
Başarısızlıkların ve sosyal çöküşlerin nedenlerine ait tartışmalar sıkıcı görünse de,
Daha doğruyu bulmak açısından cesaret verici bir tarafı vardır.
Başarısız ve çöküş nedenleri olarak;
1-Bir toplum bir sorunla fiilen karşılaşmadan önce onu öngörmede Başarısız olabilir.
2-Sorun ulaştığında kapıya dayandığında onu algılamada Başarısız olabilir.
3-Sorunu Algılasa bile sorunu çözmede Başarsız olabilir.
Bütün bu sorunlar toplumu idare eden siyasi ve politikacıların seçilme yetenek ve birikimleri ile orantılıdır. Toplumu yöneten yetkililer toplumu yönlendirirken tarihin derin bilgisinden haberdar olmak zorunlulukları vardır. Tarih boyunca yıkılan yok olan toplumların neden Başarsız olup yok olduklarını iyi araştırmaları ve bilmeleri gerekir. Yoksa bir toplumu idare edemezler. İdare etseler bile yıkıma götürürler.
Toplumların İçinde bulunduğu ve bir sorunu algılamada başarısız olmalarının en yaygın nedeni olarak ta inişli çıkışlı geniş çaplı dalgalanmaların gizlediği yavaş bir trend şekline dönüştüğünde oluşan durumdur. Miyop gözlü yeteneksiz Politikacılar bu gürültülü patırtılı dalgalanmalar arasında gizlenen ağır trendlerden söz ederken, yavaş yavaş ilerleyen normallik değimlerini kullanırlar. Ekonomi, okullar, eğitim, trafik tıkanıklığı, üretimdeki düşüşler, Borçlanma işsizlik veya toplum yaşamını etkileyen herhangi bir şey bozuluyorsa, her yılın bir önceki yıla göre ortalamanın üzerinde biraz daha kötü olduğunu fark etmek zordur. Böylece standart çizgi/ yaşam çizgisi yavaş yavaş fark edilmeden kötüye gider.
Toplum olarak başarılı ya da başarısız olmanın açıklanmasının çok zor bir noktası budur. Ayakta kalan toplumlar/ülkeler Hangi öz değerlere tutunmayı, hangilerini zaman değiştikçe terk etmeyi ve yerine yeni değerler koymayı bilmektedir. Dünyanın en güçlü toplumları/ülkeleri ulusal kimliklerini koruyarak sahip oldukları bazı değerlerden vazgeçerken başka değerlere tutunmuşlardır.
Bizim ülkemizde dar sokakta kamyon sürerek siyaset yapmayı marifet sanan politikacılarımıza atf olunur.