* Dünyanın en büyük esir kampında katledilen 101 kandaşımızın
anma törenine, Azerbaycan Özbekistan ve Kazakistan
büyükelçileri katılacaklar.
* Amersfoort-Leusden arasındaki ‘Sovjet Ereveld Anıt Mezar’daki
anma töreni 29 Nisan Cumartesi günü saat 11.00’de başlayacak.
* Tarihteki savaşlarda canlarını kaybeden kandaşlarımızın yattığı,
bizzat ziyaret ettiğim, Budapeşte ve Berlin şehitliklerinden başka,
40’ı aşkın ülkedeki şehitliklerimizi bu çalışmada sizlere
fotoğraflarıyla sunuyorum.
Çok canlı ve renkli bir şekilde geçirdiğimiz Ramazan ayı ve bayramından sonra, şimdi geçmişte kaybettiğimiz kandaşlarımızı anarak hüzünleneceğiz.
Şimdi anacağımız sadece 101 Azeri, Özbek ve Kazak kandaşımızdır.
Aslında, dünyanın dört bir yanındaki şehitliklerde yatan binlerce kandaşımız vardır.
Daha önce bizzat ziyaret ettiğim ve TV programları yaptığım Budapeşte ve Berlin şehitliklerindeki çalışmalarımı, haberin sonunda sizilere aktaracağım. Tabii ki bununla da yetinmeyeceğim ve 40’tan fazla ülkede bulunan yüze yakın şehitliğimizi de, fotoğraflarıyla sizlere sunacağım.
Ama şimdi, 29 Nisan Cumartesi günü anacağımız kandaşlarımız için yapılan çalışmaları anlatayım.
DÜNYANIN EN BÜYÜK ESİR KAMPIYDI
Leusden ve Amersfoort sınırında bulunan Ulusal Anıt Kamp Amersfoort, İkinci Dünya Savaşı sırasında yaklaşık 47.000 mahkumun katlanmak zorunda kaldığı acıların anısını koruyor.
Bu toplama kampında, aşağılayıcı bir açlık, taciz, zorla çalıştırma ve infaz rejimi hüküm sürüyordu.
Başlangıçta Kamp Amersfoort, Hollanda ordusunun kışla bölgesiydi. Ağustos 1941’den itibaren, direniş savaşçıları, Arbeitseinsatz’tan kaçanlar, komünistler, rehineler, karaborsacılar gibi (sözde) suçlular, baskın kurbanları, yaklaşık 2.500 Yahudi, 271 Amerikan vatandaşı, Naziler tarafından hapsedildi. İki meslek grubunun üyeleri olan, 400’e yakın polis ve 300’e yakın doktor, toplu direniş nedeniyle hapse atıldı. Mahkumların tahminen dörtte üçü zorunlu çalışma için diğer kamplara nakledildi ve çoğu geri dönmedi.
Hollandalılar, bu kampta yaşananları hatırlatmak için, 2004 yılında bir anma merkezi ve 2021’de büyük bir müze kurdular. Burada yaşananlar, fotoğraflar, belgeler, nesneler ve sergiler temelinde anlatılıyor.
BİZİM ANLATMAK İSTEDİKLERİMİZ
Dünyaca ünlü bu kampta yaşananlar arasında bizimkilere ait hikâyeler de var.
İkinci Dünya Savaşı’nda, Hitler ordusuna karşı savaşan Sovyet Ordusu’nda bizim kandaşlarımız da vardı. Bu kandaşlarımızdan 101 Azeri, Özbek ve Kazak asker, Naziler tarafından yakalanıp bu kampa getirilmişlerdi. Yukarıda da belirttiğim gibi, yaklaşık 47.000 esir ile, ‘Dünyanın en büyük esir kampı’ydı burası. 47 bin esirim hemen hemen tamamı katledilmişlerdi. Tabii ki bizim 101 kandaşımız da burada can vermişlerdi.
Şimdi, bu kandaşlarımız anılacak. Anma programını düzenleyen komisyon adına konuşan gazeteci dostum Burhanettin Carlak, II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin en büyük kamplarından olan ‘Kamp Amersfoort’da, insanlık dışı muameleler sonrasında şehit edilen Özbek, Kazak ve Azerbaycanlı askerlerin hazin hikayelerinin bilinmesini çok önemsediklerini belirterek, bu mirasın genç nesillere aktarılması ve şehitlerin Ruhuna ’fatiha’ okumak istediklerini belirtti.
Dodeweg 31 Leusden adresindeki Sovjet Ereveld Anıt Mezar
Carlak, programla ilgili olarak ilaveten şunları söyledi: “Sovyet Ordusu’nda savaşmak zorunda kalan şehitlerimiz için, öncelikle ‘Sovjet Ereveld Anıt Mezarı’nda, araştırmacı gazeteci Remco Reiding rehberliğinde bir ziyaret gerçekleştirilecek. Daha sonra Amersfoort Kütüphanesi’nde konuyla ilgili anma konferansı düzenlenecek ve şehitlerimizin ruhuna dualar okunacaktır.”
HOLLANDALI GAZETECİNİN GAYRETİ
Amersfoort Esir Kapmpı ve Hitler kurbanları konusunda uzun süredir çalışmalar yapan Remco Reiding, 29 Nisan Cumartesi günü yapılacak olan anma töreninin mimarlarından biridir.
Hollandalı araştırmacı yazar Remco Reiding daha önce yapılan bir toplantıda konuşuyor.
Reiding, yıllar önce gazetecilik okurken, değişim programı çercevesinde Rusya’ya gittiğini ve bütün hikayenin ondan sonra başladığını söyledi. Moskova dönüşü, Amersfoortse Courant gazetesinde çalışmaya başlayan Remco Reiding, Amersfoort’a getirilen Rus askerlerinin akibetini araştırmaya başlamış. Yıllarını araştırmaya veren Remco Reiding, bulduğu bilgileri ‘Onuru gömülen çocuk’ başlığı ile kitap olarak yayınlamış. Araştırmacı Reiding konuyla ilgili şu görüşleri paylaştı:
“Savaşın başlangıcında 101 asker Rusya’dan Hollanda’ya getirilir. Askerler Smolensk Muharebesi’nde esir alınırlar. Uzun ve yorucu bir tren yolculuğu sonucu 1941 yılının Eylül ayında Amersfoort’a ulaşırlar. Almanların amacı, Hollandalılar’a Özbek asıllı Rus askerlerinin ne kadar vahşi ve aşağılık yaratıklar oldukları, göstermekmiş. Ancak bu propoganda ters tepmiş. Açlıktan ölüm noktasına gelen askerlere bir tane ekmek verilmiş, Almanlar askerlerin ekmek için birbirlerini yiyeceklerini bekliyorlarmış. Askerler tam tersine kendilerine verilen bir ekmeği küçük parçalara ayırarak kardeşçe paylaşmışlar. Esir askerler kampta çok ağır işlerde çalıştırılmışlar. Yorgunluktan ellerindeki kum torbası yere düşünce, işkence görmüşler, ceza almışlar. Bu ağır şartlar altında, açlık ve hastalık nedeniyle, Nisan 1942’de 24 asker ölmüş. Geriye kalan 77 asker Almanlar tarafından sürgün edilirler. Ancak bu askerlerde 9 Nisan sabah erken saatlerde (06.30) kurşuna dizilerek öldürülürler. Özbek askerlerin Hollanda kampındaki dramatik hayatı böylece sonlanır”.
Araştırmacı yazar Remco Reiding, Amsfoort’daki kampla ilgili tüm bilgilerin, tutanakların Almanlar tarafından yakıldığını söylerken, olayı gören şahitlerin yaşadığını belirtti. Rus arşivlerinde de yeterli belgelerin olmadığına dikkar çeken Remco Reiding, Ruslar’ın her türlü yardımı yaptıklarını söyledi. Reiding, Amersfoort Belediyesi’nin de bu konunun belgesel yapılması için bütce ayırdığını söyledi.
Her baharda kadın-erkek, yaşlı-genç yüzlerce Hollandalı, Utrecht yakınlarındaki Amersfoort kenti yakınlarındaki ormanda toplanır. Bu insanlar, Naziler tarafından tam bu noktada silahla infaz edilen ve unutulmuş olan 101 meçhul Özbek, Azeri ve Kazak asıllı Sovyet askerini anmak için mumlar yakarlar. Burada yatanların hikayesi Rusya’da birkaç yıl çalıştıktan sonra 22 yıl önce Amersfoort’a geri dönen gazeteci Remco Reiding’in yakınlarda bir Sovyet savaş mezarlığı olduğunu öğrenmesiyle başladı.
29 NİSAN PROGRAMI
Anma töreni saat 11.00’de başlayacak. Dodeweg 31 Leusden adresindeki şehitlik buluşmasında, araştırmacı-yazar Remco Reiding rehberlik yapacak.
Saat 12.00’deki hafif yemekten sonra, saat 13.00’te Amersfoort Eemhuis Kütüphanesi’ne geçilecek. Eemplein 71 Amersfoort adresindeki açış konuşmasını Burhanettin Carlak yapacak. Saygı duruşu ve Kur’an-ı Kerim okunmasından sonra, Azerbaycan, Özbekistan ve Kazakistan Büyükelçileri söz alacak. Program, gazeteciler Remco Reiding ve Sharif Ahmedov’un konuşmaları ile devam edecek.
Anma töreni programı şu kuruluşlar tarafından desteklendi:
Oezbeekse Cultureel Centrum-Alisher Navoiy, Qazaq House Foundation,
Benelux Azerbeidzjaans Congres, Stichting Noghays Nederland, Nederlandse Vereniging Oost Turkistan Oeigoeren ve Stichting Sufi Trail.
********************
YURTDIŞINDAKİ TÜRK ŞEHİTLİKLERİ
Aşağıda sizlere yurtdışındaki Türk şehitliklerini sunacağım. Ama önce bizzat gittiğim ve araştırdığım iki şehitliğimizden söz edeyim:
Wünsdorf Hilal Esir Kampı ve Mehmet Akif Ersoy
1914 yılında, Berlin’e 50 kilometre mesafedeki Wünsdorf’ta, Birinci Dünya savaşı’nda ele geçirilen Müslüman esirler için bir kamp kurulmuştu.
Bu kamptaki esirlerin çoğu, İngiltere’nin kolonileri Hindistan ve Afganistan ile, Fransa’nın Afrika’daki kolonilerinden getirilmişlerdi.
Almanlar, müttefik olan Türkiye’den gelen Müslüman askerlerden yararlanarak, esir olan diğer Müslümanların kendi saflarında savaşmaları için, çok iyi davranıyordu. Yaklaşık 16 bin esirin barındırıldığı bu kampta ölenler için de bir mezarlık yapılmış.
Bu esirlerin çoğu 1921 yılında ülkelerine gönderildi.
Almanya’da kalmayı başaran esirlerin yanında,Türk askerleri de topluma karışarak yaşamlarını burada sürdürdüler.
Şimdi, Başkent Berlin’e 50 km mesafede olan Wünsdorf’a gidiyoruz. Burada arayacağımız izler, 1’inci Dünya Savaşı’nın en şiddetli günlerinde kurulmuş bir esir kampına ait…
Bu kampta İstiklal Marşı şairimiz M. Akif Ersoy, 4 ay boyunca esirler arasında kalmış ve onlara savaşın asıl nedenini anlatan konuşmalar yapmıştı.
Mehmet Akif Ersoy ve esir kampına değinmeden önce, savaşta ve esir kampında ölenlerin gömülü olduğu mezarlığa değinelim.
Çeşitli ülkelerden savaşa katılıp can veren müslümanlar için açılan bu mezarlıkta, böylesi anlamlı anıtlar da ziyaretçilerin takdirini kazanıyor.
Mihmandarımız, Berlin Şehitlik camii imamı Ender Çetin bizi önce bu mezarlığa getiriyor. Hilal esir kampı, savaş sonuna kadar varlığını koruduğu için bu yıllar içinde ölenler kampın bitişiğinde oluşturulan mezarlığa defnedilmiş.
Ender Çetin, mezarlıkta yatanların isimlerinin bir anıtta yazılı olduğunu ve isimler arasında pek çok Türk’ün bulunduğunu anlatıyor.
Burada yatan savaş esirleri, ülkelerinden binlerce kilometre uzakta kaderin onları getirip bıraktığı bu bir avuç toprakta kıyameti bekliyorlar. Eve dönüş umutlarıyla, yakınlarının özlemleriyle can teslim edenler için yapılan son vazife, bir saygı ifadesi olarak, karşılıyor bizi…
Hala düzenli bir şekilde bakımı yapılan mezarlıkta, o günleri yaşatmak için dikilmiş anıtlar görüyoruz.
Mezarlıkta, çeşitli ülkeler adına savaşan müslümanlar yatıyor
Burada yatanlar yakınlardaki bir esir kampında tutuluyordu. Mihmandarımızdan bizi oraya götürmesini istiyoruz. Kamp hakkında ayrıntılı araştırma yapan imam Ender Çetin kampın hikayesini analatıyor:
Birinci Dünya Savaşı’nda müttefikimiz olan Almanya’nın, İngiliz, Fransız ve Ruslardan aldıkları esirler arasında çok sayıda Müslüman bulunmaktaydı. Almanlar Müslüman esirleri Hilal adını verdikleri bu kampta toplamıştı.
Esir aldıkları Müslümanlar arasında yaptıkları araştırmada ilginç bir sonuçla karşılaştılar. Sömürgeleştirilmiş Müslüman ülkelerden toplanıp Almanlara karşı savaşmak üzere cephenin önüne yerleştirilen askerler, kendilerine yapılan bir propaganda sebebiyle büyük bir fedakarlık örneği göstererek savaşıyorlardı.. Sorgulamalar sırasında bunun nedenini öğrendiler: Sömürgeciler cahil ve yoksul bıraktıkları bu insanları, “Almanlar İstanbul’u işgal etti. Halifenizi esir aldı. Biz halifenizi kurtarmak için savaşıyoruz” diye kandırmışlardı.
İslâm dünyasına yönelik olarak Berlin’de Almanya Dışişleri Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Şark İstihbarat Birimi yetkilileri, bu propagandayı tersine çevirecek girişimlere başladı. Wünsdorf’taki Müslüman esirlere, savaşın kimler arasında olduğu anlatılacak, gerçeğin bilinmesi sağlanacaktı. Bu amaçla İstanbul’daki Alman elçisinin katkısı istendi. Elçi Teşkilat-ı Mahsusa’da çalışan bir dostuyla irtibata geçerek gerekli isimleri belirledi ve Almanya’ya listeyi gönderdi. Bu listedeki isimlerin ilki Teşkilat-ı Mahsusanın Afrika masasının başındaki Şeyh Salih Eş-şerif Et-Tunusi, ikincisi ise Mehmet Akif Ersoy’du. Tunusi ve Mehmet Akif beraberindeki heyetle birlikte, bizzat Kral Wilhelm’in özel konukları olarak 1914 Kasım’ının son günlerinde Berlin’e vardılar.
Mehmet Akif Ersoy’un uğruna şiir yazdığı ve Padişah Vahdettin ile birlikte Atatürk’ün de konakladığı Adlon Oteli.
Osmanlı heyeti Almanya siyasi tarihinde çok önemli bir yeri olan Bradenburg meydanının yanındaki Otel Adlon’a yerleştirildiler. Otel Adlon bugün de tarihi dekorunu muhafaza ederek faaliyetine devam ediyor. Ziyaretçilerini 20. yüzyılın başlarına götüren bir zaman makinesi gibi…
Bu otelde, Padişah Vahdettin ile Berlin’e gelen Atatürk de konaklamıştı
Mehmet Akif, bu otelin güzelliğinden ve konforundan çok etkilenmişti. Kasım sonlarından Mart sonlarına kadar Berlin’de kalan Akif, bu otelde bir de şiir yazar:
Meğer oteller olurmuş saray kadar ma´mûr:
Adam girer de yaşarmış içinde, mest-i huzûr:
Beş altı yüz odanın her birinde pufla yatak…
Nasîb olursa eğer, hiç düşünme yatmana bak!
Sokakta kar yağa dursun, odanda fasl-ı bahâr,
Dışarda leyle-i yeldâ, içerde nısf ı nehâr!
Hıyât-ı nûrunu temdîd edip her âvîze,
Fezâda nescediyor bir sabâh-ı pâkîze,
Havâyı kızdırarak hissolunmayan bir ocak;
Ilık ılık geziyor, her tarafta aynı sıcak.
Gürül gürül akıyor çeşmeler, temiz mi temiz;
Soğuk da isteseniz var, sıcak da isteseniz.
Gıcır gıcır ötüyor ortalık titizlikten,
Sanırsınız ki zemîninde olmamış gezinen.
Ne kehle var o mübârek döşekte hiç, ne pire;
Kaşınma hissi muattal bu i´tibâra göre!..
Unuttum ismini… Bir sırnaşık böcek vardı…
Çıkar duvarlara, yastık budur, der atlardı.
Ezince bir koku peydâ olurdu çokça, iti…
Bilirsiniz a canım… Neydi? Neydi? Tahtabiti!
O hemşerim, sanırım, çoktan inmemiş buraya,
Bucak bucak aradım, olsa rast gelirdim ya!
Mehmet Akif ve beraberindeki heyetin amacı, esir Müslümanlara gerçeği anlatmak ve halifenin yanında olmalarını sağlamaktı.
Akif, Berlin’de bulunduğu zaman içinde bu esirlerin bilgilendirilmesi için çalıştı.Esirleri bilgilendirmek için çıkartılan Cihad adlı gazetenin yayınlarına katkı yapmaya çalıştı. Esirlerden her biri aldatılmış olmanın acısını yaşadı. Savaşın mahiyetini öğrenenler saf değiştirdi.Onlardan oluşturulan Asya Taburu bu sefer kendi davası adına Suriye cephesine gönderildi. Sunulan her türlü imkana rağmen savaş şartlarında esir kampında hayat zordur. Birçok esir hastalıktan ölür. Kamp yakınında arazinin bira yüksek sayılan bir yeri esirlerin mezarlık sahası olur. Bu gün hala mevcut olan mezarlığın bir kısmı düzenlenerek ülkelerinden uzaklarda ölmek zorunda kalan bu mazlumların hatıraları yaşatılmıştır.
Mehmet Akif bir yandan esirlerle görüşmeler yapıyor bir yandan da İslam’ın içinde bulunduğu hali bizzat esirler üzerinden yeniden müşahede ediyordu. Özellikle Asya Müslümanları Ruslarla İngilizler arasında pay edilen topraklarda sömürülüyor, cahil bırakılıyor ve tarih dışına itiliyorlardı. Safahat’ta bu günlerde yazdığı şiirler gözlemlerini günümüze taşımıştır.
İşte o şiirlerden biri:
Hesaba katmıyorum şimdilik bizim yakada
Sönen ocakları; lakin zavallı Afrika’da
Yüz elli bin kadının tütmüyor bugün bacası.
Ne körpe oğlu denilmiş, ne ihtiyar kocası,
Tutup tutup getirilmiş Fransız askerine.
Siperlik etmek için saff-ı harbin önlerine
Hilal esir kampının bulunduğu yerde bugün iki fabrika ve boş bir arazi var. 1926 yılına kadar ayakta olan camii de, kamp kapatılıp bölge boşaltılınca diğer binalarla birlikte yıkılmış.
Asya’dan Afrika’dan yuvalarından kopartılarak bilmedikleri diyarlara sürüklenen bu insanlar, esirlikte aslında içine düştükleri büyük oyundan da kurtulmuş oluyorlardı.
Akif ve Eş-şerif Et-Tunusi bu uyanışta onlara destek oldular. Yeni bir bakış açısı kazandırdılar.
Burada 4 ay kalan Türk heyeti ve özellikle Mehmet Akif’in çabalarının iki önemli sonucu oldu. İlk olarak kamptaki esir Müslüman askerlerden gönüllüler Osmanlı ordusuna katıldılar ve Asya Taburu olarak bu sefer kendi davası adına Suriye cephesinde savaştılar. İkinci önemli sonuç ise savaş sonrasında Hilal esir kampının sakinleri memleketlerine döndüklerinde sömürgecilere karşı yerel direnişlere katılarak özgürlük savaşçıları haline geldiler.
Mehmet Akif Berlin’de kaldığı günlerde, Çanakkale Savaşları bütün dehşetiyle devam ediyordu. Savaşın durumu her an merakını çekiyor sık sık son durumu öğrenmeye çalışıyordu. Çanakkale’nin kaybedilmesi Osmanlının bitmesi demekti.Bunu bildiği için savaşın seyrini Berlin’deki Askeri Ataşemiz Ömer Lütfi Bey’e soruyor, ‘Çanakkale ne olacak?’ diyordu. Uzakta olmasına rağmen aklı Çanakkale’deydi. Her türlü teknik imkanla Çanakkale’ye saldıran güçler, galip gelerek hilalin hakimiyetine son vermişler miydi? Berlin Hatıralarında endişesini şöyle belirtir:
Silindi gitti Hilâl´in şu anda belki izi,
Zavallı Marmara’nın şerha şerha bağrından!
Bir İngiliz bezidir, belki, şimdi dalgalanan
Bizim Çanakkale âfâk-ı târumârında,
O dâr-ı Saltanat´ın bâb-ı şerm-sârında!
Uzakta olmama rağmen civâr-ı zârından,
Civârım inliyor âvaz-ı intizârından!
13 Temmuz 1915’te ise bu esir kampında, Müslümanların ibadet edebileceği ‘Hilal’ adlı bir cami inşa edilmişti. Caminin açılışı Ramazan Bayramı’na denk getirilmişti.
O günlerde Almanlar kamp içerisinde Müslüman esirlerin ibadetlerini yapması için bir de cami inşa ettiler. Cami, Müslümanların morallerini yüksek tutması ve ortak bir dayanışma ruhu kazanmaları için önemli bir görevi yerine getiriyordu. Böylece kamp esir tutukluluğunun ötesine geçiyor, bir rehabilitasyon ve gerçeğe çağrı alanı haline geliyordu.
Cami, 68 m. genişliğinde ve 12 m yüksekliğinde kırmızı beyaz renkli ahşaptan inşa edilmişti. 23 m yüksekliğinde bir minaresi vardı. Asker ve sivil bürokratların katıldığı bir törenle, 1915 de zamanın Berlin Büyükelçisi İbrahim Hakkı Paşa tarafından açıldı. Açılışa ait bu görüntülerde Mehmet Akif yok ama bazı Osmanlı görevliler dikkatimizi çekiyor.
Ne var ki, 1924 tarihine kadar hizmet veren Hilal Camisi, bakımsızlık nedeniyle yıkılma tehlikesi geçirdiği için kapatılmış ve daha sonra da yerle bir edilmiş.
Burada şimdi sadece Tatarlar’a ait çürümeye yüz tutmuş bir anıt ve mezarlık kalmış.
Esirlerden kalanlar ise hemen yakındaki Garnizon Müzesi’nde sergileniyor.
Müzedeki fotoğraflardan, bu dönüşümün ve yaklaşan hayatın izlerini görebiliyoruz.
BUDAPEŞTE TÜRK ŞEHİTLİĞİ
Budapeşte’deki Türk Şehitliği’ne, Macaristan Türk İşadamları Derneği Başkanı ve Macaristan’ın Kayseri Fahri Konsolosu Osman Şahbaz ile birlikte gittim.
İşte Şahbaz’ın anlatımıyla Türk şehitliği.
1’inci Dünya Savaşı sırasında Galiçya cephesinde 1916-1917 yıllarında, Alman Güney Ordusu’na bağlı olarak görev yapan 15’inci Türk Kolordusu çok sayıda şehit vermiştir. Galiçya cephesinin yanı sıra, Macaristan’ın çeşitli bölgelerinde şehit düşen askerlerimizden bazılarının naaşları, 1926 yılında kurulan Budapeşte Türk Şehitliği’ne nakledildi.
Budapeşte Türk Şehitliği’nde 11’i meçhul asker olmak üzere, 480 şehidimiz bulunmaktadır. Şehitliğin toplam alanı 4598 m2 olup, şehit mezarlarının bulunduğu bölüm 1718 m2’lik bir alanı kapsamaktadır.
Budapeşte Kent Mezarlığı içinde duvarla çevrili ayrı bir bölüm olan ve ortasında ay-yıldızlı ‘Galiçya Şehitleri Anıtı’ tabelası yer alan Şehitliğimizin girişinde, bir plaket yer almakta ve göndere Türk Bayrağı çekilmektedir.
Her yıl, ‘18 Mart Şehitler Günü’nde Türkler tarafından, 1 Kasım ‘Ölüler Günü’nde ise Macarlar tarafından anma törenleri düzenlenmektedir.
Mustafa oğlu Osman… Resul oğlu Mehmed… Kadri oğlu Musa… Süleyman oğlu Ali gibi isimler Galiçya Şehitliği’nden birkaçıdır. Kimi 19 yaşında şehit düşmüş, kimi 20 yaşında.
ŞEHİTLERİN MEZARLARINA ÇİÇEKLER BIRAKTIK
Gördüğünüz gibi çok bakımlı ve temiz olan şehitlikte, Koca oğlu Yusuf… Karakaş oğlu Cafer… Muhsin oğlu Halil… Ahmed oğlu İbrahim… gibi isimler de ayyıldızlı bayrağın gölgesinde uyuyorlar.
Bir mezarda yatanın ise adı belli değil…
Beyaz mermerin üzerinde isim olarak iki kelime var: “Meçhul asker.”
************
TRT için yaptığım Berlin Türk Şehitliği’ni ve Budapeşte Şehitliği’ni izlemek için alttaki fotoğrafa tıklayınız:
Mehmet Akif Ersoy’un başrol oynadığı Wünsdorf esir kampı ve şehitliğini izlemek için aşağıdaki fotoğrafı tıklayınız:
****************
FOTOĞRAFLARLA YURTDIŞINDAKİ ŞEHİTLİKLERİMİZ
Yurt dışında en fazla Türk şehitliği, 9 şehitlik ile Azerbaycan’da bunulurken, KKTC’de 8, Ukrayna’da 7 şehitlik bulunuyor. Biri Gazze’de olmak üzere İsrail-Filistin bölgesinde de toplam 6 şehitlik yer alıyor. Yunanistan’da 4, İngiltere, Suriye, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti ve Romanya’da da 3’er şehitlik var.
Milli Savunma Bakanlığı’ndan alınan bilgilere göre, Türk şehitlikleri, Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Güney Kore, Hindistan, Irak, İngiltere, İran, İsrail-Filistin, İtalya, Japonya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kosova, Letonya, Libya, Macaristan, Malta, Mısır, Myanmar, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Suriye, Suudi Arabistan, Ukrayna, Ürdün, Yemen, ve Yunanistan’da bulunuyor.
… VE İŞTE O ŞEHİTLİKLER
Sakız Kara Ali Şehitliği (Suriye)
Sakız Adası’nda çıkan isyanın bastırılması amacıyla 1822 yılında Amiral Kara Ali komutasındaki Osmanlı Donanması Sakız Adası’na gönderilmiştir. Ancak Kara Ali Paşa ile birlikte 2776 Türk denizcisi isyancıların yaptığı gece baskınında şehit edilmişlerdir. 1822 yılında Sakız Şehri’nin kuzeyindeki kale içinde Sakız Kara Ali Şehitliği yapılmışkır.v
Rodos Türk Şehitliği (Yunanistan)
Rodos Türk Şehitliği, 1522 yılında Rodos’un Fethi sırasında şehit olan askerlerimiz ile 1912 yılında Rodos’un İtalya tarafından işgali esnasında verilen şehitlerin mezarları bulunmaktadır. Ayrıca Kanunî Sultan Süleyman devrinde hizmet veren ünlü Türk denizcilerinden Murat Reis’in türbesi de bu şehitliktedir. Hükümet Konağı Meydanı’nda bulunan şehitlik 1617 yılında yapılmıştır.
Pire Türk Şehitliği (Yunanistan)
Pire Türk Şehitliği, Pire ve Atina Hastanelerinde ölen Türklerin defnedilmesi için 1859 yılında, Nikea (İznik) İlçesi/Agios Anargiros Bölgesi’nde Müslüman mezarlığı olarak kurulmuştur. Balkan Harbi, 1. Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı’nda esir olarak Atina’ya götürülen ve orada ölenlerin de bu mezarlığa defnedilmeleri ile mezarlık şehitlik hüviyeti kazanmıştır. Şehitlik arazisi, 24 Mart 1890 tarihinde Pire Belediyesi tarafından tanzim edilerek bir noter vesikası ile Osmanlı Devleti’ne verilmiştir. Şehitlikte 18 adet kabir bulunmakta olup toplu mezarlarda yatan şehitlerin sayısı bilinmemektedir.
Korfu Türk Şehitliği (Yunanistan)
Korfu Türk Şehitliği 1890 yılında 1. George’nin eşi Kraliçe Olga tarafından Osmanlı Devleti’ne hibe edilmiş arazide muhtelif ırktan Müslümanların defnedildiği bir Müslüman mezarlığı olarak kurulmuştur. 1897 Osmanlı-Yunan Harbi, Balkan Harbi, 1. Dünya Harbi ve İstiklal Savaşı’nda Yunanistan’da ölen bazı Türk esirleri de buraya defnedilmiş olup kimlikleri ve miktarı bilinmemektedir. İçinde bir Abide ve kime ait olduğu bilinmeyen 3 şehit kabri bulunmaktadır. 1924 yılında Korfu Konsolosluğumuzca onarılarak şehitlik haline getirilmiştir. 1927 yılında Korfu Konsolosluğumuzun kapatılması ile idari ve bakım sorumluluğu Pire Konsolosluğumuza 1 Ocak 1994 tarihinden itibaren de Pire Başkonsolosluğundan alınarak Atina Kıdemli Askerî Ataşeliğine verilmiştir. 1968, 1976, 1982, 1994 ve 2008 yıllarında onarımdan geçirilmiştir.
Yemen Türk Şehitliği
Yavuz Sultan Selim döneminde 1538 yılında Osmanlı idaresine giren Yemen, Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı 1918 yılına kadar Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştır. Özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra artan Zeydi isyanlarında ve Birinci Dünya Savaşında İngilizlere karşı yapılan muharebelerde şehit olan onbinlerce askerimizin anısına 2010 yılında, Yemen Genelkurmay Başkanlığı karşısında bu anıt yapılmıştır.
Salt Türk Şehitliği (Ürdün)
Salt Türk Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı’nda 24–26 Mart 1918 tarihleri arasında Osmanlı ve İngiliz birlikleri arasında cereyan eden Şeria Muharebeleri sırasında şehit olan 4. Ordu’nun 48. Tümeni ile 143, 145 ve 191. Piyade Alaylarına mensup 300’den fazla subay, astsubay, erbaş ve erin yattığı şehitliğe 1989 yılında abide inşa edilmiş 1994 yılında şehitlik ile abide birleştirilmiştir. 2004 ve 2008 yılında yenilenen şehitlik bugünkü görünümüne kavuşmuştur. Şehitlerimiz Salt Kalesi’ndeki mağarada bulunan toplu mezara defnedilmiştir.
Sivastopol Türk Şehitliği (Ukrayna)
Sivastopol Türk Şehitliği, 1853–1856 Kırım Savaşı sırasında şehit düşen askerlerimizin defnedildiği şehitliktir. 10 Eylül 2004 tarihinde törenle resmi açılışı yapılmış, 2005’de şehitlik yakınlarında bulunan ormanlık arazideki 40 şehidin naaşı şehitlik alanına defnedilmiştir. İlk şehitlik 1860 yılında Dergaçi Köyü’nde yapılmıştır. 250 şehidin ebedi istirahatgahıdır.
Rogatin Türk Şehitliği (Ukrayna)
Rogatin Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı’nda Galiçya cephesinde Şehit olan Türk Askerlerinin defnedildiği bir şehitliktir. Rogatin İlçesi şehir mezarlığı içinde Türk Mezarlığı olarak adlandırılan ayrı bir bölümde bulunmaktadır.
Pukiv Türk Şehitliği (Ukrayna)
Pukiv Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti, müttefikleri Avusturya ve Almanya ile Rusya’ya karşı Galiçya bölgesinde yapılan muharebelerde şehit olan askerlerimize aittir. Şehitlik konumu itibarıyla göz alıcı bir mevkide bulunmaktadır. Rogatin İlçesi, Pukiv Köyü’nde olan Şehitlik 1917 yılında yapılıp sonra restarosyon görmüştür.
Meçişçiv Şehitliği (Ukrayna)
Meçişçiv Şehitliği Birinci Dünya Savaşı sırasında meydana gelen Galiçya Muharebelerinde şehit olan Türk askerlerin defnedildiği şehitliktir. Popeliha Tepesi yanındaki şehitlik zamanla yok olmuş ve mevcut mezarlar daha sonra Meçişçiv Şehitliği nakledilmiştir.
Lopuşna Şehitliği (Ukrayna)
Lopuşnya Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti, müttefikleri Avusturya ve Almanya ile Ruslara karşı Galiçya bölgesinde yapılan muharebelerde şehit olan askerlerimizin defnedildiği yerdir. Şehitlikte bulunan abide üzerinde “Hüve’l-Bakî – 15’nci Kolordu-yı Hümayûn Şühedası Ruhuna Fatiha- Sene 1332 ” ibaresi yazılıdır. Rogatin İlçesi Verhnya Lipitsya Köyünde bulunan şehitlik 1917 yılında yapılmış olup 106 şehit bulunmaktadır. Şehitlik daha sonra restore edilmiştir.
Verhnya Lipitsya Şehitliği (Ukrayna)
Verhnya Lıpıtsya Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti ve müttefikleri Avusturya, Almanya ile Ruslara karşı Galiçya bölgesinde yapılan muharebelerde şehit olan askerlerimizin mezarları bulunmaktadır. Verhnya Lıpıtsya köyü civarında bulunan şehitlik yaklaşık yedi metre yüksekliğindeki bir yamacın üzerinde bulunmaktadır. Kırmızı seramik üzerinde beyaz ay yıldız sembolü bulunan bir kitabesi yer almaktadır. Şehitlik 1917 yılında yapılmıştır.
Gutisko Şehitliği (Ukrayna)
Gutisko Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti ve müttefikleri Avusturya, Almanya ile Ruslara karşı Galiçya bölgesinde yapılan muharebelerde şehit olan askerlerimizin mezarları bulunmaktadır. 200’den fazla şehidimizin mezarının bulunduğu şehitlikteki mezar taşlarından 59 şehidin subay olduğu anlaşılmaktadır. Şehitlik 1917 yılında, Pidvisoke Köyü’nde yapılmıştır. Sonradan restore edilmiştir.
Hicaz (Abha) Türk Şehitliği (Suudi Arabistan)
Hicaz (Abha) Şehitliği, Birinci Dünya Harbi ve öncesi dönemde bölgedeki Arap çetelerle yapılan çatışmalar neticesinde şehit olan askerlerimize aittir. Abha bölgesindeki şehitlikte 450’den fazla şehit bulunmaktadır.
Slobozia Türk Şehitliği (Romanya)
Bükreş’ide bir Osmanlı mezarlığı var. Birinci Dünya Savaşında Galiçya cephesinde savaşan Osmanlı ordusunun askerleri yatıyor burada.
Romanya Cephesinde de 1914-18 yılları arasında 42 bin Mehmetçikle savaşıyor.Bu savaşta 6. Osmanlı Kolordusu 19 bin kayıp veriyor.Bunlar adına yapılan mezarlıkta, 939 askerimiz yatıyor. Bunlardan 500 tanesinin isimleri dahi belli değil, geri kalanın ise mezarları bile belli değil. Büyükelçi Hamdullah Suphi Tanrıöver`in 1932`de girişimleri ile kurulmuş olan mezarlık, temizliği ve düzeniyle de dikkat çekiyor.
Bükreş Türk Şehitliği (Romanya)
Bükreş Türk Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı’nda 27 Ağustos 1916 günü açılan Romanya Cephesi’nde yapılan muharebelere katılan 6. Kolordu’ya bağlı 15. ve 25. Tümenlerden, şehit olan askerler adına 1932’de kurulmuştur. Şehitlikte yatan 400 şehidin kimlikleri bilinmekte olup, toplu mezarda ise kimlikleri bilinmeyen 575 şehit bulunmaktadır. Son yıllarda büyükelçilik izniyle çeşitli milletlerden Müslümanlar’da buraya defnedilebilmektedir. Şehitlik Gençağa Bölgesi, (Bulevardul Ghancea No:33) adresindedir.
Barila Türk Şehitliği (Romanya)
Braila Türk Şehitliği’nde yatan askerlerimiz Birinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1916-1918 yılları arasında Romanya’da şehit düşen askerlerimizdir. Şehitlik, Lozan Antlaşması’nın 126. maddesi ile ilgili olarak, 18 Eylül 1930’da Türk-Romen Hükümetleri arasında imzalanan anlaşma gereği 1935 yılında inşa edilmiştir. 1970 yılında Foçsani Caddesi üzerinde halen bulunduğu yere nakledilmiştir. Şehitlikte ismen tespit edilebilen 12 şehidimiz ayrı kabirlerde, ismi tespit edilemeyen 742 şehidimiz ise toplu kabirde yatmaktadır.
Krakow Türk Şehitliği (Polonya)
15 nci Türk Kolordusu, Galiçya Muharebelerine katılmış, Ağustos 1916’da Uzunköprü ve Alpullu’dan hareketle Krakow’a, daha sonra da doğuya ilerleyerek 1917 yılının yaz aylarına kadar bu cephede kahramanca savaşmıştır. Bu süre içinde Türk Kolordusu, cephenin değişik yerlerinde 1050’den fazla şehit vermiştir. Galiçya’da şehit olan askerlerimiz için 13 ayrı yerde şehitlik yapılmış. Rakowicki Mezarlığı içinde bulunan şehit sayısı 53. Mezarlığın içinde siyah mermerden yapılmış sembolik bir mezar var.
Üzerinde Lehçe ve Türkçe olarak “GALİÇYA CEPHESİNDE ŞEHİT OLAN TÜRK ASKERLERİNİN ANISINA. 1916-1917″ yazılı. Lehçe ve Türkçe metinlerin arasına metalden Türk Bayrağı bulunmaktadır.
Meikhtila Şehitliği (Myanmar)
İstanbul’a 12.000 km. uzaklıktaki Myanmar’ın orta kısmında yer alan Meikhtila, Birinci Dünya Savaşı’nın ilk aylarında Ekim 1914’de Bahreyn ve Basra’ya asker çıkaran İngilizlerle yapılan muharebelerde esir alınan Türk askerlerinin götürüldüğü esir kampının bulunduğu kasabadır. Uzun esaret dönemi boyunca kötü yaşam koşulları ve hastalıklardan vefat eden binlerce askerimiz Myanmar’daki defnedildiği beş bölgeden biridir. 1917’de yapılan şehitlikte 600’den fazla şehit bulunmaktadır.
Thayetmo Türk Şehitliği (Myanmar)
İstanbul’a 12.000 km. uzaklıktaki Thayetmo, Birinci Dünya Savaşı’nın ilk aylarında Ekim 1914’de Bahreyn ve Basra’ya asker çıkaran İngilizlerle yapılan muharebelerde esir alınan Türk askerlerinin götürüldüğü esir kampının bulunduğu kasabadır. Thayetmo Şehitliği, uzun esaret dönemi boyunca kötü yaşam koşulları ve hastalıklardan 5000 kadarı burada vefat edince, Myanmar’daki beş ayrı bölgede defnedilmiştir. 2015 yılında, Milli Savunma Bakanlığı ile Başbakanlığa bağlı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı TİKA tarafından bugünkü haline getirilmiştir.
İskenderiye Şehitliği (Mısır)
İskenderiye Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı sırasında Filistin Cephesinde İngilizler tarafından esir alınan Türk askerlerinin yerleştirildiği esir kampı bölgesindedir. Esirlerden vefat edenler ve bunların arasında bulunan 13 Türk subayı kampın bir kısmına defnedilmiş daha sonra İngilizler tarafından subayların hatıralarına hürmeten burada küçük bir kabir inşa edilerek şehit subayların adları kabrin üzerine yazdırılmıştır. 1941 yılında yapılan şehitlik 1968’de büyük bir onarımdan geçmiştir. Seyd-i Beşir Semtinde ki şehitlikte 500’den fazla şehit bulunmaktadır.
Kahire Türk Şehitliği (Mısır)
Kahire Türk Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı sırasında Filistin Cephesi’nde vuku bulan muharebeler sırasında, İngilizler tarafından esir edilerek Mısır’da çeşitli kamplara yerleştirilen subay ve erlerden vefat edenlerin toplu halde defnedildiği şehitliktir. 1945’de şehitliğe Kahire’deki diğer Türk mezarlarından da nakil işlemi yapılmıştır. 1936 yılında yapılan şehitlik Abbasiye Bölgesi’nde olup 2500’den fazla şehidimizin ebedi istirahatgahıdır.
Malta Türk Şehitliği
1565 yılında Osmanlı kuşatması sırasında Turgut Reis ve askerlerinden birçoğu Marsa bölgesinde şehit düşer. Şehitlerimizin anısına 1874 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Mimar E.L.Galizia’ya Türk Şehitliği’ni inşa ettirir. Valetta’nın güneyinde yer alan bu şehitlik 22 şehidimizin ebedi istirahatgahıdır.
Kanunî Sultan Süleyman’ın Sembolik Mezarı (Macaristan)
Fethedildiği tarihten 10 yıl önce, 1556′da kuşatılmış fakat alınamamış ve 10 bin şehidin acısını kaldıramayan komutan Ali Paşa’nın da üzüntüden ölümüne sebep olmuş uğursuz kale. Son kuşatmada, Osmanlı’nın büyük askeri üstünlüğüne ve üç büyük taaruzuna karşın 33 gün alınamayan kale ve direniş Kanuni’yi oldukça sarsmıştır. Kanuni bu üzüntüsünü bir Hatt-ı humayun ile bildirmiştir. Kanuni’nin vefat etmeden önce söylediği son sözler de üzüntüsünü anlatıyor: “Bu ocağı yanacak dahi alunmadu mu? Bu kal’a benüm yüreğüm yakmışdur. Dilerüm Hak’dan ateşlere yana”. Macarlar kaleyi savunan Zrinyi’yi kahraman olarak anarlar. Kalenin içinde, fetihten hemen sonra Kanuni namına yapılan bir cami ve onun yanında 19. yüzyılda yapılmış konak vardır. Günümüzde bu cami ve konak müze olarak kullanılmakta.
Budapeşte Türk Şehitliği (Macaristan)
Budapeşte Türk Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı sırasında Galiçya Cephesi’nde yapılan muharebelere katılan 15. Kolordu’nun verdiği 1050’nin üzerindeki şehitten Budapeşte civarında bulunan mezarların nakledilerek oluşturulduğu şehitliktir. Galiçya Şehitliği olarak da bilinir. Kozma Caddesi’nde bulunan şehitlik 512 şehidimizin ebedi istirahatgahıdır.
Trablus Şehitliği (Libya)
Trablus Şehitliği, Osmanlı Kaptan-ı Deryalarından Turgut Reis Malta Adası’nın güneyinde “Dragut Körfezi” denen yere yakın St. Alma Kalesi’ne yapılan hücum sırasında 23 Haziran 1565’de şehit düşmüştür. Naaşı Trablusgarp’ta kendisi tarafından inşa ettirilen camiinin avlusuna defnedilmiştir.
Cesis Türk Şehitliği (Letonya)
Letonya’nın başkenti Riga’ya 90 km uzaklıkta ki Cesis şehrinde bulunan Türk şehitliğidir. 1877 yılında Osmanlılar ile Ruslar arasında gerçekleşen Plevne Savaşı’nda esir alınan Türklerin bazıları buraya getirilmiştir. Ancak aldıkları yaralar ve yakalandıkları hastalıklar sebebi ile askerlerimiz hayatını kaybetmişlerdir. Bu askerlerimizin bir kısmı, Cesis’teki Türk mezarlığı olarak bilinen yere defin edilmişlerdir.
Ertuğrul Şehitliği (Japonya)
14 Temmuz 1889 Türk Donanması’na ait Ertuğrul Firkateyni II. Abdülhamit’in özel elçisi Osman Paşa ile birlikte Japon İmparatoru Meici ve milletine dostluk ziyaretinde bulunmak için 14 Temmuz 1889 tarihinde 655 mürettebatı ile Japonya’ya seyre başlamıştır. Başarı ile tamamlanan ziyaret sonunda 15 Eylül 1890 tarihinde İstanbul’a dönmek üzere hareket eden Ertuğrul Firkateyni, yakalandığı tayfun nedeni ile 19 Eylül 1890 tarihinde Oşima adası kayalıklarına çarparak parçalanmıştır. Faciadan kurtulan 69 denizci İmparator Meici tarafından iki savaş gemisi ile İstanbul’a gönderilmiştir. Oşima Adası halkının gayreti ile toplanabilen 260 şehidimizin bedenleri bugün anıtın bulunduğu tepeye askeri törenle gömülmüştür. Japon İmparatoru Şova tarafından 3 Haziran 1929 tarihinde ziyaret edilen şehitlik Japon Milleti nezdinde ayrı bir öneme sahip olmuştur. Şimdiki anıt 3 Haziran 1937 tarihinde Büyükelçi Hüsrev Gerede zamanında yaptırılmıştır. Ertuğrul Firkateyni Şehitleri, Türk ve Japon milletinin dostluğunun kıyamete kadar silinmeyecek dostluk simgesi olmuştur. Oşima Adası halkı tarafından, bağlı oldukları Kuşimoto Belediye Başkanlığı organizesinde Ertuğrul Şehitliği’nde her yıl anma töreni düzenlenmektedir. Her beş yılda bir Türkiye’den heyetlerin, çoğu zaman Japon İmparatorluk Ailesi’nden de katılımının olduğu daha geniş kapsamlı anma törenleri icra edilmektedir.
Trieste Şehitliği (İtalya)
Trieste Şehitliği, Müslüman Boşnakların, Avusturyalılara esir düşüp çeşitli nedenlerle ölen diğer milletlere ait Müslüman askerlerin mezarları bulunmaktadır. 1848 yılından berri olan şehitlikte 50 şehit bulunmaktadır.
Mavi Marmara Şehitlerinin Anıtı (İsrail)
Gazze’ye yardım taşıyan ve İsrail güçleri tarafından saldırıya uğrayan Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybedenler için, Gazze limanına dikilen Mavi Marmara Şehitleri anıtı 21 Temmuz 2011 yılında açıldı.
İsrail tarafından Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılması için harekete geçen Mavi Marmara gemisi ve sonrasında yaşanan olaylarda hayatını kaybeden 9 Türk vatandaşı için yapılan şehitlik anıtı, hayatını kaybeden Türk vatandaşlarının isminin yazılı olduğu ve üstünde etrafında Türk bayrağının dalgalandığı anıt geceleri de özel bir ışık sistemiyle aydınlatılmaktadır.
Aynı isimde bir anıt da, Mavi Marmara’da bulunan 3 İspanyol aktivistin girişimi ve bazı sivil toplum örgütlerinin desteğiyle yaptırılan anıtın açılışına Türkiye’nin Madrid Büyükelçisi Ender Arat, Filistin’in Madrid Büyükelçisi Musa Odeh, Leganes Belediye Başkanı Rafael Gomez Montoya, Madrid’de bulunan İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani yardım Vakfı Başkan Yardımcısı Ahmet Emin Dağ ile İspanyol sivil toplum örgütü yetkilileri katıldı.
Madrid’in Leganes ilçesindeki Filistin parkına konulan anıt, heykeltraş Roxanne Robinson ve Arevalo Beteta tarafından hazırlandı. Anıtta, Filistin’i tasvir eden yıkık dökük duvarların önünde masum bir çocuğun, insani yardım malzemelerinin yüklü olduğu “Mavi Marmara” gemisini sulara bırakması temsil ediliyor.
Hint Harp Mezarlığı (İsrail)
Hint Harp Mezarlığı, Birinci Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden Türk ve Hint askerleri için yaptırılmıştır. Orijinal plakada çok büyük olarak inşa edilen ve kabir yerleri belli olan mezarlığın 1948 ve 1967 savaşları esnasında ve sonrasında birçok bölümü kaybolmuş olup planda belirtilen mezar yerleri bugün yerleşim yerlerinin altında kalmıştır. Talpia’da bulunan şehitlikte 290 şehidimiz bulunmaktadır.
Zeytindağı Şehitliği (İsrail)
Zeytindağı Şehitliği(Kudüs Harp Mezarlığı) Scospus Dağı’dadır. 3 şehit mezarının bulunduğu şehitlikte Birinci Dünya Savaşı’nda Filistin Cephesi’nde şehit olan askerlerimizin kemikleri toplanarak kabirleri şimdiki yerine nakledilmiştir. Aslında 2550’den fazla şehit bulunmaktadır.
Gazze Türk Şehitliği (İsrail)
Gazze Türk Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı’nda Filistin Cephesi’nde şehit olan askerlerimize aittir. Mezarlık Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmuş olup İkinci Dünya Savaşı’nda ölenlerin de mezarı mevcuttur. Gazze Türk Şehitliği’nde 184 şehidimiz bulunmaktadır.
BeerSheva Şehitlik Anıtı (İsrail)
Beer Sheva/Mustafa Kemal ATATÜRK Meydanı’nda bulunan Beer Sheva Şehitlik Anıtı, Birinci Dünya Savaşı sırasında Beer Sheva Cephesi’nde şehit olan askerlerimizin anısına Beer Sheva Belediyesi’nin de katkılarıyla 21 Ekim 2002’de yapılmıştır. 31 Ekim 2008’de Türkiye’den ATATÜRK büstü getirtilerek, anıtın bulunduğu meydana ,Mustafa Kemal ATATÜRK Meydanı adı verilmiştir.
Ramle Şehitliği ve Anıtı (İsrail)
Ramle Şehitliği ve Anıtı, Birinci Dünya Savaşı’nda Kudüs civarında görev yapan 3. Ordu ve 6. Kolordu’ya mensup şehit düşen 3000 askerimiz bulunmatadır. Şehitlerimizin anısına 1999 yılında anıt dikilmiştir.
Teberiyye (Tiberias) Türk Hava Şehitliği (İsrail)
Teberiyye (Tiberias) Türk Hava Şehitliği Anıtı, İstanbul-İskenderiye uçuşunu tamamlamak üzere 27 Şubat 1914’de Şam’dan Kudüs’e gitmek üzere havalanan uçak Teberiyye (Kibustz Ha On) Gölü yakınlarına düşer. Şehit olan Yüzbaşı Fethi Bey ile Üsteğmen Sadık Bey’in cenazeleri Şam’da bulunan Selahattin Camii’ne nakledilmiş ve şehit olan ilk Türk havacılarının anısına uçağın düştüğü yere anıt dikilmiştir. Anıt 2001 yılında restore edilerek bugünkü halini almıştır.
Selmas Şehitliği (İran/Batı Azerbaycan)
Birinci Dünya Savaşında Şark (Kafkas) Cephesi birliklerine bağlı olarak 28 Nisan–01 Mayıs 1915 tarihleri arasında Rus birlikleriyle Selmas bölgesinde yapılan Dilman Muharebelerinde şehit olan yüzlerce askerimizin istirahatgahıdır. Selmas, Şörgel bölgesindeki şehitliğin yapılış tarihi ve şehit sayısı bilinmemektedir.
Kut Türk Şehitliği (Irak)
Kut Türk Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı Irak Cephesi’nde yapılan Kutü’l-Amere Muharebeleri’nde şehit düşen isimleri tespit edilebilen 7 subay ve 43 ere ait mezarlar burada bulanmaktadır. Şehitlik arazisi 1952 yılında Iraklı bir kadının bağışladığı arazi üzerinde yer almaktadır. Şehitlik Kut’a bağlı Seyit Haşim Köyü’nde bulunmaktadır.
Bağdat Türk Şehitliği (Irak)
Bağdat Türk Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı Irak Cephesi’nde şehit olan ve Bağdat Asker Hastanesi’nde vefat eden askerlerimizin kabirleri burada bulunmaktadır. Şehitlik arazisi 1937 yılında Irak Hükümeti’nin onayı ile tahsis edilmiştir. Şehitlik 4 kısımdan ibaret olup 204 adet sembolik mezar taşı bulunmaktadır.1952 yılında önemli tamirat görmüş ve Bağdat’ın 1630 yılında fethi sırasında şehit olan Genç Osman’ın naaşı nakledilerek kendisi için anıt mezar yaptırılmıştır. Doktorlar Bölgesi 2. Cad. 116. Sok. No:2/9’da bulunan şehitlik 2370 şehidimizin istirahatgahıdır.
Portsmouth Deniz Şehitliği (İngiltere)
Portsmouth Deniz Şehitliği, 1850 yılında Portsmouth’a seyir ve topçuluk eğitimi için gelen Mirat-ı Zafer ve Sirag-ı Bahri adlı iki firkateynin mürettebatından, salgın hastalık ve kazalar dolayısıyla vefat eden 26 denizcinin defnedildiği şehitliktir. Cenazeleri ülkeye ulaştırılamayan askerler önce Portsmouth Deniz Hastanesi’nin bahçesine 1902 yılında ise hastane yakınında şuan bulundukları Chayhall Askerî Mezarlığı’na defnedilmiştir. Şehitliğimiz Portsmouth Gosport/Haslar’da bulunmaktadır.
Man Adası Şehitliği (İngiltere)
Man Adası Şehitliği, birinci dünya savaşında İngilizler’e esir düşmüş olan binlerce Alman ve Avusturyalı ile birlikte 115 Türk, 1915 yılında 200 kişilik bir kafile içinde Isle of Man adasındaki Knockaloe Esir Kampı’na getirildiler. Bunlar arasında bulunan yedi Türk esir burada vefat edince, tutuldukları esir kampının karşısındaki Patrick Kilisesi’nin bahçesine defnedildiler. Uzun süre ilgi bekleyen yedi Türk askerinin mezarlarının bulunduğu Man adasındaki mezarlığa 1972 yılında şehitlik statüsü verildi. Dikili taşlar halindeki mezarlık geçtiğimiz yıllarda bakıma alınarak şehitlerimizin anılarına layık görkemli bir şehitliğe dönüştürüldü. Şehitliğin bakımı, içinde bulunduğu Patrick Kilisesi ve İngiliz Savaş Mezarlıkları Komisyonu (commonwealth war graves commission) sorumluluğunda bulunmaktadır.
Periyodik bakım giderleri anılan müesseseler tarafından, restorasyon ve özel bakım giderleri ise Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı İnşaat Emlak Daire Başkanlığı’nca karşılanmaktadır. (2)
Man adasındaki Türk şehitlerimiz şunlardır; Ramazan Mehmet 17 kasım 1916;
Hüseyin Halit İbrahim 16 şubat 1917; Hüseyin Ali 20 nisan 1917;
Hasan Derviş 18 mayıs 1917; Mehmet Ali 17 eylül 1917;Kalan Yeğen 09 nisan 1918;
Ahmet Hazan 15 temmuz 1918.
Brookwood Şehitliği (İngiltere)
Brookwood Şehitliği, 1943 yılında İngiltere’ye pilotluk eğitimi için gönderilen 30 teğmenden, eğitimin bittiği 1945 yılı nisan ayına kadar 15’i şehit olmuş ve bu şehitliğe defnedilmişlerdir. Şehitlikte ayrıca 1959 yılında düşen THY uçağı mürettebat ve yolcuları anısına da bir kitabe bulunmaktadır.
Bellary Türk Şehitliği (Hindistan)
Bellary Türk Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı sırasında Irak ve Süveyş Cepheleri’nde İngilizler tarafından esir alınan 15.000 Türk askerin götürüldüğü Bellary şehrinde; hastalık, zehirlenme, esir kampı çatışmaları sonucu vefat eden Türk askerlerinin mezarlarının bulunduğu şehitliktir. Hint Hava Kuvvetleri’ne ait havaalanının genişletilmesi sırasında mezarların bir kısmı tahrip olmuş ancak 540 adet kabir tespit edilebilmiş ve 1986 yılında resmi şehitlik yapımı için başvuruda bulunulmuş, 1997 yılında açılışı yapılan şehitlik, Bellary şehir merkezine 5 km. mesafede havaalanı yolu üzerindedir.
Pusan Türk Şehitliği (Güney Kore)
Pusan Şehitliği, Kore Savaşı’nda (25 Haziran 1950 – 27 Temmuz 1953) ölen 6 ayrı yerde gömülü Birlemiş Milletler askerleri, Birleşmiş Milletler Komisyonu’nca 18 Ocak 1951’de kurulan Tanggok Mezarlığı’nda bir araya getirilmiştir. 3 bölgeden oluşan mezarlığın birinci bölgesinde, savaşa katılan ülkelerin kayıpları için sembolik bir mezar ve ülkelerin bayrakları bulunmaktadır. Buradaki Türk mezarının numarası 6’dır. İkinci bölgede idari tesisler, ibadethane, üçüncü bölgede ise 462 şehidin bulunduğu mezarlıklar yer almaktadır.
Rakvere Şehitliği (Estonya)
Rakvere Türk Şehitliği, 93 Harbi olarak bilinen 1877–78 Osmanlı Rus Harbi sırasında esir düşen 430 askerimizin tutulduğu esir kampında, hastalık ve esaret şartları gibi nedenlerle şehit düşen askerlerimizin anısına yapılmıştır. Bölgede toplu mezar bulunmakta olup şehit sayısı kesin olarak bilinmemektedir. Şehitlik 14 Kasım 2008’de Millî Savunma Bakanının da katıldığı törenle açılmıştır.
Valasske Mezirici Türk Şehitliği (Çekya)
Valasske Mezirici Türk Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı Galiçya Cephesi’ndeki 20. Piyade Tümeni’ne bağlı askerlerimizden yaralıların getirildikleri Valasske Mezirici kentinde vefat edenlerin defnedildiği şehitliktir. 1998 yılında yapılan ve 205 askerin defnedildiği şehitlik, şehir mezarlığının içinde bulunmaktadır.
Pardubice Türk Şehitliği (Çekya)
Krometaryom bölgesi şehir mezarlığında bulunan Pardubice Türk Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı sırasında Galiçya Cephesi’nde savaşan askerlerden salgın hastalık ve tedavi için getirildiği Pardubice Hastanesi’nde vefat edenlerin bulunduğu şehitliktir. 499 askerin defnedildiği şehitliğe Liberec ve Josefov kentinde bulunan 9 şehidin de nakledilmesiyle şehitlikte bulunan şehit sayısı 508’e ulaşmıştır. Şehitliğimiz 2001 yılında restore edilmiştir.
Hodonin Türk Şehitliği (Çekya)
Hodonin mezarlığında Hodonin Türk Şehitliği, Birinci Dünya Savaşı’nda Galiçya Cephesi’ndeki askerlerimizden salgın hastalık sonucu getirildikleri Hodonin Hastanesi’nde vefat edenlerin defnedildiği şehitliktir. Aynı cephede şehit olup Bruno, Kromeriz, Olomouc ve Kosice şehirlerine defnedilen 54 askerin naaşı da 1959’da Hodonin Şehitliği’ne nakledilmiştir. 31 Mayıs 1967 yılında yapılan şehitlik 387 şehidin istirahatgahıdır.
Varna Civarı Şehitliği (Bulgaristan)
Varna civarında Acemler Köyü ile Paşa Köyü arasında Binbaşı Mersin Baba namında bir şahsın mezarı mevcut iken, daha sonra bu mezar Bulgarlar tarafından kaldırılarak “ayazma” haline getirilmiştir.
Varna Şehitliği (Bulgaristan)
Birinci Dünya Savaşı’nda Romanya Cephesi’nde Bulgarlarla birlikte Ruslara karşı yapılan Dobruca Muharebesi’nde şehit olan Yüzbaşı Salih ile bir başçavuş ve 50 kadar şehit erimiz önce Varna’daki Müslüman mezarlığı içerisinde adına Türk Şehitliği denen bir bölüme defnedilmiş, daha sonra 1936 yılında Varna Belediyesi’nin Varna Türklerine tahsis ettiği yeni mezarlığa şehitlerimizin kabirleri nakledilmiştir.
Silistre Şehitliği (Bulgaristan)
1937 yılında yapılan Silistre Şehitliği’nde, Silistre’deki Akkapı Camii avlusunda İbrahim Paşa’nın ailesinin, Gazi Hasan Paşa’nın ve 1854 Kırım Harbi’nde Silistre Kalesi’nin komutanı iken şehit düşen Musa Paşa’nın kabirleri bulunmaktaydı. 1941 yılında Bulgarlar tarafından mezarlar tahrip edilerek mezar taşları ortadan kaldırılmıştır.
Kamengrad Şehitliği Anıtı (Bosna)
Sanski Most Belediyesi Kamengrad Köyü’nün 500 metre güney batısında hakim bir tepede bulunan Kamengrad Şehitliği Anıtı 1466 yılında Fatih Sultan Mehmet’in Kamengrad Kalesi’ni fethi sırasında şehit olan askerlerin anısına dikilmiştir. Bosna-Hersek İslam Riyaset Başkanlığı’nca Tarihi Anıt statüsüne alınmıştır. Anıt 09 Ağustos 2001 tarihinde yapılmıştır.
Nahçivan Türk Şehitliği (Azerbaycan)
Haydar Aliyev Sarayı’nın yanında olan Nahçivan Türk Şehitliği, Karabağ muharebelerinde şehit olan Azerbaycan askerlerinin de gömülü olduğu Şehitler Hıyabanı olarak bilinen yerde yer almaktadır.
Şehitlik 1918 – 1920 yılları arasında Nahçıvan’daki kardeşlerini Ermeni zulmünden kurtarmaya gelen kahraman Türk askerlerinin aziz hatırasına atfen temsili anıt mezar olarak dikilmiştir. Ayrıca anıt mezardan ayrı olarak sağ ve sol duvarlarda bulunan pirinç levhalar üzerine Nahçıvan’da bulunan Türk askerleri ile ilgili tarihsel süreç özet olarak anlatılmıştır.
Bu kapsamda; duvarlarda bulunan iki adet pirinç kitabede aşağıdaki ifadeler yer almaktadır.
“ 1917 yılında Çarlık Rusya’sının yıkılmasından sonra Nahçıvan’ı ele geçirmek isteyen Ermeniler silahlanmaya ve Nahçıvan’a vahşice saldırmaya başladılar. Kardeşlerine yapılan bu vahşete kayıtsız kalmayan Türkiye Mayıs 1918’de Binbaşı Halil Bey’i Nahçıvan’a gönderdi. Binbaşı Halil Bey halkı teşkilatlandırarak Ermenilere karşı mukavamet etmeye başladı.
Haziran 1918’de Culfa’daki Yaycı Köyü’ne 10.000 kişilik kuvvetle saldıran Ermeni Andranik 4.000 kadar masum çocuk, kadın ve ihtiyarı vahşice öldürdü. Yapılan vahşet o kadar büyüktü ki ölenleri defnedecek insan bulunamadı ve cesetler günlerce ortada kaldı.
Andranik 17 Temmuz’da Nehrem Köyü’ne saldırdı. Nehrem ahalisi bu saldırıya kahramanca karşı koydu. Nehrem’e giremeyen Ermeniler 20 Temmuz’da Nahçıvan’a saldırmaya başladılar. Bunun üzerine Türk Ordusu kardeşlerinin yardımına geldi. Andranik kuvvetlerini dağıtarak Ermeni vahşetine son verdi. Nahçıvan ahalisi kardeş Türk Ordusunu büyük bir sevgi ve coşku ile karşıladı.
Nahçıvan’ın müdafaası ile görevlendirilen 1’inci Kafkas Kolordusu Komutanı Kazım KARABEKİR Paşa 7 Ağustos’ta karargâhı ile birlikte Nahçıvan’a geldi.
Şeki Türk Şehitliği (Azerbaycan)
Şeki’nin Verazat Köyü’nde bulunan Şeki Türk Şehitliği, 1918 yılında Rus Kızıl Ordu tarafından işgal edilen Azerbaycan’a yardım etmek için gelen Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’ndan şehit olan bir askerin anısına yapılmıştır. 25 Mayıs – 17 Kasım 1918 tarihleri arasında cereyan den harekâtta Kafkas İslam Ordusu Gence, Göyçay, Aksu, Kürdemir ve Şamahı istikametinde taarruzla 15 Eylül 1918’de Bakü’yü daha sonra Karabağ ve Dağıstan’ı düşman işgalinden kurtarmıştır.
Gobustan (Şamahı) Türk Şehitliği (Azerbaycan)
Gobustan’ın Şamahı bölgesinde bulunan Gobustan (Şamahı) Türk Şehitliği, 1918 yılında Rus Kızıl Ordu tarafından işgal edilen Azerbaycan’a yardım etmek için gelen Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’ndan şehit olan bir subayın anısına yapılmıştır. 25 Mayıs – 17 Kasım 1918 tarihleri arasında cereyan eden harekâtta Kafkas İslam Ordusu Gence, Göyçay, Aksu, Kürdemir ve Şamahı istikametine taarruzla 15 Eylül 1918’de Bakü’yü daha sonra Karabağ ve Dağıstan’ı düşman işgalinden kurtarmıştır. Şehitlik anıtı Şamahı-Bakü yolunun 10. kilometresinde olup mezar yeri 200 metre kadar içeridedir.
Novxani Türk Şehitliği (Azerbaycan)
Bakü’nün 35 km. kuzeybatısı’nda bulunan Novxani Türk Şehitliği, Birinci Dünya Harbi’nde şehit olan Türk askerine ait şehit mezarıdır. Bakım ve onarımları Maştaga Şehitliği’ne bağlı olarak yaptırılan şehitliğin mezar kitabesinde; “İşitip feryadını Azerbaycan’ın tereddüt etmeden imdada yetiştin, halkımın yolunda geçip canından ebedi şöhrete şana yetiştin.” yazmaktadır.
Neftçala Türk Şehitliği (Azerbaycan)
Banke Köyü’nde bulunan Neftçala Türk Şehitliği, 1918 yılında Rus Kızıl Ordu tarafından işgal edilen Azerbaycan’a yardım etmek için gelen Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’ndan şehit olan 10 askerin defnedildiği şehitliktir. 25 Mayıs – 17 Kasım 1918 tarihleri arasında cereyan den harekâtta Kafkas İslam Ordusu Gence, Göyçay, Aksu, Kürdemir ve Şamahı istikametinde taarruzla 15 Eylül 1918’de Bakü’yü daha sonra Karabağ ve Dağıstan’ı düşman işgalinden kurtarmıştır. Şehitlik 17 Eylül 2004 yılında yapılmıştır. Köy mezarlığının içinde ki şehitlikte 10 şehit bulunmaktadır.
Maştaga Türk Şehitliği (Azerbaycan)
Merdekan’da bulunan Maştaga Türk Şehitliği, 1918 yılında Rus Kızıl Ordu tarafından işgal edilen Azerbaycan’a yardım etmek için gelen Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’ndan Merdekan bölgesindeki hastanede vefat edenlerin anısına yapılmıştır. 25 Mayıs-17 Kasım 1918 tarihleri arasında cereyan eden harekâtta Kafkas İslam Ordusu Gence, Göyçay, Aksu, Kürdemir ve Şamahı istikametine taarruzla 15 Eylül 1918’de Bakü’yü daha sonra Karabağ ve Dağıstan’ı düşman işgalinden kurtarmıştır. Şehitlik, Merdekan bölgesindeki yaralılar için hastane olarak tahsis edilen bir okulun bahçesinde bulunmaktadır. Mezarların bir kısmı Ruslar tarafından tahrip edilmiş olup bugün sadece 2 mezar yeri bilinmektedir. 1990 yapılan ve 2 şehidin bilindiği şehitlik, 13 Kasım 2003’de restore edilmiştir.
Göyçay Türk Şehitliği (Azerbaycan)
Bıgır Köyü yakını bulunan Göyçay Türk Şehitliği, 1918 yılında Rus Kızıl Ordu tarafından işgal edilen Azerbaycan’a yardım etmek için gelen Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’ndan Göyçay ve Karameryem Muharebeleri’nde şehit olan 13 subay ve 235 erin anısına yapılmıştır. 25 Mayıs – 17 Kasım 1918 tarihleri arasında cereyan den harekâtta Kafkas İslam Ordusu Gence, Göyçay, Aksu, Kürdemir ve Şamahı istikametinde taarruzla 15 Eylül 1918’de Bakü’yü daha sonra Karabağ ve Dağıstan’ı düşman işgalinden kurtarmıştır. Şehitlik anıtı 13 Eylül 2002’de inşa edilmiştir.
Fatmayı Türk Şehitliği (Azerbaycan)
Bakü’nün 30 km. batısında bulunan Fatmayı Türk Şehitliği, 2 şehit mezarının bulunduğu şehitliktir. Azerbaycan’da bulunan Türk iş adamlarının ve halkın katkılarıyla 1993 yılında onarılmıştır. Maştaga Şehitliği’ne bağlı olarak bakım ve onarımları yapılmaktadır.
Bakü Türk Şehitliği ve Anıtı (Azerbaycan)
Bakü Türk Şehitliği ve Anıtı, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de bulunan bir anıt mezardır. Şehitlik, 15 Eylül 1999 tarihinde açılmış olup Şehitler Hiyabanı’nda yer almaktadır ve Bakü Muharebesi’nde ölen Osmanlı askerlerini anmak için inşa edilmiştir.
Adres: 9R5H+46R, Alley of Martyrs, Bakı, Azerbaycan
Açılış tarihi: 15 Eylül 1999
Raab Suyu Savaşı Şehit Anıtı (Avusturya)
Raab Suyu Savaşı Şehit Anıtı (Saint Gotthard), Osmanlı İmparatorluğu ile Avusturya-Macaristan arasında 1664 yılında Raab Irmağı kıyısındaki Saint Gotthard’da cereyan eden savaş nedeniyle şehit olan 4000 askerimiz adına 1984 yılında yaptırılmıştır.
2 metre boyundaki anıtın gövdesinde şehitleri temsilen kesik bir hayat ağacı motifi bulunmakta olup anıtın iki tarafında Türkçe ve Almanca olarak; “1664 yılında şehit olan Türk askerlerine ithaf edilmiştir.
Burada yatan herkes huzur içinde yatsın. 1984 Burgenland Eyalet Kültür Günü-Barış” ibaresi bulunmaktadır.
Hasan Rıza Paşa’nın Anıt Mezarı (Arnavutluk)
Hasan Rıza Paşa’nın Anıt Mezarı, Balkan Harbi sırasında İşkodra Valisi olan ve şehri Sırplara karşı müdafaa ederken 30 Ocak 1913 günü düzenlenen suikast sonucu şehit edilen Hasan Rıza Paşa’nın anıt mezarının bulunduğu şehitliktir.
Hasan Rıza Paşa’nın naaşı, 31 Ocak 1913’de Parruca Mezarlığı’na defnedilmiş, 02 Temmuz 1936 tarihinde Komenaj Mezarlığı’na nakledilerek ardından 24 Şubat 2007’de ise bugün anıtın bulunduğu şehir merkezine(İşkodra) törenle taşınmıştır.
Pazarköy Şehitlik Abidesi (Almanya)
Şehitlik, Almanya’nın Hannover şehrindeki Neustadter Mezarlığında bulunmaktadır. 1683 Viyana Kuşatması sırasında Tuna kıyısında bulunan Ciğerdelen mevkiinde Hannover birlikleri tarafından esir alınan iki sipahisinin yattığı şehitlik, 1998 yılında yapılmıştır.
Şehitlikte bulunan kitabede ise bu iki askerin hikayesi şu şekilde aktarılmıştır;
“Burada 1683 yılı Viyana Kuşatması muharebelerine katılan ve Tuna Nehri kıyısındaki Ciğerdelen mevkiinde Hannover Birlikleri tarafından savaş tutsağı düşürülen Osmanlı sipahileri Hasan ve Hamit Mehmet yatmaktadır. Welfen Prensi Georg Ludwig eşliğinde Hannover Sarayı’na getirilmişler ve bu sarayda 1691 yılına kadar hizmet vermişlerdir. İslami usullere göre defnedilmişlerdir. Bu kitabe onların ve bu toprakların altında yatan tüm Osmanlı-Türk askerlerinin onurlu anısına atfedilmiştir.”
Hannover’de ikamet eden Dr. Yetkin Güran’ın kişisel girişimleri ile 1980’li yıllarda korumaya alınmış, 1988 yılında ise Hannover camii imamı tarafından mezar taşlarının çevirileri yapılmıştır.
Yapılan çevirinin ardından dönemin Türk yöneticilerinin dikkati buraya çekilmiş, 1998 yılında mezar taşları Türk Milli Savunma Bakanlığı tarafından fonlanarak yenilenmiştir. 2006 yılında mezar taşları saldırıya uğramış ve yukarıda paylaşılan yazının bulunduğu kitabe eklenmiştir.
Girne Şehitleri ve Özgürlük Anıtı (KKTC)
Türk Şehitlikleri İmar Vakfı’nın, 2005 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaptırdığı eser, Kıbrıs’da şehit olan tüm Türk asker ve siviller için adanmıştır.
Heykeltraş, Prof. Tankut Öktem’e projesi ve yapımına vakıfça verilen eser Girne’de bir ziyaretgah haline dönüşmüştür. Her toplum, özgürlüğü ve bağımsızlığı bedel ödeyerek elde eder.
Bu bedelin simgesi de ‘özgürlük anıtları’dır. Bu anıtlar o bedeli ödeyenlere toplumun minnet borcunu simgeler.
Lefkoşa Şehitler Anıtı (KKTC)
Kıbrıs’ta Türk varlığının idamesi ve bu topraklarda var olması için seve seve canlarını veren şehitlerimiz anısına Lefkoşa’da dikilen Anıt 28 Ocak 1963’te düzenlenen bir törenle açılmıştır.
Şehitler Meydanı’nda yükselen Anıt, Kıbrıs Türklüğü’nün en mutlu gayelere ulaşmak ülküsünün ebedi nişanesidir.
80 bin Türk Şehidinin kanıyla ıslanan ve Kıbrıs’ın Türk Vatanı olması için canlarını seve seve veren ve yaşadığımız toprakları vatanlaştıran bütün şehitlerimizin hepsine birden bir müşterek mezar taşıdır.
Tekke Bahçe Şehitliği (KKTC)
Tekke Bahçe Şehitliği, 21 Aralık 1963’de başlayan Rum saldırıları sonucu şehit düşenlerin, Tekke Bahçe diye bilinen vakfa ait boş bir arsanın içine gömülmeye başlaması ile oluşmuştur.
1963 – 1974 yılları arasında Lefkoşa ve civar köylerde şehit düşenler ile diğer bölgelerde yaralanıp Lefkoşa hastanelerinde şehit düşenler de bu şehitliğe gömülmüştür.
1964 yılında Rumların çevre köylerde yaptığı katliamlarda cesedi bulunanlar ve Türkeli (Ayvasıl) bölgesinde ortaya çıkarılan toplu mezarlarda bulunan şehitlerimizde bu şehitliğe taşınmıştır.
1974 Barış Harekât’ında şehit düşen sivil mücahit ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu personelin bir kısmı yine bu şehitliğe gömülmüştür.
1983 Yılında, 1974’te şehit olan TSK mensubu 84 şehidimiz, yapılan bir törenle buradan Boğaz Şehitliği’ne nakledilmiştir.
Şehitlikte halen 160 şehidimiz bulunmaktadır.
Ortaköy Şehitliği (KKTC)
Ortaköy Şehitliği, Kıbrıs Türklerinin Milli Mücadele yılları ve Temmuz 1974 Barış Harekâtı esnasında şehit olan subay, astsubay, erbaş ve erler ile mücahitler yatmaktadır.
Barış harekâtından sonra çeşitli nedenlerle şehit olanlar da bu şehitliğe defnedilmişlerdir.
2002 yılında restore edilen şehitlikte; 2 subay, 6 astsubay, 90 erbaş ve er olmak üzere 98 TSK mensubu ve 78 mücahit defnedilmiş olup ayrıca Kayıp Şahıslar Komitesince yapılan çalışmalar sonucu tespit edilen 18 şehit de 2007’de bu şehitliğe nakledilmiştir.
Şehitliğin içinde ayrıca Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nın ayrı bir şehitliği ve anıtı vardır.
Karaoğlanoğlu Şehitliği (KKTC)
Kıbrıs Harekâtı sonucunda ölen Türk Silahlı Kuvvetleri askerlerinin (subay, astsubay, erbaş ve erler) anısına Türkiye tarafından yapılan Girne‘deki mezarlık.[1] Mezarlığa, Kıbrıs Harekâtı’nda Kıbrıs’a ilk çıkan[2] Türk Silahlı Kuvvetleri alayının komutanı olan Halil İbrahim Karaoğlanoğlu‘nun ismi verilmiştir.[3] 8 subay, 5 astsubay, 58 erbaş ve er olmak üzere toplam 71 TSK askerinin cenazesi yer almaktadır.[1] 20 Temmuz 1976 tarihinde açıldıktan sonra 29 Ekim 1994 tarihinde de restorasyon çalışmaları tamamlandı.[3]
Girişindeki iki ana sütun Kıbrıs Türkleri tarafından anavatan olarak kabul edilen Türkiye’ye açılan kapıyı temsil etmektedir.[1] Batıdaki heykeller Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni temsil ederken, doğuda yer alan heykeller Türkiye’yi temsil eder.[4] Bu iki heykel arasında bulunan boşluk ise Türkiye’ye açılan pencereyi temsil eder.[3] Heykelin dört ayrı ayak üzerinde durması ise düzenlenen harekâtın dört gün içinde tamamlandığını belirtir.[4]
Girne Deniz Şehitliği Anıtı (KKTC)
Girne Deniz Şehitliği Anıtı, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında 21 Temmuz 1974 günü Kocatepe Gemisi’nin batması sonucu şehit düşen denizci personelin anısına dikilmiş bir anıttır.
Anıtın yapımına 16 Ocak 1975 tarihinde başlanmış ve 27 Haziran 1975’te tamamlanarak halkın ziyaretine açılmıştır.
Anıtın ön kısmında “Kıbrıs Barış Harekâtı Deniz Şehitleri Hatırasına” yazısı ve Deniz Kuvvetleri amblemi bulunmaktadır.
Anıtın arka yüzünde ise şehit olan toplam 68 subay, astsubay, erbaş/er ve sivil işçi isimleri yazılıdır. 68 kayıp denizci için 27 Haziran 1975 yılında yaptırılmıştır.
Mağusa Çanakkale şehitliği (KKTC)
Mağusa’daki Türk mezarlığında bulunan şehitlikte 33 mezar bulunmaktadır. Buradaki mezar taşları, Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizler tarafından Süveyş Kanalı ile Çanakkale cephesinde esir edilerek Mağusa’daki Karakol esir kampına getirildikten sonra gerek kötü muamele, gerekse firara teşebbüs gerekçesi ile şehit edilen Türk askerlerine aittir. Bugün şehitlikteki sembolik 33 mezarda, esirler arasındaki sanatkarlar tarafından oyularak yapılmış yazıtlı ve bir bölümü bezemeli mezar taşları bulunmaktadır. Mezartaşlarının en eskisi 24.11.1916 , en yenisi ise 8 veya 18 Şubat 1920 tarihlidir. Şehitlerin anısını yaşatmak için Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin 5’inci Kuruluş yıldönümü olan 13 Şubat 1980 tarihinde buraya bir anıt dikilmiştir.
Çifte Mazgallar Şehitliği (KKTC)
1964-1965 yıllarında şehit olan ve düşman tehdidi nedeniyle surlar dışındaki mezarlığa defnedilemeyen şehitler Çifte Mazgallar Şehitliğine defnedilmişlerdir. Tamamı dört şehit ve bir çocuk mezarından oluşan 5 şehidimizin kabirleri bu şehitliktedir
Gazimagusa – Canbulat Müzesi ve Şehitliği (KKTC)
Kilis Sancak Bey’i olan Canbulat, Kıbrıs’ın fethine karar verildiği zaman hazırlanan kuvvetler arasına bilhassa Anadolu Beylerbeyi İskender Paşa’nın tavsiyesi üzerine dahil edilir. Lefkoşa’nın fethinde üstün yararlılıkları görüldüğünden 18 Eylül 1570′te Mağusa’yı kuşatan Osmanlı Ordusu’nun sağ kanadına İskender Paşa ve Derviş Paşa ile birlikte görevlendirilir. En kanlı çarpışmaların yer aldığı Arsenal Burcu’na Venedik askerleri Osmanlı Ordusunun kaleye girmesini engellemek için keskin bıçaklarla kaplı çark yerleştirilir. Bu durum üzerine kaleye girmesi imkansız hale gelen Osmanlı ordusunun önünü açmak için, Canbulut Paşa beyaz atının üzerine binerek çarkı durdurmak ister ve beyaz atının üzerinde çarkın içine girer. Osmanlı ordusu çarkın bozulması ile kaleye girer ve göğüs göğse savaşır. Bir efsaneye göre çarkta kafası kesilen Canbulat Paşa kafasını koltuğunun altına koyar ve kılıcını eline alarak atına biner. Bunu gören Osmanlı askerleri yüreklenerek ve direnerek kaleyi fethederler.
Arsenal Tavyası’ndaki çarpışma sırasında şehit düşen Canbulat Paşa’nın Türbesi, uğruna can verdiği tabyanın altına yapılır. Asıl adı Arsenal Tabyası olan bu tabyanın adı Canbulat Paşa’nın adına hürmeten Canbulut Tabyası olarak değiştirilir.
Bu tabya ilk olarak 1 Ağustos 1968 tarihinde Canbulat Paşa Türbesi ile Osmanlı ve arkeolojik eserlerin sergilendiği bir müze olarak hizmete açılmıştır. Aradan geçen uzun zaman sürecinde gerek mekan gerekse sergilemenin yıpranması sonucu müzenin yeniden düzenlenmesi gereği doğmuştur. Yapılan yeni düzenleme ile Canbulat Paşa Türbesi’nin yer aldığı mekan Mağusa’nın fethi ve Osmanlıların şehri kuşatma sırasında yaşananların anlatıldığı ve sergilendiği bir müze olarak 2008 yılında yeniden hizmete açılmıştır.