Ayırımsız tüm muhalefet partileri lider ve sözcüleri, haftada en az bir sefer yayın organlarına verdikleri beyanlarda, güçlendirilmiş siyasi yönetim şekli diye bir takım çalışmalarını halka aktarıyorlar. Sözde sistemin yanlış olduğu için kendi dorularını anlatıyorlar. Sadece bir maddesi hariç hepsi aynı şarkıyı söylüyor. Ayrı olanda her aklıselim insanın kabul etmediği bu günkü Başkanlık sitemi. Sözde başkanlık ama icraatta tek adamlık sistemi.
Tamam, o zaman değişiklik yapacağınız ve vaat ettiğiniz sistemi, halka sunmadan önce onlardan gelecek önerileri sorun. Onlardan gelecek fikirleri değerlendirin bakın ne harika bir sistem ortaya çıkar, tabi bu fikirlerden koordine edilmiş Türkiye’den o zaman dünyaya nasıl lider devlet olunurmuş gösterir.
Sizlere yaşadığım bir anekdotu aktaracağım; Sene 1983, yer Adana Çifte minare caminin karşısında ki çocukluğum da, gençliğim de top oynadığım boş arsa. O sene yapılacak genel seçimler için ANAP lideri rahmetli Sayın Turgut ÖZAL, Adana halkına ilk defa hitap ediyor. Konuşmasının bir yerinde şu şekilde “-Sevgili Adanalılar eğer benim partimi iktidara getirirseniz, yapacağımız ilk iş Siyasi partiler ve seçim kanununu değiştirmek olacaktır. Nasıl mı? İlk işimiz siyasi partiler kanununu değiştirmek olacak delege sistemini kaldırıp üye sistemini getireceğiz. Bu güzel Adana’da mesela partimizin üye kaydına sınırlama getirmeyeceğiz 20.000 üyemiz varsa, bu üyelerin tamamı kendi ilçe, il yönetimini, kendi il genel meclis üyelerinin, belediye meclis üyelerinin adaylarını, belediye başkan adaylarını ve milletvekili adaylarını kendileri seçecek. Bitmedi partinin genel yönetim kurulunu ve genel başkanını ve yardımcısını tüm ülkedeki üyeleri seçecek. Şimdi kendi kendine nasıl yani demiş olanlarınız vardır. Her ildeki üyelerin önüne sandık koyup kendi yönetiminin seçilmesini sağlayacağız. Kısacası delege ağalığına son vereceğiz halkın istediği, güvendiği kişilerin ülkenin en iyi şekilde yönetilmesinde katkılarını sağlayacağız.
O zaman ki yerel siyaset insanlarının kalitesini de yazmadan geçemeyeceğim. Rahmetlik Özal bu sözleri söylerken, sahanın mahalleden tarafında ki, Giritli Mustafa ağabeyin büfesinin önünde küçük kürsü tabir ettiğimiz oturacaklarda, CHP il başkanlığı yapmış Rahmetli Av.Saim İnan, MHP de aynı görevi yapmış Rahmetli Av.Hülagü Balcılar, İşçi partisi il başkanı rahmetli Av. Mahmut Eroğlu ve Demokratik parti yöneticisi rahmetli babam Mehmet Ali Arlı beraberce birbirlerine saygılı ve samimi ortamda dinliyorduk. Oyumu kullanmakta kararsızdım, ta ki bu kelimeleri duyuncaya kadar. Yüksek sesle “işte bu, bu adamın partisi tek başına iktidar olur dedim.” Bunun üzerine rahmetlik Av. Mahmut Eroğlu ağabeyim “- Hayırdır İsmail neden böyle karar verdin” dedi. “-Mahmut ağabey her halde iyi dinlemediniz. Mesela benim mahallemde X partinin 13-16 delegesi var ben partinin kayıtlı üyesi olduğum halde kimler olduğunu, kimler tarafından nasıl seçildiğini bilmiyorum ve bu adamların başındaki delege başı denen adam ne der ise o oluyor. Yani senin anlayacağın ülkenin kaderi bu adamların elinde. Tabi ki bu en üst kademeye kadar gidiyor, üstte de genel başkan hegemonyası başlıyor. Kontejyan faslı ile hiç tanımadığımız memleketi sadece haritada görmüş yerini dahi bilmeyen birini vekil tayin edip seçtiriyorlar. İşte bu yüzden Özal’ın konuşması gerçek demokrasinin kendisi de ondan, benim gibi düşünen binlerce kararsızın da vereceğinden” dedim. Mahmut ağabey ve oradakilerin hepsi, bizi Özal değil senin analizin ikna etti dediler. Ama oda sadece vaat ile insanları kandırdı. Maalesef!
Şimdi buradan ben bu vatanı, bu vatanın insanlarını seviyorum, bu her iki unsurun geleceği ve refahı için T.C yi layığı ile yönetmeye talibim diye bol keseden atan Sayın muhalefet liderlerinin hepsi, tek tek isimlerinizi yazmama gerek yok zannederim. Madem bu göreve talipsiniz, gelin delege sistemini kaldırıp, üyelerin hepsinin seçme hakkını kullanacağı sitemi getirin. Tekrar Cumhurbaşkanlık sistemini eskisinden daha sağlam yetki ve denetimlerle donatarak tek adamlıktan kurtarın. 84 milyona başkanlık yapacak duruma getirin. Milletvekilliğinden emekli olma uygulamasına son verin veya bu ülkede bir insanın 7000 günde ve 60 yaşında emekli olurken 20 yaşındaki hiç bir hayat tecrübesi olmayan ve birilerinin işareti ile vekil olmuş kişinin 720 gün de emekli olup, ömür boyu, ölünce de varislerinin ortalama 30-40 yıl bu ülkenin vergilerinden ödenen maaşa dur deyip kaldırın. En azından 15 sene vekilliği laiki ile yapmış kişilere verilmesini sağlayın. Bakın o zaman ülkeyi yönetmeye talip olanlar parasına ve dayısına güvenen değil, bilgisine ve kendilerini aday olarak gösteren insanların güvenine ve vatanının sevgisine layık olmaya çalışacaklar aday olacaktır. Bundan emin olun.
Benim önerim bu, tabi işinize gelir, bu ülkenin insanlarına değer verirseniz. Halka sorarsanız daha da iyi öneriler alacağınızdan eminim.
Tabi sonun da vaatte bırakmayıp, tatbik etmek cesaretine sahipseniz…