Rezalet diz boyu…
Düşünceler, fikirler ve eğitim yerlerde sürünüyor.
19 MAYIS TÜRK MAARİF KOLEJİ Girne’dedir.
Zorlu birkaç sınavla girilen resmi devlet kolejidir.
Çocuğunuzu; ailece sıkıntılarla, sınavlarla, testler ve özel derslerle (ve tabii bol parayla) geçirdiğiniz beş yıllık ilkokul döneminden sonra başarıyla soktuğunuz bir devlet okuludur.
“Devlet’in Okulu”dur.
Ama bir sabah kalkıyorsunuz (26 Mart, saat 10.24), okulun resmi “feysbuk” sitesinde yer alan şu haberi okuyorsunuz;
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Eğitim Teknik Komitesi desteği ile başlatılan IMAGINE projesine okulumuz 10 D sınıfı öğrencileri, öğretmenleri ile birlikte katıldılar. Ledra Palas ara bölgedeki Dayanışma Evinde öğrencilerimiz, güney Kıbrıs’tan gelen öğrenciler ile ortak etkinlikte buluştular. Imagine projesi kapsamında, barış kültürü ve şiddetsizlik konularında bilgi, beceri ve tutum geliştirmede bütünsel bir anlayış geliştirmek amacıyla etkinlikler yapıldı”.
Hâlbuki ne siz o kafadasınız, ne de çocuğunuz!
“Sanki bir ceviz ağacısınız Gülhane Parkı’nda”!
Devlete teslim ettiniz evladınızı.
“Devlet” de götürdü “Dayanışma Evi”nde Rum’un kucağına bıraktı.
“Dayanışma Evi” ne? Kimle dayanışacaksınız, nasıl dayanışacaksınız, nereye kadar dayanışacaksınız?
Bu okulun müdürü kim, muavinleri kim, öğretmenleri kim?
Hiç biri mi tek bir şey söylemedi, aksi görüş bildirmedi? Hepsi mi aynı kafada?
Bildirdi de, kimse mi dinlemedi?
Oysa sadece bir gün önce, 25 Mart’ta güneyde “büyük bir anma” gerçekleştirilmişti.
25 Mart 1821’deki Yunan isyanının 201’inci yıldönümü Güneyde Yunan Büyükelçiliği önünde törenle kutlanmış, resmigeçit törenine EOKA’cılar, ilk, orta, lise, üniversite öğrencileri, izciler, kurum ve kuruluşlar katılmıştı.
Yunan bayrağı rengi olan Mavi beyaz kıyafetli öğrenciler ellerinde KKTC’deki yerleşim birimlerinin isimlerinin yazılı olduğu pankartlar taşımıştı.
Taşınan afişlerde “Oğullarımın ve torunlarımın ordusu seni kurtaracak”, “Dedelerimizin toprağı! Unutmayacağız, sınırlarımız Girne’de biter” sloganları yazılıydı.
İşte o 19 Mayıs Koleji, bahsedilen o Girne’deydi.
Anastasiadis, twitter hesabından “1821’in ve 1955 Kıbrıslı mücadelecilerinin (EOKA)bayrağı bize her zaman Kıbrıs’ın Yunanistan’la kutsal ve kopmaz bağını hatırlatacak” paylaşımında bulunurken, Yunanistan Büyükelçisi Yoannis Papameletiu da “Kıbrıs istila ve işgal kurbanıdır” diyordu.
Ve ertesi gün 19 Mayıs Koleji öğrencileri “Dayanışma Evi”nde Rum gardaccıklarıyla buluşturuluyordu.
Sadece üç ay önce, 12 Mart’ta şunları yazmıştık;
“Bakan Amcaoğlu, Rum yanlısı eski Cumhurbaşkanı Akıncı’nın eşi Meral Akıncı’nın başkanlığını yaptığı ve AB tarafından fonlanan KAYAD adlı dernekle 3 yıllık protokol imzaladı.
Buna göre AB’ın bugüne dek milyonlarca euro akıtarak fonladığı ve BİRLEŞİK FEDERAL KIBRIS kurma hedefi olan bu dernek, okullarımızda çocuklarımıza TOPLUMSAL CİNSİYET ADALETİ/FARKINDALIĞI dersi dahil ‘bazı konularda’ dersler verecek. Yâni okullarda AB’nin finanse ettiği LGBT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transeksüel) projesi okutulacak. Aynı protokolü DP’li Çalışma Bakanı da imzalamış”.[i]
Demek hükümet değişmiş, bakanlar değişmiş ama kafa değişmemiş.
IMAGINE Projesini Sabahattin İsmail şöyle anlatıyor;
“İMAGİNE PROJESİ, Akıncı’nın bıraktığı yerden yeniden başlıyor
AB tarafından milyonlarca euro akıtılarak fonlanan İKİ TOPLUMLU Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneğinin (Association for Historical Dialogue and Research) başlattığı bir projedir. Proje, KKTC’yi yok sayan, devletimizi muhatap almayan, ambargo ve izolasyon uygulayan, Almanya Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edilmektedir. Projenin nihai hedefi, federal birleşik Kıbrıs ‘ı kurmak için zemin hazırlamaktır. Bu amaçla İKİ TOPLUM gençlerini yakınlaştırmak, buluşturmak, aralarında kalıcı arkadaşlıklar kurmak, onlara KIBRISLILIK KİMLİĞİ AŞILAMAK hedeflenmektedir.
’Rumların düşman değil, dost ve kardeş olduğu, geçmişte Barış içinde bir arada çok güzel yaşadığımız, Türkiye’nin gelip adayı bölmesinden sonra bu iki kardeş halkın ayrıldığı’ genç beyinlere şırınga edilmektedir”.
İMAGİNE PROJESİ Cumhurbaşkanlığı çatısı altındaki RUM-TÜRK EŞ BAŞKANI BULUNAN İKİ TOPLUMLU EĞİTİM TEKNİK KOMİTESİ tarafından yürütülüyor”.
Bunu Cumhurbaşkanı da onaylayıp, imzalamışsa biz neyin kavgasını yapıyoruz?
Akıncı’dan KAYAD, Tatar’dan İMAGİNE…
Aynı tas, aynı hamam.
Bizim yaptığımız kavga; Nevcivan Abla, Erenköy, Bereketçiler ve Bereketçi Anıtı kavgası.
Ama Beratlı’nın veya beğenmediyseniz başka birine yazdıracağınız KIBRIS TÜRK MÜCADELE TARİHİ okutulmayıp DAYANIŞMA EVİ’ne götürülen çocuklarla nereye kadar?
Değiştirin 19 Mayıs Koleji’nin ismini.
“19 Mayıs”ın aslında ne demek olduğunu siz bilseydiniz, iyi öğretseydiniz, öğretebilseydiniz öğrenciler hiç oraya gider miydi?
Ne demişti Olgun Amcaoğlu;
“Ey ya, lüzumdur”.
Öyledir.
Hadi “goşturun”