Eğitim bir milletin, bir ülkenin geleceğidir. Bu gerçeği kendisine şiar etmiş millet ve ülkeler, Tanrının da Kur’an da ilettiği gibi aydın ve eğitimli olurlar.
Müslümanların devleti, ülke insanının aydınlanması, birey olabilmeleri ve sosyal, siyasal, askeri ve ekonomik yönlerden güçlenmeleri gerekli yerlere eğitmen, öğretmen yetiştirip, okullar açıp, göndererek eğitim vermelidir. Bunu yaparken alt yapı olayını giderip, tüm insanlarına ücretsiz olarak kadın ,erkek ayırımı yapmadan aydınlatmak ve cehaleti ortadan kaldırmak için ,edebi, fen ve bilim ile donanmış bireyler yetiştirmek mecburiyetindedir.
Benim ülkemde %95 müslüman insanların yaşadığı bir ülke ama 1949 senesinde tekrardan düzenlenen Eğitim ve tedrisat kanunundan bu yana ileriye gideceğine maalesef yerinde sayarak, malumunuz olan 2002 yılından bu güne değişen Bakan ve sistemi yazmama gerek yok. İnsan derin düşününce ülkenin , insanlarının planlı olarak cehalete itildiğini düşünmeden edemiyor.
Doğru olan bir gerçek şudur ki, evet elhamdürüllah müslümanız ve dünyaca müslüman olarak bilinen bir ülke de gururla yaşıyoruz. Üstelik ülkemiz müslümanlığını ön planda tutarak yöneten yöneticilerin idaresinde yönetiliyor. Yönetiliyor da nasıl yönetiliyor, benim ülkem de Ataerkil bir aile ve din eğitimi vardır. Ülkemin %95 müslümanının hepsi imam hatip okullarında müslümanlığı öğrenmedi. Dedemizden,nenemizden, babamızdan, anamızdan, okulda öğretmenlerimizden, yaz tatillerinde köy ve mahalle camilerimizin hocalarından (şimdiki gibi tarikatçı yetiştirilmeyici) olarak öğrendik. Hemde iyi öğrendik. Müslümanlığın arapça öğrenilecek diye bir mecburiyeti de yoktur. Olmuş olsa idi 840 yılında müslümanlığı kabul eden Karahanlı devleti Kur’an’ı Karahanlı lehçesiyle yazdırmaz ve eğitimi o yazılan Kur’an’ın ışığında dı ve o sayede İmam Maturidi, Ahmet Yesevi ve nice ilim ve bilim sahibi Türk alimler yetişmiş insanlığa hizmet etmiştir, daha sonra Özbekçe ve en sonda Atatürk’ün Elmalı’lı Hamdi Yazır hocaya yaptırdığı günümüz Türkçesi ile yazılmış Meal’in ışığında insanlığa faydalı hizmet edecek kadın, erkek bilim adamları yetiştirilmiştir.
Devleti yönetenlerin görevi Tanrının Kur’an’la ilettiği gibi insanlığa faydalı kişiler yetiştirmek. Bu iletiyi ifa etmek için,eğitim düzenle dama taşınla oynar gibi, her Bakan koltuğuna oturanın kafasına göre hareket etmesiyle değil, doğru dürüst bir kurul kurulup tam bir islahat yapması gerekir, bunu yaparken hertarafı din okullarına boğmanın hiçbir anlamı yoktur. Diğer dinlerde nasıl ruhban okulları varsa, benim ülkende de gerçek din bilgilerine hakim, kişiler yetiştiren ve buradan yetişenlerinde, tahrikatlara hizmet etmeden Kur’an iletilerine göre eğitim vermelerini sağlamaktır.
Yapılacak iş Kaynayan bu kazanın altına odun atıp kaynatılacağına en kısa zaman da, geçmişinde en büyük alimleri yetiştiren bu milletin bu milletin itibarının sağlanmasıdır.