Site icon Söz Gazetesi

GÖZÜMÜN NURU KERKÜK

Her kafadan bir sesin çıktığı, herkesin farklı bir şey söylediği ama kimin ne söylediğinin bir türlü belli olmadığı/anlaşılamadığı, sapla samanın karıştığı Aşağı Mezopotamya ile ilgili olarak uzun zamandır sustuğumuz elbette okuyucunun dikkatinden kaçmamıştır.

PKK, PYD, YPG…

HURSAN, IŞID, El Nusra, Jayish El İslam, El Asala A Watanmiya, Peygamberin Zürriyeti Bölükleri, ÖSO (Suriye Şehitleri Birliği, Cabel A-Zawiyya Birliği, Suriye’nin Özgür Doğmuş Evlatları Birliği, Suriye’nin Devrimcilerini Kurtarma Birliği); Al Faruk, Al Tohid, Al Fatah, Al İslâm, Al Şam, Haşdi Şabi

http://odatv.com/isim-isim-suriyede-savasan-orgutlerin-listesi-3009141200.html

El Kaide, El Aksa Şehitleri Tugayı, Hamas, İzzettin El Kassam Tugayları, Hizbullah.

http://trend.mynet.com/ortadoguda-savasan-teror-orgutleri-listesi-1067733

Ve hiç duymadığımız, ilgimizin olmadığı köy, kasaba, mahalle isimleri… Haseke, Kobani, Tel Abyad, Rakka, Cerablus, El Bab, Mare, İdlib, Afrin, Azez…

Başınız dönmedi mi?

Halbuki eskiden Musul, Kerkük, Süleymaniye, Tuz Hurmatu, Altunköprü, Telafer, Erbil, Karatepe, Hanekin, Mendeli’yi bilirdik.

Ezbere bilirdik.

İşte ben de midem bulandığı; kimin kimi desteklediği, kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmediği bir ortamda suya yazı yazmanın faydasını görmediğim için uzunca bir süredir konuya hiç bulaşmamayı yeğliyordum.

Ama duyduk ki;

Hem çok kısa bir süre öncesine kadar tam yetkili olarak Malezya’dan Amerika’ya bütün bir dünyayı derin stratejisi ile şekillendirmeyi üstlenen Dâvutoğlu Ahmet Bey, Kerkük için 10 maddelik bir çözüm planı yayınlamış;

Hem de Türk Dışişleri, “Başbakan’ın Bağdat ziyareti”ni açıkladığı halde; Irak Dışişleri “ertelendiğini” duyurmuş…

O halde yazmak farz oldu deyip kalemi elimize almaya karar verdik.

Dâvutoğlu’nun maddelerini okumaya bile gerek görmedim.

Ama ertelenen Bağdat ziyaretinin tam bir dış politika fiyaskosu olduğunu bir kenara mutlaka not etmek gerekiyor.

48 saat geçti, henüz istifayı ağzına alan yok.

Gazetelerde bu sabahki manşet; “IRAK ORDUSU KERKÜK’Ü KURTARDI”…

Öyle mi olmalıydı?

Süleymaniye; 2003 CHUWALL’larıyla mı aklımıza yer etmeliydi?

1991 ilk körfez harekâtında Baba Bush ile Özal sayesinde, Irak bölünerek “Barzaniztan” kurulmamış mıydı?

Barzanistan’ın bütün alt yapı tesisleri Türkiye tarafından yapılmamış mıydı?

Barzanistan, Irak’a ait petrolü, Irak’a rağmen Türkiye üzerinden pazarlamıyor mu?

Mersin limanının, serbest bölgesinin yarısı kime ait?

Barzanistan denilen yer neresidir?

Her türlü din, mezhep, ırk, kabile, etnik varlığın adı geçiyor da TÜRK/MEN’in neden adı yok?

74’de Kıbrıs’ta “Bir gece ansızın gelebiliriz”i “tt” yapmıştık da, 43 yıl sonra bırakın “bir geceyi”, bırakın “ansızın”ı neden gündüz gözüyle göstere göstere sabah yahut öğlen yahut akşamüzeri davul zurnayla, mehterle “Ceddin Deden, Neslin Baban”ı söyleyerek TÜRK/MEN ülkesine gir(e)medik?

Bırakınız Trump’ın “Taraf tutmuyoruz” laflarını; İsrail’in Barzani’yi desteklemesini, Barzani referandumunu, Amerikalı binbaşıların, senatörlerin İbadi’ye “silahlarımızı kullanamazsınız” demelerini…

Göz bebeğim, gözümün nuru, göz yaşım KERKÜK!

Saddam’la başlayıp, Esad’la devam eden ve nereye varacağı belli olmayan BOP sonucunda Rusya’nın “sıcak denizlere” indiğinin; Amerika’nın da onunla birlikte okyanuslar aşarak güneyimize yerleştiğinin farkında mısınız? 

“Irak ordusu Kerkük’ü kurtarmış”.

Kim kimin malını kimden almış, kimin malını kimden kim kurtarmış?

Kerkük, Musul her gündem olduğunda, Barzani her bayrak çektiğinde milletin gazını almak için Türkmen bayraklı kalabalıkları salonlara doldurup televizyonlardan Kerkük türküleri çalmak değildir marifet…

Yürekten söyleyebiliyor musunuz?

Ama önce yine de Ahmet Tuzlu’yu bir dinleyin… (Tuz Hurmatu’lu, Taze Hurmatu’lu Ahmet)

“Men sana gülüm demem Kerkük; gülün ömrü az olur”…

Çakıl taşlarını sonra ayıklarsınız…

(Geçen yazımızda KIRIM’a “KAŞIKÇI ELMASI” demiştik de olay olmuştu).

Exit mobile version