Bence 24- Haziran-2018 veya 8- Temmuz- 2018 günülerinde yapılacak seçim Türkiye Cumhuriyetinin geleceğini belirleyecek.
Bu önemli dönüm noktasında başrolü oynayacak siyasi partilere yaklaşık 15.500 kişi vatanına ve milletine hizmet için milyonlarca parayı vererek aday adayı oldu. Riyakârlığın hiç lüzumu yok. Bu aday adaylarının içinde büyük çoğunluğunun gayesinin hizmet bu bir gerçek olduğu kadar, belli bir kesiminde de ya olur isem!, olamaz isem de, namım olur düşüncesi hakim di. Maalesef, ilk adım yanlış düşünceli insanların katılımıyla başladı.
Bu yanlışlar başlangıcını Ülkeyi yönetmeye talip siyasi partilerin yanlışları takip etti ne mi oldu. İstisnasız her parti, kendi içinde teşkilatını tanıdığını zanneden, kişilerden kurmuş olduğu komiteler oluşturdu. İşte bu komiteler ülkemin geleceğini tayin edecek listeleri hazırladı.
Yapmış olduğum araştırma ve incelemeler neticesinde varmış olduğum sonuç şu ki, kim ne derse desin, tüm partilerdeki bu komiteler öncelikle ahbap çavuş ilişkileri ağırlıklı seçimlerin yanı sıra, bu güne kadar meclis koltuklarını çeşitli zamanlarda ve halen işgal edip kendi çıkarlarına katkıdan başka hiçbir fayda sağlamamış ve medyatik kişilerden oluşturmuş durumdalar.
Benim her partiden bir zat görüp okuduğum, en az 100’e yakın kişiye ait öz geçmişte şahit olduğum, tam devlet yönetme tecrübesine sahip yüksek kariyerli bu kişilerin, açıklanan listelerin uzaktan yakından yanına yanaşmamış olması beni ülkem için yeise itti.
Bu demek değil ki yılgınlığa düşüp mücadeleden vazgeçeceğim veya sizleri vazgeçmesine sebep olacağım. Şimdi daha büyük zevk ve şevkle ülkemin güneşli, aydınlık günlere çıkması için çalışacağım ve sizlerin de daha fazla çalışmanızı önereceğim.
Madem mücadelemiz demokrasi içinse, öncelikle kendi bünyemizde sağlamamız gerektiğini, Ülkemi yönetmeye talip olanlara YANLIŞI, BİR BAŞKA YANLIŞIN DÜZELTMEYECEĞİNİ HATIRLATMAK ve ülkemin bu günlere biat kültürü neticesi geldiğini ikaz etmek, unutmayın her vatan severin ilk vazifesi. Olduğunu unutmamız gerekmektedir.