Sabah erkenden sahile indim, sefa bahçemin yeşeren otlarını yolmak için. Yağmurlar toprağı yumuşatmışken otları kökünden yolayım çürümeye bırakayım diye. Dolgu alanda kayaların üzerinde çok az topraklı yirmi metrekarelik bir yer burası.
Bir kenarda koyu yeşil pırıl pırıl yeni yeşermiş bir maydanoz… Meğer maydanoz değil baldıran zehiriymiş. Küçücük bir dal kopardım ağzıma götürdüm, ön dişlerimle az bir şey çiğnedim, kokusunu beğenmedim, tükürdüm yere attım. Çimen yolmaya devam ettim, on dakika geçti geçmedi üst dudağımın şişmeye başladığını hissettim. Eyvah, dedim. Zehirli ot ya da zehirli bir böcek dokundu dudağıma dedim içimden. Saat 8.30 da oldu bu. Sahilde yardım isteyecek benden başka kimse yoktu.
Zehire karşı panzehir olacak bir şey lazımdı. Kayalarda kendiliğinden yeşermiş incir vardı, onun yaprağını kopardım, sütünü dudağıma sürdüm. Az geldi bana, dalın tepe tomurcuğundan kırdım, az daha fazla süt çıktı, ondan sürdüm. Mantıken rahatladım, çünkü incir sütünü panzehir olarak Başoğuzlu kralımız Rizeli VI.Mitridate de kullanmıştı.
Biraz sonra burnumda soluk almada sıkıntı hissettim. Eyvah dedim, şişmeye içeriden devam ediyor, nefesim tıkanacak, anladım. İncir sütünü içeriye kadar sürebilmek sorundu. Acaba hastaneye gitsem mi, dedim. Ayağımda çizme, sırtımda bahçe paltosu, yanımda para yok… Her halükarda acilen eve dönmeliydim.
Evde kaynatılmış turunç ekşisi bekletiyorum, böyle durumlarda işe yarar. Kralın panzehiri geldi aklıma, turunç yaprağını kaynatıp içine incir sütü katıyordu, karatavuk kanı ekliyordu, günde bir doz içiyordu. Ona her sabah panzehir içirme hizmeti veren başkadın savaşçısı Mitracı Fırtına Aba (Partune Opa) geldi aklıma.
Bir an önce eve gitmeliydim. On dakikadan önce eve varamazdım. Yolumun üzerinde bir bahçenin kenarında dikenli üç yaprak denilen anaç turinci vardı, meyveleri yenilmez, çekirdekleri için bahçede tutulur, pek bilinmez suyu panzehirdir, ben bunu iki bin yıl önceki kralımızın biyografisinden biliyorum.
Yol üzerindeki Tafuli İbrahim Kaptanların eski bahçesine vardım. Kenarında var. Uzandım iki tane kopardım, ısırdım, suyunu dışarı verdi, üst dudağıma içeriden ve burnumun içine doğru turunç suyu verdim. Nefes alışım rahatlarsa şişme duracak diye umut ediyordum. Hemen bitişiğindeki incirin dalları önüme geldi, ondan da kırdım sütünü turinci sürdüğüm yere sürdüm. Kralın panzehiri gibi ikisi beraber oldu. Burun deliğimin daralması durdu.
Evde bunu tatbik ediyorum, dudağımda titreme oluyor. Açtım interneti, baldıran zehirlenmesinin belirtileri var.
https://www.milliyet.com.tr/gundem/maydanozu-andiran-bu-ota-dikkat-1679904
Turunç ekşisi tuzlu sıvı, bu yazıyı yazarken dudağım acıdı, gittim yıkadım, “turinci” kestim, suyunu sürdüm. Gidip incir yaprağı koparayım karşımdaki bahçeden, süreyim.
Az önce göz kenarlarım acıdı. Ona da turunç suyu sürdüm, az sonra o da geçti.
Ara ara panzehir tatbikini yineliyorum.
Doktora neden gitmiyorum?
Ne zaman Araştırma hastanesine gittiysem anında teşhiş koyamıyorlar, o da bu da baskın mış… Ben kendimin doktoru oldum. Deneme yaparken ölmek de var.
Habib Koçal’ın şurubunu deneyeceğim, ama önce kendisine ulaşıp sorayım istiyorum. Telefona cevap vermiyor, saat 10.50, uyanmamış olabilir.
Bu postayı doktor arkadaşlarıma göndereceğim. Umarım onlara ulaşırım.
Başka acil müdahale yöntemi bilen varsa bildiğini bildirsin.