“DIŞ” İŞLERİ (2)

74’den beri Kuzey Kıbrıs’ta direksiyonların (halâ) neden sağ, trafiğin de sol olduğuna bir türlü akıl erdiremediğim halde, arabaya oturur oturmaz herkesin hemen emniyet kemerlerini takıyor olmalarına da gıptayla bakarım.  

Geçen gün “kuzeyli” bir genç kızımız, kız arkadaşıyla beraber, Rum bölgesinin en güneyindeki Ayia Napa’ya eğlenmeye gitmiş.

Girne’de, Lefkoşa’da eğlenecek yer mi kalmamıştı diye düşünürken haberin devamında Rumlar tarafından darp edildikleri; “mağdurenin” yaralı yüzünün, kırılmış parmağının fotoğrafları da yer alıyordu.

Cenk Mutluyakalı olayı şöyle anlatıyor;

“Ortak coğrafya, ortak gelecek: Birbirimizi koruyalım, gözetelim… Geçtiğimiz günlerde bir genç kız güneyde şiddete uğradığını iddia etti, bununla ilgili tutuklamalar yapıldı, soruşturma sürüyor”.

Genç kız “iddia” etmiş.

Hem de “ortak coğrafya ve ortak gelecek”te.

“Birbirimizi” koruyup, gözetecekmişiz.

…

Neyse konumuza, Ertuğrul Kumcuoğlu’nun “Kıbrıs ve Diplomasi”[i] adlı eserine dönüp, altını çizdiğimiz satırlara bir bakalım;

Sayfa 13;

“İngilizler diğer bütün kolonilerde yaptıkları gibi Kıbrıs’ı da her alanda ustaca sömürmüşlerdir… Bununla beraber geriye bazı şeyler de bırakmışlardır… Ada’da iyi bir yönetim yapısı oluşturmuşlar… Ve kurdukları sömürü düzenini engellemeyecek ölçüde kalmak koşuluyla halka demokrasi bilinç ve geleneklerini aşılamışlardır”.

Kurdukları sömürü düzenini engellemeyecek ölçüde…

Sayfa 23;

“Yalnız yeni kiracıların (Abdülhamit 1877-78) hâkimiyetleri boyunca adayı bir askeri üs ötesinde pek değerlendirmedikleri anlaşılmaktadır. Nitekim 1878 yılından sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna kadar olan dönemde İngilizlerin Ada’yı sosyoekonomik açıdan gönendirme gibi bir dertleri olmamıştır”.

Sayfa 24;

(İlber Ortaylı’dan alıntı); “Bir de İngiltere cimri bir kolonyalisttir. Zırnık para bile harcamamış adaya. Bir iskele bile yapmamış doğru dürüst”.

Sayfa 62;

“Temelde İngiliz hukukundan esinlenen Kıbrıs’ta istimlak hukuku oldukça karmaşıktır. Eğer bir taşınmaz mal kamu hizmeti olarak kullanılacaksa mülkiyet değişikliğinin rızaya dayanması esastır”.

Yâni KKTC’de hala “İngiliz hukuku”ndan esinlenilmektedir.

Bu kadar yıldır nerede, neyin mücadelesini yaptığımızın, hangi noktada olduğumuzun farkında mısınız?

Neyin kavgasını yapıyoruz? 7 Haziran 2023