Evet, maalesef ülke geçmişte atılan temellerin sonucu, son üç senede büyük bir hızla cehaletin kucağına düştü. Bunun canlı örneğini 23- Haziran- 2022 günü vefat eden, Şeyh Mahmut denilen zatın devletin başı, bakanları ve milletin vekillerinin de dahil olduğu, yurt genelinden gelen, on binlerce kişinin katıldığı, defin töreninde bunun canlı olarak ortaya koyuluşunu seyrettik.
Ben 2006 yılından bu güne sahibi olduğum TOGAN yayınları ile M. Kemal ATATÜRK’ün “EN BÜYÜK SAVAŞ CAHİLLİĞE KARŞI YAPILAN SAVAŞTIR” vecizesini kendime ve yayınevime düstur yaptım ve bilgi dolu yayınlarımla, yazdığım kitaplarla, yurttaşlarıma aydınlanmaları için gereken bilgileri sundum. Bazılarını örnek verecek olursam TARİKAT-SİYASET-TİCARET, KANLA ABDES ALANLAR, MUSA’NIN ÇOCUKLARI, MUSA’NIN GÜL’Ü, MUSANIN MÜCAHİTİ, KİN KAPISI, AMERİKADAKİ İMAM, TAKUNYALI FÜHLER, FETHULLAHÇILIK, NURJİVAZI, PADİŞAHIM ÇOK YAŞA, ILIMLI İSLAM, İSLAMDA YOL AYRIMI, BERABER YÜRÜTTÜK BU YILLARDA, EMPERYALİZMİN TÜRKİYE AJANDASI, POLİS DARBESİ, MİLLET’Mİ O DA KİM, AK FAŞİZİM gibi üç yüz civarında eser ile Ülkemde hiçbir yayın evinin basmaya cesaret edemediği kitaplarla cehalet savaşının, Amiral gemisi oldum ve hala oluyorum. Hiçbir eserim ne yasaklandı, ne de toplatıldı, Savcılıkta, Emniyette ifade verdim ve Mahkemede yargılandım. Ama ne ben, ne de yazar arkadaşlarım ceza almadık ve berat ettik. Google da troller tarafından saldırıya uğradım ve hala uğruyorum, tehditler aldım ama yılmadım. SEKA kağıt fabrikaları sözde özelleştirilirken yazdığım kitapta hata olduğunu vurgulayıp yazdım ve şimdi 2012 senesinde yazdığım kitapta haklı çıktım. Şimdi bu kadar ne yazdın, ne de haklı çıktın diye düşüneniniz olmuştur. Dünyanın en kaliteli kağıtlarını üreten fabrikaları atıl duruma getirilmesinin, satılmasının, yurt dışından ithalatın çok yanlış ve hata olduğunu bağırmıştım. Ama Ülkemin ekonomist yöneticileri duymak istemedi, maalesef. O tarihlerde 1 ton en, kalite kağıt 430 AURO idi 10 formalık(160 sayfa) bir kitabın kapak satış fiyatını maksimum 10tl yazardık, kağıtçı dan 1000kğ kağıt istesek onlar 10.000kğ bir kamyon yollarlardı ve bedelini de 8-9 ay da dağıtım firmalarından aldığımız evraklarla öder idik. Maalesef şimdi 1150 AURO, yine 10 formalık bir kitabın, şimdiki kapak fiyatı ise 40-45 TL o da parayı peşin ödeyip kağıdı 3-5 gün sonra alıyoruz. 2018 senesine kadar dövizle ithal edilse de tl konuşulurdu. İşte bu tarihten sonra kim vitese takıp gaza bastı ise, normal hızda seyir eden yayın sektörünün kağıt ve dağıtım ayağındaki tekelleşme doruğuna vardı. Dört dağıtım şirketi tasfiyesini istedi. Koca ülkede biri devlet başkanına akrabalık bağı olan Albayrak gurubuna ait TURKUAZ ve D&R mağaza zincirleri, diğeri ise sonradan Aydın Doğan’ın kızı tarafından satın alınan ARASTA dağıtım ve yan kuruluşları. Bunlar da önce kendi yan kuruluşları yayınevlerinin kitap diye bastığı fikren ucuz romanlar, ne anlattığı belli olmayan kişisel denemeler. En fazla ağırlıkta ise KUR’AN ile alakası olmayan sözde dini bilgiler yüklü kitapları pazarlıyorlar. Tabi gerçeklerin yayınını yapan yayın evlerinin eserlerinin bilgileri internet satış sitelerinde var, ama istendiği zaman aldığınız cevap “Baskısı bitti”.
Bu aynanın görülen yüzü birde diğer yüzü var ki o da gazete, dergi ve mecmua! İnsanlar bunları da minimum seviyede okur oldu, bazı ulusal gazeteler mesela “Yeniçağ” ulusal yayından bölgesel yayına döndü. Günlük çıkan yerel gazeteler haftalık yayın yapmaya veya internet gazeteciliğine kaçış yaptı. Zira kağıt fiyatları döviz ile yarış edemeyince, olay FETO nun ülkede at koşturduğu günlere döndü. O zaman da Milyon tirajlı gazete her gün bedava dağıtılırken. Fethullah GÜLEN’in kardeşine ait İzmir’de ki ülkenin en büyük entegre kitap basım tesisinde basılan milyonlarca kitap yurda dağıtılıyordu. O zaman halka kendi fikriyatlarını öğreterek ülkenin ilimden, bilimden uzaklaşmasının başlangıcı yapmışlardı. Tamam 15 Temmuz da şu an ülkemi yönetenler onlarla beraberliklerine son verip, yollarını ayırsalar da, bu sefer başka ortaklıklar din adına hakimiyet vitrinine çıktı.
İçinizden bunları yazarak neyi anlatmaya çalışıyorsun diyenleriniz çıkmıştır. Sorarım sizlere 5tl verip bir simit alır iken bile düşünen yurttaş bilgi yüklü 320 sayfalık bir eseri 85-90 tl ye nasıl alsın, nasıl okusun. Haydi diyelim alıp okumak istedi. Ülkede ki tekele girmiş dağıtım ağlarından ötürü saygın kitapçıların rafları laylaylom kitap dolu. Almak için artı birde kargo bedeli ödemek zorunda kalıyor.
Anlayacağımız şu ki ülkenim sorunlarını öğrenmesi, fen ilminden, tarihinden ve güncel olayların detayından haberdar olmaması lazım! Bu ülkenin gidişatı şeyhler, dervişler, tarikatların hakimiyetini olduğu yöne sokulmak rotasında olduğunu da unutmamak lazım!
Ve şu iki vecizeyi hiç unutmayın!
“Baylar ey millet iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır” M.K.ATATÜRK
“Şayet ben ölecek olursam, memlekete ait söyleyecek hiçbir şeyim yoktur. Çünkü yürürlükteki Cumhuriyet yasaları bu işleri temine yetkilidir.” M.K. ATATÜRK