MAHİYE MORGÜL

4 Yıllık Oyun Okulu Sistemine Geçiriliyoruz

Adı Anaokulu, süresi dört yıl. İngiliz Amerikan modeli.

Okuryazarlık süreci uzatıldı. Matematik buharlaştı. Bolca oyunla oyalayacaklar çocuklarımızı. Bir de Güney Kore’den İngilizce konuşma öğretmeni, bir tür Hıristiyan dadı köy kızları gelecek.

Peki, bundan piyasa ne kazanacak diye sormalısınız. Çünkü 2005 yılından beri piyasaya göre eğitim modelini inşa etmeye devam ediyor Milli Eğitim Bakanlığımız.

Oyuncak piyasası kazanacak. Eski oyuncaklara yeni adlar bulacaklar. Örneğin yeni okullara pazarlanacak tahta oyuncaklara bir isim bulundu bile; Peygamber Oyuncakları.

İnternet kanallarında mahlası Ada Abi olan bir konuşmacı var. İki şehirde ahşap oyuncak üretim şirketi kurduğunu canlı yayında söyledi. Peygamber Oyuncakları diyerek tanıtım programı yapıyor. Yani dört yıllık anaokulları için ders materyali üretmeye geçildi diye anlıyorum.

Peygamber Oyuncakları diyerek satışı artıracak yolu da bulmuş. Kanalına göre kıyafet giyiyor; örneğin kanalın birinde yeşil takkeyle çıkıyor. Ramazan gününde konuşacak konu bulamadılar, peygamberlerin oyuncaklarını konuşuyorlar. Oysa bu oyuncaklar benim çocukluğumun oyuncaklarıdır. Çocuk her tarihte aynı çocuktur. Benim bildiğim çok daha fazla ahşap oyuncak var.

Beri yandan, ülkemiz borç batağında debeleniyor,  yeniden IMF kapılarındayız. Borç parayı nereye harcayacağımızı da söyler; bence diyor ki “Oyun Okulları yapacaksın, ders materyali olarak içlerini oyuncakla dolduracaksın!”

Plan 1995’de SPAN Amerikan eğitim şirketini başımıza getiren Tansu Çiller’in planıdır. Bu şirket dünyada ve bizde eğitim pazarı kurmaya devam ediyor.

Ramazandayız. Peygamberimizin dışarıdan faizli borç almamak üzerine vasiyetini unuttuk, oyuncaklarını öğretiyoruz. Atatürk’ü karga kovalarken anlatmak gibi, Peygamberimizi de oyuncaklarla eşleştirmeye geçtik!

Plastik oyuncaklar yerine ahşap oyuncaklar yapın, yapılışını da çocuk evinizde görsün, birlikte yapın diye diye yıllarım geçti. Plastik oyuncak kas gelişimini engeller ve ağırlık kavramı oluşmaz.

Şimdi dinler buluşması projesini oyuncaklara indirdiler. Peygamberimizi de buna araç ediyorlar?

SPAN eğitim şirketinin programına göre MEB Dört Yıllık Anaokulu modeline hazırlanıyor. Eğitimin süresini uzatmak, çocukları ilk çocukluk çağında daha uzun süre tutmak projenin parçasıdır. ABD ve İngiltere bu SPAN programını uyguluyor.

Oyun oynama çeşitlerini çoğaltarak çocukluk çağını uzatmak, dört yılı böyle doldurma programı geldi. Çocuğu oyuncaklarla baş başa bırak, o ne yapmak istiyorsa yapsın, sen onu gözle, diyor.

Oysa, çocuk okula başladığında çocuğun oyuncakla bireysel oyun oynama yaşı biter, arkadaşlarıyla oyun kurmaya başlar. Çocuk arkadaşlarıyla birlikte bilimsel eğitim almak için okula gider. Şimdi, yeni müfredatla çocuğu 4 yıl oyalayacağız.

Eğitimin süresini uzatarak veliyi daha uzun süre eğitime para harcamaya mecbur etmek bizim milli projemiz değildir. “Mecburen eğitime geçtik” demişti Ziya Selçuk.

Ankara’da, yeni müfredata göre içi boş ders kitapları basıldı bile. Matematik iyice buharlaşmış. Dört yıl, sadece okur- yazarlık, oyun ve İngilizce konuşma ile geçecek.

Bu eğitim projesinin ulusötesi babaları var. Dinler Buluşması, ya da Ilımlı İslam projesine göre değerler eğitimine oyuncaklarla devam edecek bakanlığımız.

Yayınevleri ve oyuncakçılar yeni anaokulu sistemine göre  hazırlık yapacaklar. Eğitim piyasası canlanacak. MEB, yani devlet, eğitim piyasasını kurmakta regülatörlük/düzenleyici görevi yapacak; okullarla piyasanın arasını kuracak, yeni MEB bütçesi bu piyasaya  gidecek.  Piyasanın yeni havarileri de elbette bu işten nemalanacak!

Peygamberlerin oyuncakları diyerek imal ettikleri ahşap oyuncaklar tamamen benim çocukluğumda oynadığımız el yapımı oyuncaklardır. Ben daha fazlasını bilirim, yazdım. Müzik Nasıl Öğretilir kitaplarımda çocukluk çağınde ses çıkartan çeşitli oyuncak yapımını anlatıyorum. Bunların yaş grubuna göre, kız ve erkek çocuğuna göre, çocuğun zihinsel, fiziksel ve ruhsal gelişimini destekleyen pedagojik açıklamasını bilirim.

Geldik peygamberlerin oyuncaklarına. Hem de üç din bir arada, beyin bulandırmacasına. Küresel para babalarının bundan bir kârı olmasa bunu planlamazlar.

         Söz konusu youtube yayınlarındaki oyuncakçı, Ada Abi mahlaslı, videolarında tarih çarpıtmaları yapıyor. Örneğin Bizans’ın kurucusu olan Batı Karadenizli (Bithnialı/Bizanti)  bilgelerine çoban/pagan diyor.  Bizans’ın bayrağında kırmızı üzerinde sarı sekiz köşeli Türk yıldızı ve hilal vardır, bu semboller bize der ki kurucuları Sirkasya Mitra kültündendir, Perslerdir, pagan değil bilim yapmayı ibadet sayarlar. Örneğin Bilgelik Okulu Ayasofya’nın kubbesinde koruyucu kanatlı Umay Anamız Türk Serafim meleği vardır. Tüm Anadolu şifaevlerinde de görürüz bu meleği. Ona bile Meryem Ana diyenler var.

         Bu Ada Abi, Cerrahpaşa kazılarında ortaya çıkan Düşkünler Yurduna (hastaneye) pagan tapınağı dedi. Orda cerrahi tıp yapılırdı demek yerine “paganlar orda insan keserdi” dedi. Çok hazin.

         Hıristiyan ayaklanmasında yıkım gören yerdir, bunu söylemez. Hatta bence Şifaevi olduğunu bilerek en derin katlarına indiler, oralardan binlerce yıllık faydalı bakterileri birileri almıştır. Çünkü antibiyotik çağı bitiyor, bakteri şurup ve spreyleri dönemi başladı, yabancı ilaç şirketleri astım ve gümüş mağaralarımıza ajanlarını gönderip toprak çalmalar başladı.

Geldik 3.bin yılın haçlı seferine. 2001’de öyle demişlerdi. Bu kez nereyi yıkacaklar diye bekliyorum. Depremle yıkılsın da biz yıkmak zorunda kalmayalım diye düşünüyorlardır, depremi tetiklemeyi bile göze alıyorlardır. İstanbul yine Roma olacak, o plana göre yıkılmış şehre İsa Mesihleri gelecek. Çocukların zihinleri pelerinli Süpermen ile dolduruldu, göklerden pelerinle ineceği yer İstanbul’da bir yerdir diye anlatılıyor tv’de.  Bu nasıl işgal planıdır böyle, çocukları da hep çocukluk çağında tutmak bu planın parçasıdır, öyle anlaşılıyor.

Bir de bu bey her programında Yerebatan Sarnıcında zengin birilerinin kiralayarak şeytani kılıklarda yaptığı pagan ritüellerini anlatıyor. Oysa o sarnıç 193-196 Septimus Seferius’un İstanbul’u 2,5  yıl kuşatma altında susuz bıraktığı zaman yapılmıştı. Direnen Bizans’a ceza verdi Seferius, İstanbul’u yerle bir etti. Pozantı’da Oğuz beyi Tarkun Di Mete’ye yenilmişti, oradan geldi İstanbul’a. Yerebatan sarnıcındaki kırılmış tıp sembolü, sütun başıydı (ters Medusa) Cerrahpaşa’daki Şifahanenin yıkımından kalan parçaydı. Halk Anadolu’ya kaçıyordu, İstanbul’un nüfusu 15 bine düşmüştü. Bunları anlatmıyor Ada ağabeyleri. Gerçeği çarpıtıyor.

Yeni programında, yeşil takkeli videosunda, sarnıçtaki pagan ritüeli haberini tekrar etti. Eleştirirken reklamını yapıyor.

Hıristiyan Konstantin’in Selanik’te şifacı 5 bin kadını Umay Analı Mitra kültünden vaz geçmedikleri, yani Hıristiyan olmayı red ettikleri için öldürttüğünü, Şifahaneyi bozup annesi Helena’ya kilise yaptığını da söylemiyorlar. Tek gözlü korsan Dandolos’un 438’de Ayasofya’yı, Aya İrini ve Düşkünler Yurdu Zenan’ı (bugünkü Cerrahpaşa) yaktırdığını da söylemez. Çünkü, Oğuzdinli Justinyen ve Kıbrıslı eşi Yenge (Nike), halkın tefecilere olan borçlarını silmekle tefeci bankerleri kızdırmışlardı.

Üsküdar’dan atlarıyla denizden karşıya yüzerek gelen İskitdor süvarileri, 438 haçlı isyanında çıkartılan yangınları söndürdüler. Oğuzdinli Justinyen ise, Ayasofya’yı ve Zenan’ı onardı,  Anadolu’da Silvan kalesi ve Rize Kalesi gibi ilaç ve tıp kitaplarının saklandığı Mitra kalelerini ve Niğde’de şifa evlerini onardı. Aksaray Hipodromuna İskitdor Oğuzlu süvarilerin onuruna altın ve gümüş karışımı dört at heykeli koydu. Sonra bu atlar 1204 Venedik Latin soygununda Venedik dükalığına kaçırıldı, yüzlerce altın suyuyla yazılmış bilim kitabı Ayasofya’dan Roma’ya kaçırıldı. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u kurtardığı zaman İskitdor süvarilerinin şerefine Ayasofya’ya atıyla girdi ve kubbedeki Türk meleği Umay Anamızı selamladı.

Bunu böyle anlatmazlar. Anlatmazlar, çünkü yeni haçlı seferleri başladı, tarih yeniden yazılıyor. Dinler kardeştir, “peygamberimiz de çocuktu” gibi bulandırmalara başladılar.

Sıra ilkokulları buharlaştırmaya, dört yıllık anaokulu diye “oyun okulları” açmaya geldi. Küresel haçlı seferi tertipleyenlerin istediği şekilde okul müfredatları yeniden şekilleniyor. Oyuncak piyasası oradan canlandırılacak.

Maksat Peygamberi öğretmek değil. Bilmem anlatabildim mi?

16.3.2024

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.