Bu aralar UZAYLILARLA karşılaşma adına bir çok videolar ve yorumlar paylaşılıyor. Kimileri, onlarla karşılaştıklarını ve diyalog kurduklarını bile iddia ediyor?..
Şimdi, bunların hangilerinin doğru olup olmadığını birazcık mantık yürüterek anlamaya çalışalım mı?..
Öncelikle, uzaylılarla karşılaşanlar, olayı gayet sıradan bir şekilde anlatıyorlar?.. Sanki mahallede veya bir sokakta karşılaştığı olağan bir durum gibi. Uzaylılarla bir tek oturup kahve içip tavla atmamışlar sanki!?.
Şimdiye kadar, karşılaşma hikayelerinin hiçbirisinde ELEKTROMANYETİK bir etki, KULAK uğuldaması, hastanelerin RADYOGRAFİ bölümlerindeki o garip radyosyonik rahatsız edici koku, gözlerde yaşarma ve buğulanma, ayak kemiklerinde yayılgan bir uyuşukluk, vücud kıllarının dikleşmesi ve kıvrık bir hal alması, yutkunma ve konuşma sorunu, yüzün sağ ve sol çene kemikleri arkasının garip bir şekilde köselenmiş gergin bir yüz gibi ve kanı çekilmiş bir vücudun hissini veren tuhaflık sergilemesi, muhtelif yerlerin karıncalanması, göbek altı kısmının içe doğru bir gerginlikle ağrı arası acayip bir durum yaşaması vs. gibi bir çok başlık ve daha bunun gibi yüzlercesi… Ama hiçbirisi yok?..
Diğer bir konu da, yakın temas ve onlarla konuşma veya telepatik dil ile anlaşma konusu ortada dolaşıyor?..
Transformasyon yasalarını tam anlamıyla bilmeyen herhangi bir insanla konuya bile girmek mümkün değil. Ancak, bazı insanlar kuantum bağlaşıklıkta yaşama tekamülüne erişmiş veya erişme fazında olabilir. Bu konu, sadece onlarla yaşanabilir. Ama çokça sınırlı!?. Çünkü, bu tip diyalog, yakın mesafe ilişkisinde kesinlikle kanserojen etki yaratır ve ışınlar karşısında hiçbir şansınız olmaz?.. Bu konuda, Yuşa bin Nun’un ve Levili Rahiplerin kadim bilgeliğini devam ettiren mağrifet ehilleri dışında hiçkimsenin bilgisi yok. Gereği de yok zaten!..
Kısacası, uzaylı ile karşılaşma anı ve diyalog mevzusu, başlı başına evrensel koordinatlarla ilişkili kontaktlar ve diyalektlerin sınırsız başlıkları içinde insanoğlunu tüm bildikleriyle içinde kaybeder.
Uzaylılarla karşılaşma ve diyalog konulu başlıklar için çok erken bir dönem bence… Bilim ve bilim adamlarının uzun bir zamana daha ihtiyaçları olacak. Çünkü, eğer uzay/zaman/ışık yılı yolculuğu yapabilen bir form var ise, onun transformasyon özelliklerini de kapsayan bir diyalekt özüne sahip kişiler dışında hiçkimse onlarla konuşamaz. Zaten, konuşabilse ne olurdu ki?.. Hiçbirşey!.. Çünkü, bu, bizim sandığımız üzere, iki form arasındaki selam ve aleyküm selam ilişkisi olamaz. Hiç olmadı ki!?.
Her neyse, çok fazla girmek istediğim bir konu değil zaten… Ama anlatanların hikayeleri açısından bir bakış açısı sağlar diye düşünerek yazdım.