HÜSEYİN MÜMTAZ

Doktor’a sordunuz mu?

  74’ün Ekim ayı. Lefkoşa’da daha yeniyim.

                Ankara uçağı ile gelecek misafirlerimi karşılamak için Ercan Hava Alanı’na gittim.

                “Gelen Yolcu Salonu” ve diğer eklentiler şimdiki pistin güneyinde. Bekleyenler dışarıda geziniyor. “Pasaport Kontrol”, “Giden Yolcu” ve eşyaların alınacağı yer filan da küçücük ve dar.

                Zaten hepsi salaş iki “baraka”.

                BARAKA.

                Ama kapıda bir çerçeve içinde Fehmi Ercan’ın fotoğrafı ve özgeçmişi var.

                Binbaşı Fehmi Ercan, Kıbrıs Harekâtı sebebiyle 6.Kolordu Komutanlığı nezdinde İleri Hava Kontrolörü görevini yaparken 20 Temmuz 1974 gecesi, rumların roket saldırısı sonrası Albay Karaoğlanoğlu ve iki er ile birlikte alay karargâhında şehit olmuştur. Şehit Binbaşı Fehmi Ercan’ın mezarı Girne Karağlanoğlu şehitliğindedir.

                Demek SALAŞ BARAKA iken adı ERCAN ama görkemli, lüks inşaatlar, klimalı salonlar yapılınca adı “Doktor Küçük”…

                Doktor’a sordunuz mu?

                …

                Bir ay sonra… Kasım 1974. Bir dosyayı Dr. Küçük’e iletmekle görevlendirildim. Heyecanlandım. Mücadelenin efsanevi lideri. Resimlerinden ve köşe yazılarından tanıyorum. Arkadaşlardan gazete binasını öğrendim, yola çıktım. Girne Kapısı’ndan girdiğim Girne Caddesinde Sarayönü’ne doğru sol kaldırımdan yürüyorum. Mevlevi Tekkesinin duvarlarını geçince “Halkın Sesi” binasını gördüm. “Doktor” içerde mi, nasıl bulurum, odası nerede, kapısında ne kadar beklerim sıkıntısı içindeyim. Kapıdaki görevliye ne diyeceğim?

                Birden çarpıntım başladı. Cadde üzerindeki giriş kapısının sağ yanında bir iskemle vardı ve sanki “Doktor” oturuyordu. İskemlenin yanında da ufak bir sehpa. Kahve içiyor.

                Doktor 70’li yaşlarında, ben 20’nin sonlarında çocuğu yaşında…

                Yaklaştım. Oydu.

                “Günaydın efendim” deyip kendimi takdim edince…

                Koca Doktor, adıyla sanıyla “Doktor Fazıl Küçük” ayağa kalktı, sigarasını sakladı, sanki esas duruşta beni dinledi.

                Utandım, küçüldüm, ezildim.

Ben müsaade isteyince de “Güle güle EFENDİM” dedi.

                Üç saat kendime gelemedim.

                …

                Şimdi bu Doktor’un siz, Ercan’ın yerine kendi isminin konulmasını kabul edeceğini mi zannediyorsunuz?

                Doktor’a sordunuz mu?

                …

                Maraş’taki Kennedy Caddesi’nin adı “Semih Sancar” oldu… Çok doğru bir seçimdi. Açılması da…

                Peki ama şimdi bu nereden çıktı?

                …

                AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın son açıklamasından[i] sonra 5 dönümlük yeni saray ihalesi resmen “Silihtar”ın üzerine kalmıştır.

O yeni Saray’a vermeyi deneyin Doktor’un ismini.

                Ama bence emin olun, rahmetli onu da istemeyecektir.

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.