumundan ve hiçbir şey üretemeyen kısır döngü içerisindeki partilerden bir farkınız kalmamış!
Bizim dışımızdaki bütün bu virüs kaosunu yaşayan devletler; Şirketlere, ticarethanelere, esnaf ve çiftçisine "işler devam edecek endişe etmeyin! Zararlarınız karşılanacak!" mesajını verdi!
Bütün çalışanlara da "Aynen maaşlarınız yatırılacak" denildi.
Sadece tek bir şart öne sürdüler:
"EVİNİZDE KALIN VE SAĞLIĞINIZA DİKKAT EDİN!" denildi.
En kötüsü bile dedi ki: Ücretlerinizin % 80'i yatırılacak, gıdalarınız karşılıksız evinize bırakılacak ve hiçbir elektrik, su vs. gider alınmayacak…
Bunun sonucunda vardığımız nokta "TÜRKİYE HER AÇIDAN SINIFTA KALDI!
" (En azından, radikal bir kararla 20 gün hayatı dondurup, kökten bir çözüm sunmalı ve ardından 21'inci gün için her türlü sorumluluğu üstleneceğini taahhüt etmelidir.)
Olayın en başında, Söz gazetesindeki köşe yazımda; "Hükümete Açık Mektup!" adındaki ilk uyarı yazımı yazdığımda, piyasanın yaşayacağı olayları, acil çözüm üretilecek ekonomik, ticari ve sosyal konular hakkında bilgiler yazmış idim!
Beyler!
Sizler; Özellikle Ticaret Odaları, Sanayi odaları, Ticaret ve Borsalar Birliği vs. neden ekonomik sorunlar için en ufak bir fikir beyan etmiyor ve hatta köklü ve ciddi çözümler üretme gereği bile duymuyorsunuz?
Hükümet, İnsanların, sanki yiyecek ve sağlık sorunlarını çözmüş gibi, virüs salgını nedeniyle eve kapanan halkımıza, %10 peşinat ile ev satın alabileceklerini, kalan %90'ını bankanın vereceği ev kredileri ile alabileceklerinden bahsediyor. Şaka gibi!
Ama sizlerden ciddi anlamda bir tek tepki bile yok!..
Hükümet, sırf muhalefeti muhalefet olduğu için dinlemiyor ve adeta kaosa odun taşıyor gibi hareket ediyor, ama STK’ların hiçbirisinden yine ciddi bir adım yok!
Hükümet, vergileri, içinde bulunduğumuz aydan sonraki 3 ay için ERTELEME yapıyor, diğer yandan da "Elektrik ve su giderlerini internet üzerinden ödeyebilirsiniz" demeçleri veriliyor?
Sizlerden yine ciddi bir hem tepki hem de yaklaşım yok!
İnsanların sağlığı için yapılan uyarılar bile siyasi olmadığı halde insanlara gereksiz yere soruşturma açılıyor, fakat hiçbir STK çıkıp "Bu SİYASİ bir açıklama değil! Bu DEVLETİN BEKASI için önemli ifadeler!" demiyor? Sonra da alım gücü düşük olan ve kıt kanaat geçinen insanlarımız, ittire ittire giden üretim de durunca ve bir de eve kapanınca artık DEVLETİN BEKASI TEHLİKEDE diye nutuklar dinlemek istemiyor ve bazı şeyler halkın gözünde inandırıcılığını yitirmeye başladı.
Ortam itibarını yitirmeye görsün!
Bu STK'ları yönetenlerin suçu!
Sahi beyler!
Sizler temsil ettiğiniz makamları ne için kullanıyorsunuz?
Öneriler oluşturun!
Yapılması gerekenler hakkında üyelerinizin sorunlarını dertleri iletin!
Koordineli olarak hareket edin!
Örneğin: Bir taneniz bile çıkıp, yukarıda bahsettiğim konularda, kayda değer bir tek ciddi açıklamada bulunmadınız!
Eğri oturup doğru konuşmadınız!
Bakınız, sizleri halkımızın sesi olmak adına son kez uyarıyorum!
Eğer bu ÇARŞAMBA gününe kadar HÜKÜMET, her şeyi dondurduğunu ve virüs için "Acil kod!" planını açıklayacağını söylemez ve insanları rahatlatmaz ise artık bu işin GERİYE DÖNÜŞÜ OLMAYACAK!
Ve bunun birinci derece suçluları da siz STK'lar olacaksınız!
En başta mücadelesini vermeniz gereken konular şunlar olmalıdır:
1- Herkes 1 ay eve kapanmalı,
2- Çekler, senetler, kredi kartları, krediler vs. dondurulmalı,
3- Kriz geçtikten sonra insanlara uzun vadeli kredi ile yapılandırma yapılacağı,
4- Ticarethane, şirket, ziraatçı, serbest meslek erbapları, zanaatkârlar ve çalışanların dondurulma döneminde aylık maaşlarını devletin sağlayacağı ve açıktan yapılan ödemeler varsa işçilerin beyanına başvurup kriz sonrası ödeneceği ve bunun işverene yansıtılacağı güvencesi verilmeli,
5- Ekonomik geçişle ilgili her türlü sorumluluğu devletin üstleneceği ve vergi boyutunda cezalar kesilmeyeceği açık ve net bir şekilde beyan edilmelidir,
6- Kriz sonrası REEL bilanço ve Gelir tablosu ve varlıkların değerlemesi ve oluşacak aktif ve pasif farkı hususunda %1 vergi ile bu düzeltmenin kabul edileceği ve ekonomik yapılandırma ile sonraki dönemlerde ödeme imkânı tanınacağına kadar büyük bir çerçevede olacağı taahhüt edilmelidir, (Bu durum tüm istatistikleri de düzeltecektir.)
7- Her türlü Serbest Meslek faaliyetinin durması nedeniyle, dondurulma sonrası için beyan, bildirim ve takip işlerinin ileriki dönemlere alınması. (Çünkü insanlar evrak alış verişi, bilgi ve belge toplama, alma, verme, görüşme, toplantı vs. yapamayacaklardır!
Bu Risk demektir!
Ki TÜRMOB yetkilileri bile bu doğrultuda hareket etmek istedikleri için gözaltına alınmıştı!?)
8- İHRACATÇILARIN durumu Avrupa ve Dış dünyaya bağlı olduğundan, Dış Ticaret Bakanlığının bu konuda İMMİB, AKİB, BÖLGE EKONOMİ BAKANLIĞI temsilcileri ile derhal çözüm önerileri oluşturmalıdır. Yoksa Çarşamba günü kırılma noktasıdır bu! (Avrupa ve ABD ile çalışanlar daha iyi bilirler! Lütfen hızlı davranın, çünkü Avrupa son yazışmalarını yapıyor şu an! Akıllı olun!)
Vs.
Hadi Durmayın! Çalışın! Bir şeyler yapın!..
Neyi bekliyorsunuz daha?
Şimdi tam zamanı!..
Hadi geçin harekete!..
Bundan dört yıl evvel SÖZ Gazetesi’ndeki (www.sozgazetesi.org) köşe yazımda "Milli Birlik ve Beraberlik İçin…" adlı Kuvayı Milliye'nin anlamını vurgulamaya çalıştığım yazımda, bu günlerde ne yapılması gerektiğini yazmıştım!
Kuvayı Milliye ruhunun ne demek olduğu ve pratikte ne yapılması gerektiğini anlattığım o yazının muhatabı şu an sizlersiniz! Şimdi de yaptığınız ve yapacağınız şeyler o yazının muhatapları olan siz STK'lar hakkında tarihe Şerh olarak düşülecektir. Ve bu ŞERH, yine bu yazının MÜHRÜ olacaktır!
Şerefle anılmak için harekete geçmenizin tam zamanı!
Aksi halde, Hakkı savunmayanlar, Hakkıyla birlikte Şerefini de kaybedecektir…
Kuvayı Milliye Ruhunun tarihteki diğer ismi nedir bilir misiniz?
"NAMUS CEPHESİ"