Kuvvet Komutanları ile Genelkurmay başkanı CHP Genel Başkanına manevi tazminat davası açmışlardır. Daha doğrusu telkinle açtırılmışlardır. 53 yıl önce taşımaya başladığım TSK leri üniformamı bu gün gibi hatırlıyorum. Böyle bir haberi rüyamda görsem inanmazdım ve hayra yormazdım. Kuvvet komutanlıklarının ve Genelkurmay Başkanlığının muhatapları siyasi partilerin Genel Başkanları değildirler. Adı geçen makamların Tüzel kişilikleri, yoktur. Onlar aleyhine dava açılamaz. Ya kim aleyhine açılır MSB lığının. NEDEN bu böyledir. TSK siyasete karıştırılmasın diyedir. Ben de bir askeri kişi oldum. Halen de emeklisiyim. CHP Genel başkanımız bu kadar derinden konuya vakıf olmadığından Komutanları muhatap almıştır. Hata etmiştir. Bu işlerle MSB hukuken ve fiilen sorumludur. Muhatap Mili Savunma Bakanlığıdır. Biz de görevde iken tayinimizi beğenmediğimiz zaman davamızı MSB aleyhine açmıştık. Şu an MSB nin başında bir eski Genelkurmay Başkanının bulunması mutat değildir. Sivil de pekala olabilir. Ama Türkiye’de bize bazı ilkler yaşatılıyor. AKP Genel Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı ayni kişidir. Cumhuriyet tarihînde böyle bir durum hiç yaşanmamıştır. Terslik buradadır. Bu ihraçlar genel kanaat odur ki telkinle gerçekleşmiştir. Ebetteki TSK leri Türk milletinin gözbebeğidir. Ama bu gözbebeği odumuzu enflasyon batağından çıkaramazsak. Ordumuz tamamen elden çıkar. Ordumuzu DENK bütçe yaparak enflasyon batağından çekip çıkarmayanlar ordumuza ve tarihe karşı görevlerini yapmamış olurlar..
Bu cümleyi önemine binaen tekrar yazıyorum.
Ordumuzu DENK bütçe yaparak enflasyon batağından çekip çıkarmayanlar ordumuza ve tarihe karşı görevlerini yapmamış olurlar..
Onlar Ne Yaptıklarını Bilmiyorlar
Sayın CHP Genel Başkanımızı susturmak için Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri ile Askerlerimiz tarafından açılan Tazminat davalarına gelince davaların tümü Orduyu siyasete alet etmekten başka bir anlama gelemez. TSK leri Baş komutansız kalmıştır. NEDEN? Çünkü Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın hastalığı( K. Barsak Ca) Başkomutanlık yapamayacak kadar ilerlemiştir ve ağırdır. Açılan tazminat davaları Sadece Komutanlarımızı biraz daha derinliğine yıpratır. Tazminat davası açan Komutanlarımız için söylenecek tek söz vardır. İsa Peygamberin Çarmıha gerilirken söylediği sözdür. “ Allah’ım sen bunları Affet. Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.”
Son zamanlarda “Masalcı Babalar” çoğaldı
Son zamanlarda “Masalcı Babalar” çoğaldı. Masal anlatan anlatana gidiyor. Bu gün yapılanların DEM yetkililerince Filipinler Moro”daki olaylarla karşılaştırılması çok önemlidir. Düşünelim. Atatürk Başkomutanımızdır. İtirazı olanlar varsa onlar bu cümleyi atlasınlar. O ne diyor. Okuma yazması olanlar hep birlikte okuyalım:
- Bugünkü savaşmalarımızın gayesi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünü ise ancak mali bağımsızlıkla mümkündür. Mali bağımsızlığın korunması için ilk şart bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır.
- Milli paranın kudretini beynelmilel buhrana karşı masun bulundurmak başlıca gayemizdir
Bağımsızlığını korumak istiyorsan bütçen DENK olacak. Biz ne istiyoruz. İlelebet bağımsızlık. O halde ilelebet hiç yapmayacağımız tek şey açık bütçelerdir. Şimdi son 4 yılın açıklarını yazalım ve başımıza gelenlerin açık bütçelerden kaynaklandığına da işaret edelim. İşte son 4 yılın bütçe açıkları listesi:
Son 4 yılın açık bütçeleri
2022 yılı bütçe açığı 278 Milyar ve
2022 yılı ek bütçesi açığı 880 Milyar
2023 Bütçesi TBMM de 660 Milyar TL açıkla kabul edilmiştir.
2023 Bütçesine ek bütçe olarak çıkarılan 1,1 Trilyon açık ek bütçe de TBMM de kabul edilmiştir.
2024 yılında ise Bütçe açığı 2 trilyon 652 milyar TL olarak bütçede yer almıştır.
2025 Bütçe gelirleri 12.Trilyon 800 Milyar TL dir.
2025 bütçe giderleri 14. Trilyon 731 Milyar TL dir.ç
2025 Malı yılı bütçe açığı ise 1 Trilyon 900 Milyardır
TOPLAM: 7 Trilyon 480 Milyar
CHP bu açıkları zahmet edip T.C. Anayasa Mahkemesi’ne dahi götürmemiştir. Bu açıkları T.C. Anayasa Mahkemesi’ne götürmek hak ve görevi Anayasamızın 150. Maddesine göre CHP ye aittir. Biz dava açtık. Açık bütçeler paramızın değerinin kaybı demektir. Paramızın değer kaybı demek fiyat artışları demektir. Fiyat artışları ise “ Fiyatlarda istikrar” emreden Anayasamızın 166. Maddesine ve Devletin amaç ve görevlerini belirten Anayasamızın 5. Maddesine aykırıdır diyerek. Davalarımız Danıştay’da “ Açık bütçelerin Anayasaya aykırılığı ciddi bulunmamıştır” gerekçesi ile ret oldu. Ben de bu konuyu son kitabıma aldım.(1) Ve açıkladım. Anayasamız açtım baktım. Cumhurbaşkanımızın görevleri nedir diye. Anayasamızda aynen şu hüküm vardır. ” Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının uyumlu çalışmasını temin eder.”
Türk milleti bütçe açıklarından bıkmış usanmıştır. Bu nedenle Türk Milleti hukukçularımızı görevlerini yerine getirmeye çağırmaktadır.
- Dr. Aytekin Ertuğrul: Cumhuriyetimizi Savunurken. Akdoğan Yayınları 2025 Ankara
Sayın Prof. Dr. Süleyman Çelik’in düşüncelerini aşağıya yeniden aldım. Hepsi doğrudur. Çünkü objesine uygundurlar. SEVR Anlaşmasının 100 yıl ertelenmesinin tek sebebi Atatürk’tür. SEVR 100 yıl ertelenmiştir. Bunu kendi ağızlarından ve kendi kalemlerinden söylemişlerdir. SEVR-2 Yolunda açık bütçelerle ilerlemektedirler. Atatürk’ün bu konuda verdiği direktiflerin en önemlisi bizce şudur.
- Milli paranın kudretini beynelmilel buhrana karşı masun bulundurmak başlıca gayemizdir
- Atatürk gününde 80 kuruş= 1 ABD Doları idi. Bu gün ( 9 Mart 2025) ise 35.450.000 TL dir. Türkiye Cumhuriyeti 14 Mayıs 1950 den sonra hep Atatürkçü siyasiler! ve Askerler !!tarafından yönetilerek bu günlere geldik. Bugün ne yapıyoruz. Durmak yok yola devam. sadece 2025 yılı bütçe gelir gider ve açıklarını yazalım:
- 2025 Bütçe gelirleri 12.Trilyon 800 Milyar TL dir.
- 2025 bütçe giderleri 14. Trilyon 731 Milyar TL dir.ç
- 2025 Malı yılı bütçe açığı ise 1 Trilyon 900 Milyardır
İşte sorun buradadır. BU bütçeyi T.C. Anayasa Mahkeme’sine götürmek iptal ettirmek Anayasal bir görevdir. Anayasamızın 150. Maddesine göre bu görev CHP nindir. Açık bütçelerle Türkiye Cumhuriyeti devleti SEVR -2 yoluna getirilmiştir.
